5 Mart 2013 Salı

Hal Koyunları

- Eleme - 


İlhan Hoca yeni katılanların pestilini çıkartmaya devam ediyordu. İlk dört haftanın günahı olmadığını söylese de yeni gelenlere hiç acımıyor 3 saat süren çalışmaları en son anına kadar değerlendiriyordu. Bu dört haftalık dönemde her hafta yeni simalar geliyor, bir o kadarda vazgeçenler oluyordu. Israrla her çalışmaya gelen 50 kadar dansçı adayı artık yenilerin içinde sezon boyunca devam edeceği izlenimini veriyorlardı. Sonraları anlayacaklardı ki esas eleme oyun kabiliyetinden değil derneğe geliş amaçlarının tespit edilmesine bağlıydı... 


O dönemler hala 12 Eylül darbesinin apolitik bir toplum yaratma çabası ülke geneline hakim bir tutumdu. Bu nedenledir ki darbenin üstünden 12 sene geçmesine ve toplumun siyasetten korkmuş olmasına rağmen halen devlet kurumları tarafından derneklere potansiyel anarşist yuvası gözüyle bakılıyordu. Diğer bir taraftan da dernekler sosyalleşmenin en önemli enstrümanıydı. Halk ikilemdeydi. Cesur olanlar bir derneğe üye olabiliyor ve faaliyetlerini siyasete alet olmadan ve sıkı bir denetim altında sürdürebiliyorlardı. Adının bir olaya karışmasından korkanlar ise bir dernek üyesi olmaktan itina ile kaçıyorlardı. 

Bu olaya bir dernek yöneticisi gözüyle bakarsanız eğer yönetim kadrosu gerçekten kurumunun amacına uygun faaliyetlerde bulunmasını istiyorsa dernek içine girerek siyaset yapabilecek tipleri tespit edip dernekten uzaklaştırması gerekiyordu. Çünkü zaten onlar tespit edip dışlamazsa  Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı Dernekler Masası, sıkı denetim ve istihbarat çalışmaları ile onları buluyor ve zamanı geldiğinde devreye giriyordu. Dernek yönetimi bu tip bir müdahale ile karşılaşmamak ve kurum içi dostluk ortamının zedelenmemesi için dikkatle gelecek yeni üyelerini inceliyordu. Çaktırmadan olması en güzeliydi..Eleme adı altında bir kılıf bulunmuş ve bu vesile ile derneğe amacı dışında gelenler ayıklanmaya çalışılıyordu.  

İlhan Hoca yanında başka bir kaç hocayla birlikte yenilerin karşısına dikilip bu hafta bazı arkadaşlarınızla yollarımızı ayıracağız bazıları bizimle sezon sonuna kadar birlikte çalışmalar devam edecek dediğinde henüz 5. haftaydı. 5'li gruplar halinde o güne kadar gösterdiği oyunlardan bir kısmını oynamalarını istiyordu. Karşılarında duruyor onları izliyor ve onlara tempo tutuyordu. Çok gaddar değildi. Hata yapanlara bir şans daha verdiği oluyordu. Sıra genç adam geldiğinde önce Kırklareli'nden bir oyun sordu. Sonra Adıyaman. kolaydı genç adama göre. Yaptı zaten. Kendi 5'lisi içinde hatasız yapan tek isimdi. Son olarak Silifke'den bir oyunun bir figürünü sordu. "Sallama".. O da kolaydı. Başladılar oynamaya. Sorunsuz devam ederken ne olduysa aynı kol aynı ayak olması gereken figür genç adamda ters kol ters ayak olmaya başladı. Bir şeyler yanlış gidiyordu. Heyecanlandı. Düzeltmek istedi ama henüz o kadar hakim değildi oyuna neresinden durup ta yakalayacağını bilemedi. İlhan Hoca durdurdu ekibi. Bir kez daha denemeye karar verdi. Yine güzel bir başlangıç yine aynı yerlerde dolandı ayakları... Bu iş burada biter diye düşündü kendi kendine... Herkesi gönderdi İlhan Hoca... Tüm ekip bitince açıklayacaktı kalacakların isimlerini. 

O sırada eski dostu geldi. Telaşlı bir şekilde ona anlattı başından geçenleri. "Galiba buraya kadarmış" dedi. Aslında çok becerikli olmasa da hakkıyla gösterileni yapmıştı ama bir şeyler engel oldu ona... Ara verildiğinde hocasıyla konuşmaya gitti. Olanları anlatarak belki de izah edebilirdi. 

Hocasına "Aslında göründüğü gibi değil ben yapabiliyordum ama bir şeyler elimi ayağımı dolandırdı. Çok heyecanlıydım yapamadım" dedi. Hocası ona sırıtarak şunu söyledi: "Ben göreceğimi gördüm". Tüm ümitleri yok oldu. Aslında bu ortamı çok sevdiğine ve kalmak istediğine ama artık son dakikalarını yaşadığına inandı. 

5 dakika sonra eski grup çalışmasını bitirdi ve salon dışına gönderildi. Yeniler içeri davet edildi. Kısa bir konuşma yapıldı. Emekleri için teşekkür edildi. Elenmenin dünyanın sonu olmadığına ama kapasitelerinin belli sayıda bir dansçıyı eğitmeye yeteceğinden böyle bir zorunluluğa gidildiğinden bahsedildi. Ve isimler okunmaya başlandı. İlk 10 isim arasında yoktu ismi. Heyecandan ve umutsuzluktan mantığı devreye girmiyordu. Halbuki okunan sıra en iyiden en kötüye değil oynama sırasına göreydi. Yani gelişi güzel bir listeydi. 30'lar geçildiğinde adı okundu. Beklediği ve korktuğu son hakkının yenmesiydi. Sadece bir hata yaptığı diğer doğruları götürmemeliydi. En azından hakkı yenmedi. Sevindirik oldu. Tüm isimler okunduktan sonra ismi okunanlar kalsın geri kalanına teşekkür ederiz dendi. 

İsmi okunanlara bir sonraki haftadan itibaren çalışmaların nasıl yürüyeceği, ne gibi ekipmanların getirilmesi gerektiği, derneğin katı kuralları, aidatları vs vs kısaca dernek üyelerinden beklenen tüm davranışlar detaylıca anlatıldı ve iyi haftalar dilendi. 

İlhan Hoca'nın yanında aldığı bizimkisi soluğu. Amacı teşekkür etmekti. Kıstırdı bir pano dibinde... İlhan Hoca, elinde çayı sigara içmeye hazırlanıyordu. "Teşekkür ederim gerçekten biraz önce söylediğim gibi ben bu oyunu oynarım. O an ne olduysa elim ayağıma dolandı" dedi yeniden. İlhan Hoca "gel" dedi. Elinde tükenmez kalemi panoya yanaştı. Bir ritm attı yeniden."Al kalemi aynısını at" dedi. Genç adam aldı ve attı. "Bir daha at" dedi. Yine attı. "Bak dedi sende bu seçilenlerin arasında bir çok kişide olmayan bir şey var. Senin ritm kulağın var. Bu oynayamayacağın oyun olmadığını gösterir bence. Oynayamadığın bir oyun olursa ya sevmemişindir ya da dikkatini bir şeyler dağıtıyordur. Bu günü gelir heyecan olur, günü gelir kız arkadaşın takılır aklına, ya da bambaşka bir sebep. Önemli olan kulağının olması." dedi. Etrafına bakındı ve çayından bir yudum içti. "Ben seni seçmeyi seni kaydettiğim gün kafama koymuştum. Beni yanıltmadın bir çok oyunu ilk gösterdiğimde yaptın. Ben sadece son elemeyi göz önüne almadım." dedi. "Sigaram için aldığım çayı bitirdim." dedi elindeki sigarayı göstererek."Ama son bir şey daha söyleyeceğim" dedi. "Arkadaşın var ya... Ondan daha iyi kulağın var. O gelişiyor. Dikkat etmezsen seni geçer" diye ekledi. 

İçi rahatladı elenmediği için. Hocasına çay ısmarlamak istedi. Cebinde o kadar parası yoktu. Sigara da içmiyordu. Önümüzdeki haftalardan itibaren çalışmalarını Rus pavyonunda devam ettireceklerdi. İzfaş yönetimi Alman pavyonunda Meturex fuarını düzenleyeceği için 2 aylığına Rus Pavyonuna gitmelerini istemişti.  O arada dışarıda biraz daha durduktan kritikleri dinledikten sonra maça gidecekti. Önümüzdeki dönemde Adıyaman, Kırklareli ve Silifke çalışmaya devam edecekleri bilgisini öğrendi. Artık muhabbet edebileceği arkadaşları da vardı. Zaza, Avşar, Özi, İbo değişik bir grup olmuşlardı.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.