İstiklal Yolu'nda hayal kırıklığı yaşadığımı bir önceki yazıda belirtmiştim. İnebolu'ya vardığımda bu yargım olumlu yönde değişmedi. Ancak İnebolu'nun en azından elindeki imkanları iyi değerlendirmeye çalışan imkanları kısıtlı bir ilçe olduğunu düşünüyorum.
Eğer Küre yolundan geliyorsanız (ki şiddetle tavsiye ederim, neden olduğunu anlatacağım sonra) tünelin diğer ucundan İnebolu'ya girdiğinizde, dereboyunu takip ederek sahile ulaşıyorsunuz. Yerleşim buralarda başlıyor. Tipik bir Karadeniz kasabası görünümünü burada da yaşayacaksınız. Temmuz ayının ortasında gittiğimiz halde, kente girişimizi yağmur eşliğinde oldu...

Hava ne kadar güzel olursa olsun, yalnız başınıza Karadeniz'de denize girmeyin. Yanınızda mutlaka yörenin bir adamı bulunsun. Karadeniz tehlikeli bir deniz, Ege'ye Akdeniz'e benzemez ve şakası yoktur.


İnebolu kayıklarını görün, Kurtuluş Savaşı'nda ki hizmetlerini okuyun.
Kent şirin bir Karadeniz kasabası görünümünde, tarihini unutmamış ancak elinde imkanları geliştiripte turizm merkezi haline getirememiş. Bunda ulaşımın zorluğu da etken olabilir.
İnebolu'dan nereye gidecekseniz gidin, tekrar Küre yolundan gidin. Sahil yolunu bir sonraki yazıda anlatacağım. O zaman ne demek istediğim çok daha açıklayıcı olacaktır.
21 Temmuz 2009 Salı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.