14 Eylül 2010 Salı

İnebolu

İstiklal Yolu'nda hayal kırıklığı yaşadığımı bir önceki yazıda belirtmiştim. İnebolu'ya vardığımda bu yargım olumlu yönde değişmedi. Ancak İnebolu'nun en azından elindeki imkanları iyi değerlendirmeye çalışan imkanları kısıtlı bir ilçe olduğunu düşünüyorum.

Eğer Küre yolundan geliyorsanız (ki şiddetle tavsiye ederim, neden olduğunu anlatacağım sonra) tünelin diğer ucundan İnebolu'ya girdiğinizde, dereboyunu takip ederek sahile ulaşıyorsunuz. Yerleşim buralarda başlıyor. Tipik bir Karadeniz kasabası görünümünü burada da yaşayacaksınız. Temmuz ayının ortasında gittiğimiz halde, kente girişimizi yağmur eşliğinde oldu...

  
Öncelikle şunu belirteyim kentin tek, eli yüzü düzgün tesisi Yakamoz Tatil Köyü. Güzel bir havada İnebolu'ya vardıysanız, mutlaka bungalov veya apart odaların keyfini çıkartın. Odanızın kapısı direk Karadeniz'e açılıyor. Bartın yolunda yaklaşık 1. km'de bulunan bu tesis İnebolu'nun en güzel yerlerinden birisinde yer alıyor. Tesis kıyı şeridinde yer aldığından tesis içi imkanlar çeşitli bölgelerine dağılmış. Havuz ve Restaurant apartlara yakın, cafe, reception otele yakın bulunuyor.

Hava ne kadar güzel olursa olsun, yalnız başınıza Karadeniz'de denize girmeyin. Yanınızda mutlaka yörenin bir adamı bulunsun. Karadeniz tehlikeli bir deniz, Ege'ye Akdeniz'e benzemez ve şakası yoktur.

Ayrıca İnebolu'da gece hayatı arıyorsanız, aramamanızı tavsiye ederim. Sadece Heyamola restauranta giderek rakı balık keyfi yapmanızı, sonrada konakladığınız yerde denizin sesini dinleyerek dinlenmenizi tavsiye ederim. Ama yok ben biraz dolaşmak istiyorum nerede oturayım diye düşünürseniz yine sahil boyunda Durupark isimli bir tesis var. Çay, kahve, canlı müzik, aperatif yiyecekler mevcut.

Atatürk Evini ziyaret edebilirsiniz. Ancak bununla ilgili küçük bir uyarı. Öğle tatiline yakın zamanlarda gitmeyin. Tek bir sorumlusu olduğundan öğle tatiline yakın zamanlarda girişi kapatıyor.

İnebolu kayıklarını görün, Kurtuluş Savaşı'nda ki hizmetlerini okuyun.

Kent şirin bir Karadeniz kasabası görünümünde, tarihini unutmamış ancak elinde imkanları geliştiripte turizm merkezi haline getirememiş. Bunda ulaşımın zorluğu da etken olabilir.

İnebolu'dan nereye gidecekseniz gidin, tekrar Küre yolundan gidin. Sahil yolunu bir sonraki yazıda anlatacağım. O zaman ne demek istediğim çok daha açıklayıcı olacaktır.
21 Temmuz 2009 Salı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.