14 Eylül 2010 Salı

İnebolu - Cide - Amasra

İnebolu'dan sonraki konaklayacağımız yer olan Amasra'ya gitmek için yola çıktığımızda harita üzerinde Bartın - İnebolu karayolu olarak gösterilen yolu tercih ediyoruz. Karadeniz sahil yolu gibi bir yol beklemiyorduk ancak tahmin ettiğimizden de çok kötü bir yola girdiğimizi anladık. Serde maceraperestlik ve gezme hevesi olduğundan geri dönüp düzgün bir yola girmeyi de hiç aklımıza getirmedik. İnebolu'dan Amasra'ya gideceğimiz güzergah üzerinde Cide, Gideros Koyu, Kurucaşile, Çakraz ve Bozkoy gibi görülesi yerlerin olduğu bilgilerini almıştık. Ve toplam yolun 190 km kadar olduğunu öğrenmiştik.

Sürse sürse kaç saat sürer?

3-4 saatte geçeriz herhalde...



Yanıldık. Hem de fena halde yanıldık. Toplamda 7,5 saat sürdü bu yolu geçmemiz. Kaybettiğimiz vaktin yanısıra, yolların kötülüğünden kaynaklanan bir sersemlik, yorgunluk ve mide krampları bizleri biraz hırpaladı.

İnebolu'dan yola çıktığımızda hayalimiz sahil boyunca tek şeritli bir yoldan gideceğimizdi. Maalesef böyle bile değilmiş yol. En fazla yapabildiğiniz sürat 50 km., en uzun düz gidebildiğiniz yol 100m.. İnişi, çıkışı bol, virajları oldukça bol bir yol izledik. Sağ tarafımızda güzel manzaralı Karadeniz, sol tarafımızda ise yemyeşil bir doğa. Manzara güzel olmasına güzel ama yol çekilmiyor. Manzaraya bakacak haliniz kalmıyor. Yolun en zorlu etabı İnebolu, Cide arası. Bakir koylar yol boyunca sizi heveslendiriyor. Ancak yol bitmek bilmiyor.

Cide

Cide'ye vardığımızda yaklaşık 1000 m. rakımlı bir tepeden doyasıya Cide manzarasını izleme şansınız oluyor. Cide yukarıdan görünümü itibari ile Çeşme - Ilıca'yı andırıyor. Yaklaşık 11 km uzunluğunda bir plaj ve güzel bir görünüm. Aşağıya indiğimizde ilçenin içini gezmektense uzun sahilini gezmeyi -biraz da düz yol özlemimizden kaynaklanıyor- tercih ediyoruz. Denize giren insan sayısı oldukça fazla ancak yukarıdan göründüğü kadar bizi cezbetmiyor. Sahil boyunca cafe ve restaurantlardan birisinde dinlenmeyi tercih ediyoruz. Burası aynı zamanda Türk edebiyatının duayenlerinden Rıfat Ilgaz'ın da memleketi. Cide'de konaklamak iyi bir düşünce olabilir. Çünkü plajının yanısıra, Gideros koyu, Valla Vadisi gezilesi yerler.

Burada bir saatten fazla dinlendikten ve etrafı kolaçan ettikten sonra hava kararmadan Amasra'ya varmak isteyişimizi bizi tekrar yola sürüklüyor. Uzun plajı geçerlen aradığımız bir tabelaya gözümüz çarpıyor. Gideros 13 km...

Gideros, eşine az rastlanır güzellikte bir koy. Sit alanı ilan edildiğinden beri tek bir çivi çakılmasına izin verilmemiş. Böylelikle güzelliğini muhafaza ediyor. Şirin koyun iki ucundan inen dik yollar koydaki tesislere indiriyor sizi. Doğu kanadındaki tesislerin girişi pek güzel görünmese de karşıdan gördüğüm kadarı ile daha iyi bir tesis. Batı kanadındaki tesislerde ise mutlaka bir Türk kahvesi için. Seyahatim boyunca içtiğim en güzel kahveydi. Her iki tarafta da konaklama imkanı çok kısıtlı. O nedenle araştırmadan konaklama maksatlı gidilmemeli.

Gideros Koyu

Gideros'tan çıktığımızda akşam güneşi gözümüzü almaya başlamıştı. Aşağıda birbirinden güzel koylar peşisıra devam ediyordu. Sırasıyla şirin bir ilçe olan Kurucaşile ve Amasra'nın köyleri kıvamında olan Çakraz ve Bozkoy'u transit geçip gün batımını Amasra'nın tepesinden seyir terasından izliyoruz.

7,5 saat süren yolculuğumuz bizi fena halde hırpalamıştı. Ama Amasra'ya vardığımızda gördüğümüz manzara yaşanması gereken bir manzaraydı.

21 Temmuz 2009 Salı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.