Fotoğrafta gördüğünüz eşyaların tasarımcısı Katerina
Kampriani, Atinalı bir mimar. Çok işlevsel görünmeyen tasarımlarını “Uncomfortable”
(Rahatsız) adını verdiği koleksiyonuyla sergiliyor. Tanıtım yazısında d
Örneğin, patronunun çok sık yaptığı uzun
uçak yolculuklarında opera dinlemek istemesini mümkün kılmak için Nobutoshi
Kihara tarafından tasarlanan eşya da bunlardan birisi. Walkman’den bahsediyorum.
Sony firmasının ticari bakımdan merdivenleri üçer beşer tırmandıran ürünü Walkman’in
teknoloji dünyasındaki hükümdarlığı 10 sene sürdü. Çünkü konfor arayışı, ilerleyen teknoloji ile
birlikte inanılmaz gelişti. Hemen CD okuyan daha portatif, daha kaliteli ses
aktaran Discman’ler üretildi, sonra hafızaya kaydedilen dosyalarla müzik daha
küçük aletlerden dinlendi derken günümüzde hepsi müzelik oldular bile. Toplam ömürleri 30 yılı geçemedi.
Oscar Wilde “İnsan tabiatının büyümesine
ve gelişmesine değil de değişmezliğine bel bağlayan sistemler çökmeye
mahkumdur." der. Peki sadece eşyalar mı değişti? Eşyanın ticareti
değişti, üretim yöntemi değişti, kullanım alanları değişti, herşey değişti, hem
de çok hızlı değişti. Bu değişim hızına yetişemeyenler tarihte kaldı.
1992 senesinde yapılan 2 bin metre yazılım
ihracatını duymuşsunuzdur. Duymamış olanlar için kısaca özetleyim, zaten
internette arattığınızda karşınıza çıkacaktır. 1992 yılında bir bilişim firması
bir yazılım ihracatı yapıyor. Yazılım, o
zamanki teknoloji ile İngiltere’ye uydu
üzerinden veri aktarımı ile ihrac ediliyor. Bedeli ise banka hesabına geliyor. 3-4
ay sonra, vergi memurları hesabınızda bir para var ama ülkeden bir mal çıkışı yok, bu bir hayali ihracat diyorlar.
Firma yetkilileri durumu anlatıyorlar, yazılım, uydu bağlantısı, alıcı, para
alışverişi vs herşeyi anlatıyorlar. Memurlar anlıyorlar ama ellerindeki mevzuat
kaynaklarında bu yöntem yazmadığı gibi eşya olarak elle tutulur bir şey
olmamasını da bir yere yerleştiremiyorlar. Şöyle bir çözüm üretiyor firma; yazılımı iki kasede kaydedip gümrük müşavirine
ihracatı tamamlaması için veriyor. Ancak bu defa da gümrük memurları eşyayı
görmek ve tespit yapmak istiyor. Müşavir elindeki iki kasedi verdiğinde, memur
iki kasedin 2 milyon dolar etmediğine kanaat getirip geri çeviriyor. Gümrük
Müşaviri, kasedin değil içindekilerin 2 milyon dolarlık ticarete konu olduğunu
söylese de sonuç değişmiyor. Sorun gümrükte çözülemeyince mahkemeye konu oluyor
ve bir şekilde mahkeme firma lehine sonuçlanıyor. Karara istinaden yine müşavir,
aynı gümrük memuruna, aynı eşyayı götürüp ihracatı tamamlamak istiyor. Ancak bu
defa da eşyanın sayısı ve birim fiyatının girilmesi zorunluluğu çıkınca, eldeki
kasetlerin her biri 1.000 metreden toplam 2.000 metre olarak beyanı tamamlanıyor.
Kısacası metre ile yazılım ihracımız uzun ve meşakkatli bir yoldan sonra tamamlanmış
oluyor.
Eşyanın ve ticaretin gelişimine ayak
uyduramayan mevzuatın yarattığı bu durum, günümüzde komik geliyor ama sanıyorum
o dönem bu hikayenin tüm karakterleri için hiç de o kadar eğlenceli değildi.
Ekonomik sistemlerin değişimi yakalaması,
milli menfaatler açısından çok önemlidir. Mevzuatlar da sistemin düzenini sağlamak
amacı taşıdığına göre gelişmesini ve kendini yenilemesini beklenir. Biraz açıyı
daraltarak sadete gelmek gerekirse 1999 yılında yayınlanan 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun bir çok maddesi de yıllar içerisinde ihtiyaca göre revize edildi
hala ihtiyaca göre güncellenmeye devam ediyor. Normlar hiyerarşisi kapsamındaki
bütün normlar da revize edilmeye devam ediyor fakat geldiğimiz noktada artık
revizyonun köklü bir şekilde yapılması ihtiyacını doğurduğu gerçeğini de kabul
etmek gerek. Bütünsel açıdan
bakıldığında bazı parçaların defolu olduğunu ve palyatif yöntemlerle bu
defoların giderilmeye çalışılması da sistemin aksamaması için yapılan masum
müdahaleler olarak görülebilir. Ama her bir yama, sistemi yeknesak
uygulamalardan uzaklaştırdığı gibi sadeleşme ve basitleşme ihtimalini de
ortadan kaldırıyor.
Bir başka açıdan bakacak olursak; kanunun
yayınlandığı 1999 yılında, dış ticaret hacmimiz 67 milyon dolar iken, şimdi 500
milyonun üzerinde². Hacim olarak
neredeyse 8 kat büyüme yaşanmış. Herhangi bir veri bulamadım ancak tarife istatistik
pozisyonları da o güne göre muhakkak ciddi bir gelişim göstermiştir, eklenen
eşya türler, çıkan eşya türleri vs… Keza ticaretin tarafları ve temsilcilerinin
sayılarında ciddi artışlar olduğunu söyleyebiliriz. En önemlisi artık ticaret
kontrol etmesi çok zor olacak kadar hızlandı. Ticaretin tarafı olanlar ekonomik
avantaj elde etmek adına kendilerini sürekli yenilediler ve güncel gelişmeleri
yakinen takip ettiler. Peki bu gelişmelere karşılık gümrük organizasyonumuz 8
kat büyüme gerçekleştirdi mi? Büyümeyi sadece personel veya gümrük idaresi
sayısı olarak düşünmemek lazım. Hız olarak 8 kat hızlandık mı örneğin? Hatırladığım
son köklü yenilik, Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi (GİMOP) kapsamında yapılan,
gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yürütülmesine yönelik bir yazılım
olarak 2000 yılında kullanılmaya başlanan Bilge Sistemi. Eğer yanlış
bilmiyorsam bir başka ülkenin çok uzun zaman kullanıp terk ettiği bir yazılım. Günümüzde
hala kullanıldığını söylemek sanırım anlatmak istediğimi daha net ifade eder.
Çok uzak olmayan geçmişte Ticaretin
Basitleştirilmesi Komisyonu toplantılarında gündeme gelen ve dış ticaretin
yapılabilmesi için gümrüklerde kullanılan 100’den fazla belgenin fiziken ve
ıslak imzalar ile arandığı ortaya çıkmış ve bu kapsamda yapılan çalışmalarla
çeşitli portallar ve sistemler geliştirilmiş, çoğu belge ortadan kaldırılmış
veya online olarak iletilme şansı yaratılmıştır. Bu çok olumlu girişim hala
gelişime ve entegrasyona muhtaçtır. Ne varki değişime ayak uydurabilmek adına gerek
mevzuatta gerekse uygulamalarda geliştirme çalışmaları yapılsa da hala
gümrüklerde ana veri tabanını sistemi; Bilge. Geçen 23 yılda onlarca yeni
uygulama/portal yaratıldı ancak ithalat/ihracat yapabilmeniz için hala Bilge
Sistemi’ne muhtaçsınız. Yazılım, altyapı vs bilmeyebilirsiniz ama 2000
yılındaki interneti, telefonları ve bilgisayarları düşünün, bir de
günümüzdekileri düşünün… Binlerce özelliği ve uygulaması bulunan akıllı
telefonunuzla dünyanın bir ucundan tek hamle ile ticaret yaparken, 90’lı
yılların harikası Nokia 8110 ile bunun diğer işlemlerini yürütebilir misiniz?
İçinde bulunduğumuz durumu abartılı olarak böyle ifade edebiliriz.
Dünyanın çeşitli ülkeleri, ticaretin hızını
yakalayabilmek için modern gümrük uygulamalarına geçerken, biz bu gelişmeleri
takip edemezsek ilerde çok daha zorlu engellerle karşılaşabiliriz. Öte yandan milli
ekonomi perspektifi ile konu incelenirse ne kadar büyük bir israfın önüne
geçileceği uzmanlar tarafından kolaylıkla tespit edilebilir.
Nihayetinde değişimi engellemek mümkün
değil, o halde değişim kadar atik ve çevik olmak zorundayız. Aksi takdirde
doğanın boşluğu affetmediği gibi değişim de geride kalanları affetmeyecek ve
çok geride kalacağız. Bilge Sistemi sadece bir örnek; hem mevzuatımızın hem
sistemlerimizin hem de altyapımızın güçlü olması ve geleceği öngörür bir halde
yenilenmesi elzemdir. Bu bir günde olacak bir şey değil ama planlı bir şekilde
ilerlenirse yapılamayacak bir şey değil.
Kaynakça
¹ The
Uncomfortable - a collection of deliberately inconvenient objects
² Wikipedia Türkiye'nin
dış ticareti - Vikipedi (wikipedia.org)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.