20 Nisan 2012 Cuma

Paris'te Sonbahar VI

EuroDisney'e gittiğimiz günün akşamına Eiffel'e biletimiz vardı. Bütün günün yorgunluğu ve yağmurda ıslanıp üşümemiz servise bindiğimizde büyük bir rehavete dönüşmüştü. Yolumuz yaklaşık 40 dakika olmasına rağmen tam iş çıkış saatine denk geldiği için trafiğin ortasında kaldık ve yaklaşık 1 saat 15 dakikada otelimize vardık.

Hava soğumuştu. İlk geldiğimiz günlerdeki gibi değildi...


Eiffel'e daha önce çıktığımda ikinci kata kadar merdivenleri kullandığımı hatırlıyorum. Daha sonrası için asansör ücreti pahalı geldiğinden bedava olan ilk iki katı yürüyerek çıkmak öğrenci halimle yetmişti bana.

Ancak o zamandan bu yana çok şey değişmiş ve Eiffel'e her türlü yayan çıkış kaldırılmıştı. Belkide mevsimseldir araştırmadım. Önünde saatlerce bilet ve asansör kuyruğu bekleyeceğimizi bir kaç farklı yerden öğrenmiştim. Bu nedenle Paris'e gitmeden 15 gün önce biletimi almıştım Eiffel'den. http://www.eiffel-tower.com/
Bu site Fransızcanın dışında içinde Türkçe olmayan 8 dilde yapılıyor. Eiffel hakkında herşeyi öğrenebilirsiniz. Biletlerinizi alabilirsiniz. Biletlerinizin barkodunun olmasına dikkat edin. Orada barkodu okutturmak ilaç gibi gelecek size. Çünkü gündüz saatlerinde gerçekten metrelerce kuyruk oluyor ve sıra beklerken yoruluyorsunuz.

Zeminden 3. kata çıkış 14 avro kişi başı. İnternet üzerinden yakın zamana bilet bulma şansınız yok. En az 10-15 gün önceden şansınızı denemelisiniz. Her yarım saat için satışlar yapılıyor.

Klasik Eiffel turlarında önce kulenin altındaki parkta kuleyle sizi aynı boyda gösterecek kadrajı yakalamanız gerekiyor :)

Ve sonra tam ters istikamette yer alan büyük kütüphanenin seyir terasında yine bir hatıra fotosu çektirmeniz gerekiyor.

Eiffel'in altında Senegalli satıcılardan en ucuz anahtarlık ve hediyelikleri alabilirsiniz. Seyyar olanların haricindekilerle pazarlık yapma şansınız yok.

Yukarıya çıkışta asansör tamamen camekan olduğu için yavaş yavaş şehrin üstüne çıkmak çok eğlenceli oluyor. Biz akşam karanlığında çıktığımız için şehir ancak ilk kattan sonra görünmeye başlıyor. İlk katta hediyelik eşya dükkanlarının yanısıra kafe ve restaurantlar bulunuyor. Bu restaurantların romantik paketlerinden satın alıp Paris'in üstünde sevdiğinizle şampanya içebilirsiniz.

Bu arada Eiffel ilk olarak EXPO için yapılmış. Daha sonraları yıkılması planlanıyormuş ancak özellikle dünya savaşlarında radyo vericisi olarak kullanıldığından faydası gözetilerek yıkımdan vazgeçilmiş. Şimdilerde Fransızların neredeyse turizm kalesi durumunda.

Gustave Eiffel aynı zamanda İzmir Konak Pier'in de mimarı.

İkinci katta da hediyelik eşya dükkanları ve cafeler var. Ancak tahmin edilebileceği üzere oldukça kalabalık bir yer.

İkinci katta inip hemen indiğiniz kattan asansör değiştirmeniz gerekiyor en üste çıkabilmek için. Buraya kadar çıktığınız asansör Eiffel'in ayaklarını takip ediyordu. Bundan sonra tek bir asansör var ve tam ortadan Avrupa'nın en yüksek yapısının tepesine çıkacaksınız.

Çıkış esnasında rüzgarlı bir hava varsa biraz ürperebilirsiniz ancak unutmayın ki bugüne kadar hiç bir sorun yaşanmamış.

En üst kata çıktığımızda o güne kadar görmediğimiz bir rüzgar ve soğuk Paris gerçeğini gösterdi bize. Asansörden indiğimiz en üstün bir altı olan kat camekanla kaplı olmasına rağmen oldukça serin. 4 bir yana seyir kapalı seyir terası şeklinde dizayn edilmiş. Camekanın üstünde ise 360 derece boyunca bu yönden baktığınızda hangi ülkeye doğru baktığınız ve saat farkı size belirtiliyor. Herkes önce bir kendi ülkesini bulup ona doğru manzaraya bakıyor.

Gece manzarası çok güzel. Çünkü bu Fransızlar turizm işini iyi biliyorlar. O güne kadar gezdiğimiz tüm mekanları ve caddeleri tek tek seçebiliyoruz. Çünkü önemli binaların etrafı boş ve tamamen aydınlatılmış. Manzara mükemmel. Gündüz gözüyle görmüş olduğumdan gece görmek çok daha hoşuma gitti.

Kapalı terasın da üst katı açık teras. Etrafı filelerle çevrelenmiş açık alanda rüzgar adım atmanızı engelliyor. Kenara yanaşmaya korkuyorsunuz aşağıdaki arabalar bile minnacık görünüyor. Tüm Paris'i banliyöleri ile birlikte görmeniz mümkün. Ama dediğim gibi çok ürkütücü...

Aşağı inerken bir yandan kazasız belasız iniyorum diye sevinirken, diğer taraftan ayrılmanın verdiği hüzün oluyor.

Ziyaretin herhangi bir zaman sınırlaması yok. Canınız sıkılmayacaksa bir gün tepede kalın kimse karışmacaktır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.