2 Ağustos 2012 Perşembe

Bafa Gölü Hüsranı

Yıllardır Bodrum'a, Milas'a gidiş gelişlerimizde yanından geçtiğimiz Bafa Gölü'nün manzarasını izleyemezdim. Çünkü direksiyon başında giderken tek şeritli ve virajlı yolda seyir imkanınız pek olmuyor. Son zamanlarda ise çeşitli dergi ve yayınlarda çokça ismini işitir olmuştum. Kaç zamandır gidip bir nümayiş yapmak vardı aklımda.

Gittik, gördük, geldik...

Hüsrana uğradık...

İzmir'den yaklaşık 180 km uzakta olan Bafa Gölü'ne gidebilmek için Otoban'ın Söke Çıkışı'ndan ayrılmanız ve Milas yönüne ilerlemeniz gerekiyor. Upuzun Söke Ova'sını geçtikten sonra kısa bir tırmanışın ardından muıhteşem manzarası ile sizi karşılar Bafa. Yaklaşık 10 km boyunca kıyı kıyı ilerlersiniz. Ve yerleşim yerleri başlar.

Daha uzaktan geliyorsanız Milas Havaalanına gelip İzmir istikametine doğru gidebilirsiniz.

Bafa gölünün etrafında çeşitli köyler var. Bu köyler antik çağdan günümüze ulaşan köyler. Bafa Köyü, Kapıkırı Köyü, Pınarbaşı vs vs vs...

Kapıkırı Köyü bu köyler içerisinde en meşhur olanı. Ve aynı zamanda en çok tesise sahip olan köyü.

Bizde internette yazılanlara, gazetelerde okuduklarımıza ve Bafa Gölü'nün cazibesine aldanıp belki kalırız umuduyla köye girdik.

Girerken köy ıssız bir köy gibiydi. Ama tam da öğlen saatleri olduğundan olduğunu düşünerek etraftaki otel/pansiyon gibi tesisleri incelemeye başladık. Sol tarafımız göl, sağ tarafımız köy ilerledik.

Göl kenarında biraz vakit geçirdikten sonra köyün merkezine yani biraz tepelere doğru çıktık. Bir restaurant ve pansiyonun manzarasının güzelliği karşısında biraz keyif yapabilmek için içeri girdik. Birer ayran içtik çok güzeldi. Manzarada çok güzeldi. Amacımız tesis yetkililerinden biraz bilgi almaktı. Biz orada oyalanırken orta yaş ve üzeri yabancı turistler ellerinde değnekler, boyunlarında fotoğraf makinaları dönmeye başlamışlardı. Köyün içerisinde konaklayan bu turistler, sabahın erken saatlerinde dağlara ve gölü en güzel gören manzaralara doğru rehberler eşliğinde yürüyüşlere katılıyorlar öğleden sonra dönüşe geçiyorlardı.

Duyduğumuza göre ülkemizin en güzel manzara fotoğraflarının çekilebildiği mekanlardan birisindeymişiz. Fotoğraf kulüplerinin özellikle çekim için düzenledikleri turlar çok meşhurmuş.

Bizde köyü gezmeye etrafındaki kale ve harabeleri gezmeyi deneyelim dedik. Denemez olaydık. Ne kadar köylü kadın varsa bohçasıyla peşimize takıldı. Her durduğumuz yerde bohçalar açıldı, yazmalar, yemeniler, bandanalar, takılar taklavatlar ortalara saçıldı. Her defasında almayacağımızı, alamayacağımızı söylesekte köy boyunca peşimizde satıcı ordusuyla dolaştık. Gerçekten çok rahatsız edici.

Sadece peşinizde dolaşmaları yetmiyormuş gibi almadığınızda sövüyorlar da...

Kavga çıkmaması için özel çaba sarfettik. Gerçekten köylülerin çoğu çok terbiyesiz. Allahtan aklı selim köylü teyzelerimiz var da onlar araya girerek gerginliği azalttılar. Yoksa karakolluk olmak işten bile değildi.

Neyse bu can sıkıcı olaylar gezimizin sonu oldu ve köye girip biraz göl kenarında gezindikten sonra içtiğimiz ayran yanımıza kar kaldı. 3 saat içinde gerisin geri evimize geri döndük.

Bir daha Bafa Gölü'nün kenarından durmam. :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.