tag:blogger.com,1999:blog-86805608260398231272024-03-26T21:37:53.798-07:00ERENSOYSerbest Atışla Denemeler, Anılar, Hikayeler, Özlü Sözler, Eleştiriler, Yazılar...Unknownnoreply@blogger.comBlogger98125tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-23927068670312469332023-10-10T22:35:00.002-07:002023-10-10T22:41:03.607-07:00Gümrüklerde Değişim Yönetimi<p style="text-align: right;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDIYn6hXNWOnPESKpm-9yVb48V_t-Pgatf6yFSmjSVEgCo5frACcz5kXFcprK3hbPOYDxg8hCPFNQencw10XNDL1PaiYKNndWgUrP9puwxFiAd0tRm5_eg9Zvh0nuEpCQa9d8mVr2ykEEW3XI0goQvQ5B_y9s3JsqNmq9hoR1L0mk6MB83XHcqQ14x13Eq/s1474/Capture.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1265" data-original-width="1474" height="274" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDIYn6hXNWOnPESKpm-9yVb48V_t-Pgatf6yFSmjSVEgCo5frACcz5kXFcprK3hbPOYDxg8hCPFNQencw10XNDL1PaiYKNndWgUrP9puwxFiAd0tRm5_eg9Zvh0nuEpCQa9d8mVr2ykEEW3XI0goQvQ5B_y9s3JsqNmq9hoR1L0mk6MB83XHcqQ14x13Eq/w320-h274/Capture.JPG" width="320" /></a><span style="text-align: right;"> </span><i style="text-align: right;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%;">“</span>Merhaba! Ben Kterina Kamprani ve bu rahatsız; pratik
olmayacak şekilde kasıtlı olarak yeniden tasarlanmış günlük nesnelerden oluşan
bir koleksiyon. Çalışmam, ortak nesnelerin işlevi ve amacı hakkındaki
varsayımlara meydan okumayı ve bizi çevremizdeki dünyayla ilişkimizi yeniden
düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyor..</i><span style="font-size: 12pt; line-height: 107%; text-align: right;">.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 107%; text-align: right;">¹</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 107%; text-align: right;">”</span></div></div><p></p><p align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;"><o:p></o:p></p>
<p align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;"><o:p><span></span></o:p></span></p><a name='more'></a> <p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Fotoğrafta gördüğünüz eşyaların tasarımcısı Katerina
Kampriani, Atinalı bir mimar. Çok işlevsel görünmeyen tasarımlarını “Uncomfortable”
(Rahatsız) adını verdiği koleksiyonuyla sergiliyor. Tanıtım yazısında d<o:p></o:p></span><span style="font-size: 12pt;">a
belirttiği gibi asıl amaç, bir farkındalık yaratmak ve düşünmeye sevk etmek. Ben
de acaba bu eşyalar bir dönem bile olsa böyle üretilmiş midir diye düşünmedim
değil. Eğer böyle bir dönem geçtiyse çok rahatsız ediciymiş gerçekten. </span><span style="font-size: 12pt;"> </span><span style="font-size: 12pt;">İnsan hayat boyu malumat toplar, sürekli
öğrenir, her şeyi öğrenir ama bir yerden sonra öğrendikleri arasından
bazılarının üstüne giderek hayatını kolaylaştıracak girişimlerde bulunmaya
başlar. Çeşitli eşyalar geliştirir ve bu eşyalar günümüze gelene kadar binlerce
deneyimden sonra en konforlu haline ulaşır. Sanatçının tasarımlarının tam
aksine en işlevli eşyaları üretmek her zaman hedefdedir. Bazı eşyaların tarih
yolculuğunu arkeoloji müzelerinde görebilirsiniz ama o kadar geçmişe gitmeseniz
de yaşamınız boyunca evrimine şahitlik ettiğinizi bir çok eşya olmuştur.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Örneğin, patronunun çok sık yaptığı uzun
uçak yolculuklarında opera dinlemek istemesini mümkün kılmak için Nobutoshi
Kihara tarafından tasarlanan eşya da bunlardan birisi. Walkman’den bahsediyorum.
Sony firmasının ticari bakımdan merdivenleri üçer beşer tırmandıran ürünü Walkman’in
teknoloji dünyasındaki hükümdarlığı 10 sene sürdü. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çünkü konfor arayışı, ilerleyen teknoloji ile
birlikte inanılmaz gelişti. Hemen CD okuyan daha portatif, daha kaliteli ses
aktaran Discman’ler üretildi, sonra hafızaya kaydedilen dosyalarla müzik daha
küçük aletlerden dinlendi derken günümüzde hepsi müzelik oldular bile. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Toplam ömürleri 30 yılı geçemedi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Oscar Wilde “<i>İnsan tabiatının büyümesine
ve gelişmesine değil de değişmezliğine bel bağlayan sistemler çökmeye
mahkumdur."</i> der. Peki sadece eşyalar mı değişti? Eşyanın ticareti
değişti, üretim yöntemi değişti, kullanım alanları değişti, herşey değişti, hem
de çok hızlı değişti. Bu değişim hızına yetişemeyenler tarihte kaldı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">1992 senesinde yapılan 2 bin metre yazılım
ihracatını duymuşsunuzdur. Duymamış olanlar için kısaca özetleyim, zaten
internette arattığınızda karşınıza çıkacaktır. 1992 yılında bir bilişim firması
bir yazılım ihracatı yapıyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yazılım, o
zamanki teknoloji ile <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İngiltere’ye uydu
üzerinden veri aktarımı ile ihrac ediliyor. Bedeli ise banka hesabına geliyor. 3-4
ay sonra, vergi memurları hesabınızda bir para var ama ülkeden bir <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>mal çıkışı yok, bu bir hayali ihracat diyorlar.
Firma yetkilileri durumu anlatıyorlar, yazılım, uydu bağlantısı, alıcı, para
alışverişi vs herşeyi anlatıyorlar. Memurlar anlıyorlar ama ellerindeki mevzuat
kaynaklarında bu yöntem yazmadığı gibi eşya olarak elle tutulur bir şey
olmamasını da bir yere yerleştiremiyorlar. Şöyle bir çözüm üretiyor firma; <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yazılımı iki kasede kaydedip gümrük müşavirine
ihracatı tamamlaması için veriyor. Ancak bu defa da gümrük memurları eşyayı
görmek ve tespit yapmak istiyor. Müşavir elindeki iki kasedi verdiğinde, memur
iki kasedin 2 milyon dolar etmediğine kanaat getirip geri çeviriyor. Gümrük
Müşaviri, kasedin değil içindekilerin 2 milyon dolarlık ticarete konu olduğunu
söylese de sonuç değişmiyor. Sorun gümrükte çözülemeyince mahkemeye konu oluyor
ve bir şekilde mahkeme firma lehine sonuçlanıyor. Karara istinaden yine müşavir,
aynı gümrük memuruna, aynı eşyayı götürüp ihracatı tamamlamak istiyor. Ancak bu
defa da eşyanın sayısı ve birim fiyatının girilmesi zorunluluğu çıkınca, eldeki
kasetlerin her biri 1.000 metreden toplam 2.000 metre olarak beyanı tamamlanıyor.
Kısacası metre ile yazılım ihracımız uzun ve meşakkatli bir yoldan sonra tamamlanmış
oluyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Eşyanın ve ticaretin gelişimine ayak
uyduramayan mevzuatın yarattığı bu durum, günümüzde komik geliyor ama sanıyorum
o dönem bu hikayenin tüm karakterleri için hiç de o kadar eğlenceli değildi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Ekonomik sistemlerin değişimi yakalaması,
milli menfaatler açısından çok önemlidir. Mevzuatlar da sistemin düzenini sağlamak
amacı taşıdığına göre gelişmesini ve kendini yenilemesini beklenir. Biraz açıyı
daraltarak sadete gelmek gerekirse 1999 yılında yayınlanan 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun bir çok maddesi de yıllar içerisinde ihtiyaca göre revize edildi
hala ihtiyaca göre güncellenmeye devam ediyor. Normlar hiyerarşisi kapsamındaki
bütün normlar da revize edilmeye devam ediyor fakat geldiğimiz noktada artık
revizyonun köklü bir şekilde yapılması ihtiyacını doğurduğu gerçeğini de kabul
etmek gerek. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bütünsel açıdan
bakıldığında bazı parçaların defolu olduğunu ve palyatif yöntemlerle bu
defoların giderilmeye çalışılması da sistemin aksamaması için yapılan masum
müdahaleler olarak görülebilir. Ama her bir yama, sistemi yeknesak
uygulamalardan uzaklaştırdığı gibi sadeleşme ve basitleşme ihtimalini de
ortadan kaldırıyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Bir başka açıdan bakacak olursak; kanunun
yayınlandığı 1999 yılında, dış ticaret hacmimiz 67 milyon dolar iken, şimdi 500
milyonun üzerinde</span><b><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-no-proof: yes;">²</span></b><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">. Hacim olarak
neredeyse 8 kat büyüme yaşanmış. Herhangi bir veri bulamadım ancak tarife istatistik
pozisyonları da o güne göre muhakkak ciddi bir gelişim göstermiştir, eklenen
eşya türler, çıkan eşya türleri vs… Keza ticaretin tarafları ve temsilcilerinin
sayılarında ciddi artışlar olduğunu söyleyebiliriz. En önemlisi artık ticaret
kontrol etmesi çok zor olacak kadar hızlandı. Ticaretin tarafı olanlar ekonomik
avantaj elde etmek adına kendilerini sürekli yenilediler ve güncel gelişmeleri
yakinen takip ettiler. Peki bu gelişmelere karşılık gümrük organizasyonumuz 8
kat büyüme gerçekleştirdi mi? Büyümeyi sadece personel veya gümrük idaresi
sayısı olarak düşünmemek lazım. Hız olarak 8 kat hızlandık mı örneğin? Hatırladığım
son köklü yenilik, Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi (GİMOP) kapsamında yapılan,
gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yürütülmesine yönelik bir yazılım
olarak 2000 yılında kullanılmaya başlanan Bilge Sistemi. Eğer yanlış
bilmiyorsam bir başka ülkenin çok uzun zaman kullanıp terk ettiği bir yazılım. Günümüzde
hala kullanıldığını söylemek sanırım anlatmak istediğimi daha net ifade eder. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Çok uzak olmayan geçmişte Ticaretin
Basitleştirilmesi Komisyonu toplantılarında gündeme gelen ve dış ticaretin
yapılabilmesi için gümrüklerde kullanılan 100’den fazla belgenin fiziken ve
ıslak imzalar ile arandığı ortaya çıkmış ve bu kapsamda yapılan çalışmalarla
çeşitli portallar ve sistemler geliştirilmiş, çoğu belge ortadan kaldırılmış
veya online olarak iletilme şansı yaratılmıştır. Bu çok olumlu girişim hala
gelişime ve entegrasyona muhtaçtır. Ne varki değişime ayak uydurabilmek adına gerek
mevzuatta gerekse uygulamalarda geliştirme çalışmaları yapılsa da hala
gümrüklerde ana veri tabanını sistemi; Bilge. Geçen 23 yılda onlarca yeni
uygulama/portal yaratıldı ancak ithalat/ihracat yapabilmeniz için hala Bilge
Sistemi’ne muhtaçsınız. Yazılım, altyapı vs bilmeyebilirsiniz ama 2000
yılındaki interneti, telefonları ve bilgisayarları düşünün, bir de
günümüzdekileri düşünün… Binlerce özelliği ve uygulaması bulunan akıllı
telefonunuzla dünyanın bir ucundan tek hamle ile ticaret yaparken, 90’lı
yılların harikası Nokia 8110 ile bunun diğer işlemlerini yürütebilir misiniz?
İçinde bulunduğumuz durumu abartılı olarak böyle ifade edebiliriz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Dünyanın çeşitli ülkeleri, ticaretin hızını
yakalayabilmek için modern gümrük uygulamalarına geçerken, biz bu gelişmeleri
takip edemezsek ilerde çok daha zorlu engellerle karşılaşabiliriz. Öte yandan milli
ekonomi perspektifi ile konu incelenirse ne kadar büyük bir israfın önüne
geçileceği uzmanlar tarafından kolaylıkla tespit edilebilir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Nihayetinde değişimi engellemek mümkün
değil, o halde değişim kadar atik ve çevik olmak zorundayız. Aksi takdirde
doğanın boşluğu affetmediği gibi değişim de geride kalanları affetmeyecek ve
çok geride kalacağız. Bilge Sistemi sadece bir örnek; hem mevzuatımızın hem
sistemlerimizin hem de altyapımızın güçlü olması ve geleceği öngörür bir halde
yenilenmesi elzemdir. Bu bir günde olacak bir şey değil ama planlı bir şekilde
ilerlenirse yapılamayacak bir şey değil. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-no-proof: yes;">Kaynakça<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">¹ </span><a href="https://www.theuncomfortable.com/">The
Uncomfortable - a collection of deliberately inconvenient objects</a><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">² Wikipedia </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27nin_d%C4%B1%C5%9F_ticareti">Türkiye'nin
dış ticareti - Vikipedi (wikipedia.org)</a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%;"><o:p></o:p></span></p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-70619573073230588642021-07-31T03:41:00.001-07:002021-07-31T03:41:31.515-07:00Yerel Basın Üzerine<p style="text-align: justify;"><b>Daha önce yerel basınla ilgili bir kaç yazı kaleme aldığımı hatırlıyorum ama güncel bir reklamı gördükten sonra yeni bir yazı yazmak istedim. </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-TcUKxp8BrgQ/YQUkM_8k_CI/AAAAAAAAVRY/oe8qcn_rbCce7G9E5mxN_u4w7z3E6Fs5gCLcBGAsYHQ/s1428/telgraf.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><b><img border="0" data-original-height="576" data-original-width="1428" height="258" src="https://1.bp.blogspot.com/-TcUKxp8BrgQ/YQUkM_8k_CI/AAAAAAAAVRY/oe8qcn_rbCce7G9E5mxN_u4w7z3E6Fs5gCLcBGAsYHQ/w640-h258/telgraf.PNG" width="640" /></b></a></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><p style="text-align: justify;"><b>Bugün İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Ege Telgraf Gazetesi'ne sürmanşet yukarıda gördüğünüz ilanı vermiş. </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Cemiyet olarak maksadına hasıl olan bir gelişme, şimdi nalına mıhına başlıklarla vuralım bakalım </b></p><span><a name='more'></a></span><p style="text-align: justify;">İzmir'in bilinen en tanıdık yerel gazetesi Yeni Asır'dı ama o da Bilgin ailesinin TMSF'lik olmasından sonra belli kesime hitap eden, tarafsızlık ve yerellik özelliğini yitiren bir gazete oldu. Hatırlıyorum 90'larda günlük tirajı 50bin üzerindeydi. Günümüz tirajlarına bakıldığında bu rakam Türkiye genelinde ilk 10da yer alırdı. Siyasetin yuttuğu bir değer olarak benim gözümde tarihe karıştı gitti. </p><p style="text-align: justify;">Peki yerel basın ne yapmalı? </p><p style="text-align: justify;">İGC tarafından örgütlenerek, uygun fiyatla 4-5 İzmir Gazetesi bir demet halinde İzmir'deki kafe, kıraathane, berber, kuaför, araba yıkamacı, doktor muayenehanesi, özel poliklinikler gibi vakit geçirilen işletmelere abonelik vasıtasıyla dağıtılabilir. Burada dağıtım sorun olacaktır. İşte İGC buna destek olabilir. Her bir gazetenin 75 krş ortalamadan olduğunu varsayarsak günde 3.75 TL ayda ise 110 gibi bir fiyata tekabül eder. Bütün gazeteler anlaşırsa aylık 90 TL'ye her gün 5 gazete gönderilmesi bence çok reddedilecek bir teklif olmaz. Böylelikle tiraj artışı sağlanır. 5 gazete ortalama dersek 60 krş'tan günlük bir satış anlamına gelir. Bu mantıkta Belediyelerde üzerlerine düşen desteği olacaklardır. </p><p style="text-align: justify;">Gazete yönetimleri halkın içinde daha fazla inebilir. Ajanslar ve belediyelerden gelen haberlerin dışında kentin sesi olmaya çaba sarfederlerse, yayılmaları kolay olabilir. </p><p style="text-align: justify;">Kentin en canlı iki haber konusu kentin yaşamı, yani günlük kültür sanat etkinlikleri ve spor haberleridir. Yerel kulüplerle işbirliği yapılarak spor haberlerinin gelişmesi sağlanabilir. </p><p style="text-align: justify;">Yine gazete yönetimlerine bir uyarı. Artık günümüzde insanlar uzun yazılar okumayı sevmiyorlar. Haberler sayfayı dolduracak diye tekrarlar içermese ve daha kısa daha çok haber olsa? Unutmayalım dünyada en çok haber okunan mecra Twitter... yani 140 karakter. </p><p style="text-align: justify;">Peki kentimizde Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi ile ne kadar işbirliği var? Bence bütün gazeteler üniversitenin gazetecilik bölümündeki öğrencileri stajyer olarak çalıştırabilmesi gerekir. Gelecekte meslektaşları olacak bu gençleri öğrenciyken eğitmek ve tanımak daha iyi olmaz mı? Hem onların enerjilerinden de faydalanabilirler. </p><p style="text-align: justify;">Daha basına yazacak çok şey var ama haddime değil. Umarım yanlış anlamazlar bu yazdıklarımı. </p><p style="text-align: justify;">Ben ısrarla ve hevesle yerel gazeteleri haftada en az 1-2 gün bile olsa almaya çalışıyorum. </p><p style="text-align: justify;">Ege Telgraf, İz Gazete, Gazete Ege, İlkses, Yeni Bakış, Ticaret, 9 Eylül, Haber Ekspres ve atladıysam özür dilerim diğerleri... </p><p style="text-align: justify;">Bunların tirajlarını da öğrenebilseydim yazardım ama bir türlü erişemedim. </p><p> </p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-50485716319512326932021-02-08T21:14:00.002-08:002021-02-08T21:14:23.184-08:00Kantar<p style="text-align: left;"><strong style="text-align: justify;">60'lı yıllarda İzmir'in narenciye deposu Narlıdere ve Güzelbahçe'nin yükünü çeken ve şehrin bu yönden girerken yol üzerinde bulunan tek kantarı, faaliyetlerine son vermesinin üzerinden neredeyse 30 yıl geçmesine rağmen semte verdiği isimle halen yaşıyor. Tabii şu an bu bölgede yaşayanların hiç birisinin bu otobüs durağına neden bu ismin verildiğini, bu semtin niye böyle anıldığını bilmemesi normal çünkü bugüne kadar hiç kimse anlatmamıştır...</strong></p><div dir="ltr" trbidi="on"><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-8Oqhc5KjL6g/T9MNyeSozlI/AAAAAAAABU8/kKwyMfdtVy0/s1600/Kantar+Mahallesi.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a></div><div style="text-align: justify;"></div><a name='more'></a><span style="background-color: white;"></span><br /><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">Narlıdere'nin İzmir yönünden gelişte girişi, ilk semti, ilk otobüs durağı Kantar'dır. Burası Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin bitiminden başlar ve eski imtihan pistine kadar sürer. İmtihan Pisti'de enteresan bir hikayedir onu da sonra anlatacağım. Şimdiki adıyla Güzel Sanatlar Durağı.</span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">60'lı yıllarda hizmet veren kantarın, ağır tonajlı narenciye ve diğer sebze meyvelerle yüklü kamyonları tarttığı dönemlerde o civarda sadece 2 ev varmış. En yakınındaki İbrahim Kaya'nın evi ve mandalina bahçeleri, biraz daha dağın eteklerine doğru olan Selim Koç'un bahçeleri imiş. Bu bahçelerin paylaşımı şu şekilde oluyor. İbrahim Kaya'nın bölümü Ilıca Deresi'den başlayıp 100 metre kadar sonra (şimdiki İzsu'nun oralar) biterken, bittiği bölümden Yeniköy girişine kadar (şimdiki Güzel Sanatlar) Selim Koç'un arazisi imiş. Bu iki bahçenin etrafını Yeniköy ve Ilıca Deresi sarar. Arkasında dağ ve önünde yol ile sınırları belli olur. Zaten halen semtin sınırları da böyledir. Ama artık mandalin bahçeleri ve seraların yerini büyük apartmanlar aldı.</span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif"><br />70'lerde bölgeye bir aile ve iki fabrika daha gelir. Ürer ailesi orada caddeye yakın kısımlardan bir yere hem evini hem mobilya atölyesini diker. Ürer Mobilya olarak 90'lara kadar hizmet verdikten sonra faaliyetlerini noktalar. Ama halen Ürer ailesinin mensupları bu semtte yaşarlar. Ailenin hanımı Sakize Hanım eski atölyenin üzerine inşaa edilen apartmanda oturmaktadır. Aynı zamanda semte gelen bir diğer mobilyacı ise Sedef Mobilya'dır. Binasının en alt katını atölye olarak kullanan firma giriş katı dahil üstteki 3 katı teşhir mekanı olarak kullanarak belkide İzmir'in ilk Mobilya Showroom'u olarak yıllarca hizmet vermeye devam etti. 4 katlı binası, firmanın faaliyetlerine son vermesi ile İZSU tarafında hizmet binası olarak kullanılmaya başlandı. Halende bu binayı İZSU kullanmaktadır. Semtin diğer bir fabrikası ise Öncü Mutfak Fabrikası'dır. Fabrika, hazır mutfak sektörüne hızlı giriş yapan önemli firmalardan birisidir. Ve sayısı parmakla sayılabilecek kadar az olan Türkiye genelindeki 2-3 hazır mutfak fabrikasından birisidir. 70'li yıllarda mobilya ve mutfak konusunda belkide İzmir'in tek ve en özellikli üreticilerini barındıran semte 70'li yılların sonlarına doğru hareket gelmeye başlar. Önce Karayolları ve Bağkur'un lojmanlarının yapılacağı haberi gelir ve ihtilal öncesinde bu blokların ilk kazmaları vurulur. Her ikiside İbrahim Kaya'nın bahçeleri içerisindedir. Karayolları lojmanları, derenin hemen bitişiğine yapılır. Halen Konak istikametinden gelirken hastaneden sonraki ilk yerleşim birimi olarak göze çarpar. Sırasıyla 6 sıra lojmanda blokundan oluşur. Her bir blok 2 apartmandır. Bağkur lojmanları ise kantarın diğer tarafından hizalanır ve Karayolları bloklarına komşudur.</span></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">Ve son olarak 80'ler girmeden iki tane de müstakil ev inşa edilir bahçelerin ortasına, bu da Selim Koç'un bahçesinde Sedef Mobilya ile Ürer Mobilya'nın arka taraflarındadır. Astsubay Ali Çakmak, Çatalkaya'daki radarda görev yapmaktadır ve emekliliğinde yaşayacağı yer olarak burayı seçmiştir. Emekli olmasına yakın burada arazi alarak bahçeli bir ev yaptırmaya başlamıştır. Sonradan müstakil evinin üzerine 2 kat daha çıkarak küçük bir apartmana dönüşmüştür evi. Aslen aile Kayserilidir.</span></div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">Diğer bir aile ise Aktaş ailesidir. Manisa Demircili kasabasından gelmişlerdir. Daha önce İzmir'de başka bir semtte yaşadıkları halde buralar güzel gelmiş olacakki onlarda hemen Çakmak ailesinin bitişiğindeki araziyi alarak evlerini yapmaya başlamışlar. Ekrem Aktaş daha sonraları uzun yıllar Aktaş Döşeme atölyesi adı altında Balçova'da hizmet vermiştir. (Şimdiki Kipa'nın karşı sırası)</span></div><div style="text-align: justify;"><br /><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">Kantar, 80'li yıllar ile birlikte çok sayıda olmasa da Koç ve Kaya ailelerine, Ürer, Aktaş ve Çakmak aileleri de eklenmiş küçük bir mahalle olmuştu. Yeniköy'e bağlı bir mahalle gibiydi. Kantar denilerek tarif ediliyordu. Şimdilerde Yeniköy ile birlikte Ilıca Mahallesi olarak adlandırılıyor.</span></div><div style="text-align: justify;"><br /><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">80'lerin başında bizim ailemizde buraya göçtü. Göç, Hatay Bahçelievler'dendi. Dedem sağolsun Bahçelievler'deki evini satarak eline geçen parayla Selim Koç'tan birisi Çakmak ailesine komşu diğeri 3 parsel ötede 2 arsa satın almış. Nedendir bilinmez o zaman bitişik alınmamış. 82 yılında başlayan inşaat 83 başında bitti. Anneannem, dedem ve dayım buraya yerleştiler. Bende inşaat ile birlikte bu mahalle ile küçük yaşta tanışmış oldum. 86 yılında haftasonları ve tatillerde, 95 yılından itibarende sürekli mahallede yaşar oldum. Aktaş, Çakmak ve Bükey aileleri bitişik sıralanmış evleri ile yüzlerini denize doğru dönmüş yıllarca komşuluk yaptılar birbirlerine (ki halen devam etmektedir.) Önleri yola kadar badem ağaçları, arkaları dağa kadar mandalina bahçeleri idi. 90'lara kadar mahalleye başka gelen olmadı. Karayolları ve Bağkur bloklarının sakinleri bu 3 eve pek ulaşmadılar ama komşuluk derecesinde olmasada merhabalaşacak kadar yakınlardı.</span></div><div style="text-align: justify;"><br /><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">90'ların girmesi ile birlikte her ay neredeyse bir temel atılmaya başladı ve henüz 92-93 senesinde semtte inşaat yapacak alan kalmamış gibiydi. Şu an Kantar semti sadece durakta yazan adıyla yaşıyor. Burası Narlıdere'nin halen en kalabalık mahallesi. 2000'li yıllarda yapılan süper lüks binaları, korumalı siteleri, havuzlu villaları ile bırakın semtin adını bilmeyi komşularına merhaba bile demeyen bir semt haline dönüştü. Gerçi bu genel bir sorun sadece bu semtte değil ama yine de sorun.. Başınıza bir şey geldiğinde aman diyeceğiniz birisinin olmaması çok kötü.</span></div><div style="text-align: justify;"><br /><span face=""Trebuchet MS", sans-serif">Burada çok güzel bir çocukluk geçirdim. Şehrin göbeğinde okumama rağmen köyde/dağda büyüdüm ve çok güzel anılarım oldu. Bahçe ile ilgilenmeyi, dağlara çıkmayı, hayvanlar alemini :) burada öğrendim. Devamını yazmaya da karar verdim Ancak bu yazı burada biter çünkü sadece Kantar Semti'nin isminin nereden geldiğini ve kısaca hikayesini yazmak istedim. Daha sonra İmtihan Pisti, Yeniköy gibi unutulan 2 komşu mahalleyi ve çocukluk anılarımı yazabilirim umarım Bu arada çocukluk anılarımda Manastırları, Balçova Barajını, İnciraltı ve Sahilevlerini anlatacağım. Sadece oyunları değil maceralarımızı da...</span></div></div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-31231027484560823962021-01-23T22:47:00.002-08:002021-01-23T22:47:40.070-08:00Gediz Deltası<p> <b style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibfp_6ZsJbmE3rsfUUs1NY5rFR3cvcmBicsxM-HLZ6zIpXRX7YBXr7Kyab1jMArB15O9LPmAYzOLvgCzCLlLAFu9KmrnLs8eukbtgQE4ffsw77hKWu4Z5J0FdpedH8-5-m4DxqEoFUT23P/s4608/20201003_122627.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3456" data-original-width="4608" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibfp_6ZsJbmE3rsfUUs1NY5rFR3cvcmBicsxM-HLZ6zIpXRX7YBXr7Kyab1jMArB15O9LPmAYzOLvgCzCLlLAFu9KmrnLs8eukbtgQE4ffsw77hKWu4Z5J0FdpedH8-5-m4DxqEoFUT23P/w400-h300/20201003_122627.jpg" width="400" /></a></b></p><b><br />Yaklaşık 298 kuş çeşidine ev sahipliği yapan, İzmir'in sembolü gibi olan flamingoların Türkiye'deki 2 evinden ve Türkiye'nin 14 Ramsar alanından birisi olan Gediz Deltası içinde yer alan İzmir Kuş Cenneti'nin yeteri kadar ilgi görmediğini düşünüyorduk, yerinde inceleyelim dedik. </b><p></p><blockquote style="border: none; margin: 0px 0px 0px 40px; padding: 0px;"><blockquote style="border: none; margin: 0px 0px 0px 40px; padding: 0px;"><blockquote style="border: none; margin: 0px 0px 0px 40px; padding: 0px;"><blockquote style="border: none; margin: 0px 0px 0px 40px; padding: 0px;"><p style="text-align: right;"></p><blockquote><i>Nedir Ramsar Alan? Özel bir sözleşme ile koruma altına alınmış sulak alan anlamında kullanılmaktadır. Adını Uluslararası Anlaşmanın yapıldığı İran'ın Ramsar kentinden alır.</i></blockquote><b> </b><p></p></blockquote></blockquote></blockquote></blockquote><p style="text-align: justify;"><b>Gediz Delta'sına Kuzey Çevre Yolu vasıtası ile artık çok rahat gidilebiliyor. Sasalı Kent Ormanı, Doğal Yaşam Parkı ve Çamaltı Tuzlası gibi her biri ayrı gezilmesi gereken doğal alanların bulunduğu bölgenin en büyük alanı olan 40 bin hektarlık Kuş Cenneti, İzmir Körfezi'nin Ege Denizi'ne açıldığı koridorun bir yakasında yer alıyor. Bölgenin en büyük alanı olmasının yanısıra en uç noktadaki yeri olmasından dolayı sizi hedefinizden saptıracak çok fazla etken var. Eğer kararlı bir şekilde Kuş Cennetine gidiyorsanız yol üzerindeki bu doğal güzellikler ve geniş alanlı, cazibeli kahvaltı/mangal alanları sizi yoldan çıkartamayacaktır. ...</b><span></span></p><span><a name='more'></a></span><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;">Bölgenin içerisinde Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından korunan tek alan burası. Yazının başında da belirttiğimiz gibi 298 kuşa ev sahipliği yapıyor. </p><p style="text-align: justify;"><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiyot2SHc1c9I8lnzXulWRasoR5OAl9vcE01uYiCHAx3SP4BD2R8RbXZcw_J84IzzhBPyiQ9ISMsy2io3wSZNQ8NgGVmSyFqIY_LkOpYPiMZ3tOsXw6m17jY4eQZV46rgrPZF6YPEarmKl/s4608/20201003_121129.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3456" data-original-width="4608" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiyot2SHc1c9I8lnzXulWRasoR5OAl9vcE01uYiCHAx3SP4BD2R8RbXZcw_J84IzzhBPyiQ9ISMsy2io3wSZNQ8NgGVmSyFqIY_LkOpYPiMZ3tOsXw6m17jY4eQZV46rgrPZF6YPEarmKl/s320/20201003_121129.jpg" width="320" /></a></div><br />İşin özünde İzmir'de yaşayanların %75'nin bu deltayı ziyaret etmediğini tahmin ediyoruz. Zaten ziyaret sırasında gözlemlerimiz de bunu doğruluyor. Aslında çok da talep görmemesi ziyadesi ile iyi olabilir. Çünkü gezi esnasında kuşların yumurtlama alanları ve avlaklarının kenarlarındaki insan artıklarını görünce o güzel canlıların ve doğanın bizleri hak etmediğini düşünüyoruz. Akıllara iki soru geliyor hangisi daha doğru bilmiyoruz. <p></p><p style="text-align: justify;">Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü neyi koruyor acaba? </p><p style="text-align: justify;">Aslında soru "Neden bölgeyi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü koruyor?" şeklinde sorulsa daha mantıklı olacak ama daha evrimini tamamlamamış insanoğlundan korunması gerektiğini bildiğimizden bir önceki hali ile soruyu yöneltmek gerektiğini düşünüyoruz. </p><p style="text-align: justify;">Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü neyi koruyor acaba? Bölge pislik içinde ... </p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-gOXVdBFZwHo/X3v3VIlar4I/AAAAAAAAP_E/jsMF7yBOaLw4pHVrPIuT965FQWjh2yjLgCPcBGAsYHg/s4608/20201003_121137.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="3456" data-original-width="4608" src="https://1.bp.blogspot.com/-gOXVdBFZwHo/X3v3VIlar4I/AAAAAAAAP_E/jsMF7yBOaLw4pHVrPIuT965FQWjh2yjLgCPcBGAsYHg/s320/20201003_121137.jpg" width="320" /></a></div>Çamaltı Tuzlası'nda faaliyet gösteren işletmenin girişinin hemen önünden ayrılan yolu görmeniz için iyice işletmenin kapısına yaklaşmanız gerek. Buradan geçtikten yaklaşık 1-2 km sonra Kuş Cenneti'ne hoş geldiniz takının altından geçiyorsunuz. Ve artık solunuzda avlaklar ve yumurtlama alanları, onların hemen ardında tuz dağları, alabildiğine düz nefis bir manzara size yol boyunca eşlik ediyor. 6kmlik bu yol boyunca yüzlerce flamingo size merhaba derse şaşırmayın. Belkide bu sayı azdır. <p></p><p style="text-align: justify;">Dümdüz yol boyunca manzaraya dalarsanız yolda önünüze çıkacak bisikletli ziyaretçileri görmeyebilirsiniz. O yüzden arabayı kullananlara önemli bir uyarıdır bu. </p><blockquote><p style="text-align: justify;"><b><span style="color: red; font-family: helvetica; font-size: medium;">Bisikletli ziyaretçilere dikkat!</span></b></p></blockquote><p style="text-align: justify;">Yol boyunca çok fazla durma şansınız yok. Ayrıca herhangi bir tesis veya açıklayıcı tabela da yok. Ama bu yol boyunca durulmasını istemiyorlar gibi anlıyorsunuz. Yolun sonuna varınca artık girişi bariyerlerle kapatılmış Kuş Cenneti Ziyaretçi Merkezi karşılıyor. Yol sizi 20-25 araçlık otoparka ya da Foça yoluna yönlendiriyor zaten. Aracınızı park edemezseniz ne yapabileceğiniz konusunda herhangi bir öngörümüz yok ama bilinen tek şey geldiğiniz 6.7 km lik yol boyunca korna çalmak ve durmak yasak. </p><p style="text-align: justify;">Neyseki şanslıyız ve aracımızı son park alanına park edip iniyoruz. </p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGZNCuMF2DBk6OK7jlFumr23SwWBFXK93uh9ORpmJZdR5GCdvMqefxQ5Wwl-iHSMAEnsInddhcq4L-BT1W1H4jXABEjejF45QWDdeUcNTZpQhlbd-R4Anl7Xx3gxyCIAcuoO3pfEP9f6x3/s4608/20201003_122108.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3456" data-original-width="4608" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGZNCuMF2DBk6OK7jlFumr23SwWBFXK93uh9ORpmJZdR5GCdvMqefxQ5Wwl-iHSMAEnsInddhcq4L-BT1W1H4jXABEjejF45QWDdeUcNTZpQhlbd-R4Anl7Xx3gxyCIAcuoO3pfEP9f6x3/w400-h300/20201003_122108.jpg" width="400" /></a></div><br />Salgın dönemine denk gelen bu ziyaretimiz için herhangi bir sterilizasyon veya kontrol çabası olmadığını görüyoruz. Bizler yinre kişisel önlemlerimizi alarak maskelerimizle merkezin kafeteryasına doğru ilerliyoruz. Kapılar açık ama tesis çalışmıyor. Su alacak bir yer yok yani. Tuvaletleri çalışıyor allahtan.<p></p><p style="text-align: justify;">Deltanın derinliklerine girmek isterken bir kenarda çok güzel tenteli mesafeli piknik masası görüyoruz ve hayaller kurmaya başlıyoruz bir daha ki gelişimizde ne tür hazırlıklar yapacağımıza dair. Sanıyoruz ki delta boyunca bunlardan daha göreceğiz. Meğerse sadece 2 taneymiş. </p><p style="text-align: justify;">Zaten bizde de nevale olmadığından çok da üzerinde durmuyoruz. Hemen ilk gözlem kulesine çıkmak istiyoruz. Çıkarken gevşemiş tahtalardan düşme tehlikesi yaşasak da ölüm tehlikesi atlatmıyoruz. Çıktığımız gibi iniyoruz herhangi bir gözlem yapamadan... Çünkü bizim dürbünümüz yok yanımızda, 1 km ilerdeki kuşu neyle gözlemleyelim. Oysa oraya parayla çalışan dürbünlerden takılsa kendini amorti etmesi çok uzun sürmez. </p><p style="text-align: justify;">Suyun kenarına iniyoruz yanımızdan bir çok bisikletli ve yaya misafir geçiyor. </p><p style="text-align: justify;">Ortada ne bir çöp kutusu, ne bir görevli, ne bir gezi haritası ya da tabelası hiç bir şey yok. Tamamen doğal yani... </p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcr6WpYXaFzYmxLpP0Vx4L5oY2ZeGm8NFAt7QIfSJfxxVdXzqwI4Fw-T5UGlZOJ3niVtbDuIGFYdO8YRW0WbWdrq8JKxcoqpqodbJlPx0HL_-jiVkC5hmjmjsDID9rjFLI2Y2P3qptNPc6/s4608/20201003_122623.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3456" data-original-width="4608" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcr6WpYXaFzYmxLpP0Vx4L5oY2ZeGm8NFAt7QIfSJfxxVdXzqwI4Fw-T5UGlZOJ3niVtbDuIGFYdO8YRW0WbWdrq8JKxcoqpqodbJlPx0HL_-jiVkC5hmjmjsDID9rjFLI2Y2P3qptNPc6/w640-h480/20201003_122623.jpg" width="640" /></a></div><br />Öğrendiğimiz şey şu; hafta sonu ise erken gidilecek, su gibi ihtiyaçlar gözetilerek sırt çantalarına nevaleler hazırlanacak, gidildiği gibi Bisim Bisiklet kiralanarak, deltanın derinliklerinde evrimini tamamlamış filamingolara yakın, evrminin tamamlamamış Homo Sapiens'lerin iz bıraktığı yerlerden uzak bölgelere keşif yapacağız. <p></p><p style="text-align: justify;">Devletimizin bu kadar vurdum duymaz olduğunu düşünmüyoruz, sadece belki bir dönemdir iyi yönetilmiyordur. Ama bir an önce göz önüne alınsa tedbirler iyi olacak. </p><p style="text-align: justify;">Bu yazıyı yazmadan önce bir yazı ile karşılaştık, size de linkini vermek isteriz. Son bir kaç yıldır neler olduğunu görebilirsiniz. </p><p style="text-align: justify;">https://www.izmir.bel.tr/tr/Projeler/izmir-kus-cenneti/1297/4</p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6FsY8lzKb1nl1SPWscyQ6HMod2ME677gl6jy3OqneeBwDNzIw5rQPvIMQQYmNOgj5V_Ak41_NLiUZFMtuV-LjQUZapodHDYrai_YuUnJi5wND1gU_VEgzorG-vVnuyQZnkAVc9svjY92p/" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="725" data-original-width="1368" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6FsY8lzKb1nl1SPWscyQ6HMod2ME677gl6jy3OqneeBwDNzIw5rQPvIMQQYmNOgj5V_Ak41_NLiUZFMtuV-LjQUZapodHDYrai_YuUnJi5wND1gU_VEgzorG-vVnuyQZnkAVc9svjY92p/w400-h213/image.png" width="400" /></a></div><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://lh3.googleusercontent.com/-nTRRieN0Jq4/X3jama86Z7I/AAAAAAAAP8s/7PO_1J8tMaU2z3lzODglBabalNId6b25wCLcBGAsYHQ/image.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="719" data-original-width="1332" height="216" src="https://lh3.googleusercontent.com/-nTRRieN0Jq4/X3jama86Z7I/AAAAAAAAP8s/7PO_1J8tMaU2z3lzODglBabalNId6b25wCLcBGAsYHQ/w400-h216/image.png" width="400" /></a></div><br /><div><br /></div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-90661197859054747172020-11-08T20:44:00.075-08:002021-01-09T21:34:17.798-08:00Kabotaj Yorumu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh86jKwFsb9l92BXgvxdMpjkY5pA7uylP7jlaKko7TK4ZsGZGO5EqtXkNy_Z_3GkyNhLBMSGkNVP5Z9NHqxsgDtuuws_AOs983pcAGkBKHFA-bw2pw9G3LtkqpRebvZPObXP04zvcFlYGHU/s1300/44972932-industrial-port-with-containers.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="928" data-original-width="1300" height="454" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh86jKwFsb9l92BXgvxdMpjkY5pA7uylP7jlaKko7TK4ZsGZGO5EqtXkNy_Z_3GkyNhLBMSGkNVP5Z9NHqxsgDtuuws_AOs983pcAGkBKHFA-bw2pw9G3LtkqpRebvZPObXP04zvcFlYGHU/w640-h454/44972932-industrial-port-with-containers.jpg" width="640" /></a></div><br /><p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><b>"<i>Dünyanın en
önemli ekonomilerinden birisi olan ülkemiz, üretim gücünün yanısıra bulunduğu
coğrafi konumu nedeni ile kıtalararası ticarette önemli bir geçiş noktasında
yer almaktadır. Anadolu yarımadası tarihte İpek Yolu ve Baharat Yolu gibi
önemli ticaret hatlarına ev sahipliği yaparak, hem ürettikleri ürünleri kolayca
ticaret hattına dahil edebilmekte hem de transit geçen yüklerin de ticaretinden
faydalanabilmekteydi. Günümüzde bu ticari yollar yine canlanmakta ve hatta ülkemiz
yeni tesis edilen ticari yollara da ev sahipliği yapmaktadır. Yüzyıllardır süregelen
Doğu – Batı hattındaki alışveriş, kuzey-güney aksında tasarlanan yeni ticari
akımların desteği ile büyüyerek devam etmektedir. Baltık ve İskandinavya
Bölgeleri’nden başlayan ve Karadeniz’den Anadolu’ya geçerek, Doğu-Batı
hattındaki ticaret yollarına eklenmek üzere tasarlanan Viking hattı da
ülkemizden geçecek bir örnektir.</i>"</b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><b>Bu yazıyı, yıllardır yanlış yorumlandığını düşündüğüm için dış ticaretimizde ihracatçımızın maliyetini arttıran hatta ülkemizin ihracatında bir engel teşkil eden Kabotaj Kanunu hakkındaki düşüncelerimi ifade edebilmek için yazdım. Ulusumuzun en büyük kazanımlarından birisi olan Kabotaj Kanunu, bağımsız ve güçlü bir ülke olabilmemizin en önemli güvencesi iken, yanlış/eksik yorumlanması nedeni ile ülkemize zarar da vermektedir. Bu benim şahsi kanaatimdir, her ne kadar Kabotaj Kanunu'nun bağımsız ve güçlü bir ekonomiye sahip Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir kazanım olarak görüyorsam da, yanlışlarını da düzeltmek ve üzerinde tartışarak daha fazla kazanımı olan bir kanun haline getirilmesini istemem de vatandaşlık görevimdir. ...</b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><span></span></p><a name='more'></a><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Bu gelişmeler ülkemizin
lojistik anlamında sahip olduğu tüm tesis ve sistemlerin önemini bir kat daha
arttırmaktadır. Yakın tarihte faaliyete geçen liman tesisleri ve lojistik
köyleri de bu hazırlıkların örneklerindendir. Özellikle son 10 yıldır Ticaret
Bakanlığı’mızın önderliğinde gerek mevzuat, gerekse sistem altyapıları üzerinde
ciddi ve cesur adımlar atılmıştır. Kamu ve özel kurum/kuruluşların da
katılımları ile teknolojik otomasyon çalışmaları, basitleştirme çalışmaları ile
kısa zamanda uluslararası ticaret üzerindeki maddi yükler azaltılmış, modernizasyon
çalışmaları transit geçiş sayısının çok artmasına yol açmış, kombine
taşımacılık sistemlerinin gelişmesi sağlanmıştır.</p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Dünya ticaret
hacminin % 75’ine yön veren ülkelerin oluşturduğu G-20 içerisinde ülkemiz,
salgın döneminde ticaret istatistikleri bakımından en az etkilenen ülkelerden
birisi olmuştur. Diğer yandan Ticaret Bakanlığı’mızın açıkladığı istatistik
bilgilerinde çok net olarak görülmektedir ki, ihracat / ithalat dengemiz,
içinde bulunduğumuz salgın şartlarında bile olumlu yönde düşüş göstermiş,
gelecek adına ümit vermiştir. Yakın geçmişte yapılmış, yukarıda saydığımız
girişimlerin hepsinin bugünkü olumlu tabloda etkisi vardır. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQ3xSzO4pR0F7FB2k_cFU_exZuonllubje9-NAwc4A_U6wDilGNJstmuRin76RcO3-vBRpmcUEZKBnOGNAFP3EAhXVlpYiVY-MipgObe0FduIK9mHOWs-QAj_ZEmVhWnwIiL_RKMX3w0wN/" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="431" data-original-width="649" height="425" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQ3xSzO4pR0F7FB2k_cFU_exZuonllubje9-NAwc4A_U6wDilGNJstmuRin76RcO3-vBRpmcUEZKBnOGNAFP3EAhXVlpYiVY-MipgObe0FduIK9mHOWs-QAj_ZEmVhWnwIiL_RKMX3w0wN/" width="640" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Yine istatistiki
bilgilerin ışığında ülkemiz ihracatının en çok denizyolu konteyner taşımacılığı
ile yapıldığı görülmektedir. En sağlıklı ve ekonomik taşıma şekli olan konteyner
taşımacılığı ülkemizin olduğu kadar dünyanın da en önemli taşımacılık ayağını
oluşturmaktadır. Konteyner taşımacılığını odak noktamıza aldığımızda, dünya
ticaretini ayakta tutan Çin merkezli Doğu-Batı aksının önemli bir bölümü
ülkemiz hinterlandını doğrudan ilgilendirmektedir. Bölgesel komşularımız Mısır,
Yunanistan ve Malta bu aks üzerinde transit geçişlere ev sahipliği yaparak
avantaj sağlamaktadır.</p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-vC5Y38Oz_XQ/X_qKOyHHduI/AAAAAAAAS1M/9t_6fiIiMo4oZVz8Na03XQCg_3ek_LgZACPcBGAYYCw/s2500/image.png" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1250" data-original-width="2500" src="https://1.bp.blogspot.com/-vC5Y38Oz_XQ/X_qKOyHHduI/AAAAAAAAS1M/9t_6fiIiMo4oZVz8Na03XQCg_3ek_LgZACPcBGAYYCw/s320/image.png" width="320" /></a></div><br /><div style="text-align: justify;">Bu avantaj şöyle
ifade edilebilir, transit liman tesislerine ve mevzuatına sahip olması nedeni
ile hem Mısır hem Yunanistan limanlarına daha büyük ölçekte ve daha fazla gemi
yanaşmakta, bu gemilerden küçük boyutlu gemilerle diğer bölgelere aktarım
yapılmaktadır. Bu trafik, liman tesislerine ve dolayısı ile ülke ekonomisine
katkıda bulunmaktadır. Ancak daha büyük katkısı o ülkelerdeki ihracatçı ve
ithalatçının yüklerini daha kolay pazara ulaştırma imkanı yakalaması ile
açıklanmaktadır.</div><p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-left: 2.85pt; text-align: justify;">3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde ticaret yönünün kuzey
bölgelerimizde ithalat, güney bölgelerimizde ihracat ağırlık olduğu
istatistiklerde görülmektedir. Bu denge ithal dolu gelen konteynerlerin
boşaltılarak ihraç gidecek konteyner ihtiyacını karşılamaya dönük sistemin verimini
düşürmeye ve ihracatçının konteyner temin edememesine yol açmaktadır.
Böylelikle Marmara Bölgesi liman tesislerine dolu ithal olarak gelen
konteynerler, boşaltıldıktan sonra tekrar bölgedeki tesislerde ihraç
taleplerine kullanılmak üzere depolanmakta ve mevzuatlarla belirlenmiş süreler
dolduğunda hala ihracata tahsis edilemediyse boş olarak yurt dışı edilmektedir.
Oysaki güney bölgelerimizdeki liman tesislerinde durum tam tersi durumdadır. Bu
bölgelere gelen kısıtlı sayıdaki ithal dolu konteyner, boşaltıldıktan sonra
ihracat için yönlendirilmekte ancak ihracat talebini karşılamamaktadır. Komşu
ülkelerden de bu ihtiyaçlar temin edilememektedir.</p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-mmpkiDq4wSo/X_qMSVdXM-I/AAAAAAAAS1c/lAdrmD86tgsiTJ3NUO6O-k1EVTXo-RYqACPcBGAYYCw/s299/download.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="168" data-original-width="299" height="224" src="https://1.bp.blogspot.com/-mmpkiDq4wSo/X_qMSVdXM-I/AAAAAAAAS1c/lAdrmD86tgsiTJ3NUO6O-k1EVTXo-RYqACPcBGAYYCw/w400-h224/download.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Kuzey
Bölgelerimizde depolanan boş durumdaki konteynerler ise maliyetlerinin
yüksekliği nedeni ile ihracatçı tarafından karayoluyla güney bölgelere taşınamamaktadır.
Demiryolu hattı ise bu talebi karşılamaya dönük yeterli sefere/hatta sahip
değildir. Geriye sadece denizyolu ile taşıma yöntemi kalmaktadır. Denizyolu ile
taşımacılık yönteminin detaylarına girmeden önce, ülkemizin ekonomik olarak
bağımsızlığı için çok büyük önem taşıyan ve 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe
giren kısaca Kabotaj Kanunu olarak adlandırabileceğiniz 815 numaralı “Türkiye
Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde
İcrayı San'at ve Ticaret Hakkında Kanun” un ilk maddesini hatırlatmak
gerekmektedir. Bu madde;</div><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; margin-left: 35.4pt; text-align: justify;">“Madde 1 - Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu
alıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk
ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek yalnız
Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe munhasırdır.” <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Bu madde ile
birlikte deniz kıyısı ve sahillerinde gerçekleşecek ticarette ekonomik olarak özgürlüğümüzün temeli sağlam
bir şekilde garanti altına alınmaktadır. Fakat bu maddede belirtilen emtia’nın
Türk Dil Kurumu’nda tanımlanmış karşılığı ise “satılacak eşya, mal” olarak
ifade edilmektedir.</p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">1972
Konteynerlerle İlgili Gümrük Sözleşmesi’nin 4.F. maddesinde belirtildiği
şekilde konteyner; teknik şartlara uygun olarak imal edilmiş içine eşya koymak
sureti ile sürekli taşıma işlerinde kullanılan bir taşıma aracıdır. Bu tanımdan
yola çıkarak konteynerin ticari bir mal olmadığı, sadece taşıma aracı olduğu
net bir şekilde ifade edilmektedir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><o:p></o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8q1K6CrgQkNSVhMF4t_ydoNevU_JasX76oiXHF89pgnYwjEVBoH1e-iWwRENXyaRkx0reQ8I1ANsDtKtuyrSCjBgcZ7AkbR6TnuVd91Fd2Sb7psukdTTKON0Pp0SJDDAG_PoSCPeBGIPb/" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="512" data-original-width="498" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8q1K6CrgQkNSVhMF4t_ydoNevU_JasX76oiXHF89pgnYwjEVBoH1e-iWwRENXyaRkx0reQ8I1ANsDtKtuyrSCjBgcZ7AkbR6TnuVd91Fd2Sb7psukdTTKON0Pp0SJDDAG_PoSCPeBGIPb/" width="466" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Bu şekilde
değerlendirdiğimizde, konteynerin taşıma işlerinde kullanılan bir araç olduğunu,
böylelikle Türk limanları ve sahilleri arasında içerisinde herhangi bir ticari
yük olmayan boş konteynerlerin taşımasında Türk Bayraklı olmayan gemilerin
kullanılması, ülkemizin sahip olduğu en önemli kanunlardan birisi olan 815
numaralı Kabotaj Kanunu’na aykırılık teşkil etmediği yorumu çıkarılabilmektedir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><o:p> </o:p>Ticaret Bakanlığı’mızın
2018 yılında Transitte Basitleştirme projesinin sonucu olarak başlattığı
Hızlandırılmış Transit sürecinin, Kabotaj Taşımacılığı’nın kolaylaştırılması ve
yaygınlaştırılmasına yönelik olduğunun bilinci ile sadece Marmara bölgesinde
yer alan ihtiyaç fazlası boş konteynerlerin süresi dolduktan sonra yurt dışı
edilmesindense; Güney bölgelerimizdeki ihracat talebini karşılamak üzere
denizyolu ile taşınabilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı ve yeni
alternatifler çoğaltılmalıdır. Kuzey-Güney aksında faaliyet gösteren Türk
Bayraklı konteyner gemi sayısının ihtiyacı karşılamadığı göz önüne alınırsa,
Marmara Bölgesi’ndeki liman tesislerinden sonra Güney Bölgelerimizdeki liman
tesislerine giden yabancı bayraklı gemilerle taşınabilmesi mümkün olmalıdır.</p><p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;"><o:p> </o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIIsOjJtVT1cB5YJL0Pzr8-0XEeKoanE28eMEAKfinTHX1LeHw8Z-4h3CxU9R-5rp3CRMaBl0bsHtfNmnP5ZWyH7gKtM-Gct39oZXimENpEGmjzCzdtr1_l9NQwvzQ4mTvggMxJHESk-th/" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="151" data-original-width="334" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIIsOjJtVT1cB5YJL0Pzr8-0XEeKoanE28eMEAKfinTHX1LeHw8Z-4h3CxU9R-5rp3CRMaBl0bsHtfNmnP5ZWyH7gKtM-Gct39oZXimENpEGmjzCzdtr1_l9NQwvzQ4mTvggMxJHESk-th/" width="640" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">Kabotaj
Kanunu’nda ticarete konu olan eşyanın, iki Türk limanı arasında Türk Bayraklı
gemilerle yapılması gerektiğini ülkemiz ekonomik bağımsızlığı için vazgeçilmez
bir koşuldur. Ancak herhangi bir ticari mal taşımayan ve tek başına ticari bir
işleve sahip olmayan, yük taşımacılığına aracılık etmek üzere bekleyen boş
durumdaki konteynerlerin ülkemizin limanları arasında yabancı bayraklı
gemilerle taşınabilmesi ülkemizin daha rekabetçi bir aktöre dönüşmesine destek
olacaktır. Artan ihracat adetleri ile birlikte ülkemiz gelen gemiler büyüyecek,
hinterlandımızdaki transit aktarmalarının cazibe merkezi haline gelecek, daha
fazla gemi trafiği ile taşıma ekipmanı bulan ihracatçının diğer bir sorunu olan
taşıma aracının da artmasına sebep olarak zincirleme bir etki ile büyümemize
yol açacaktır. Kolaylaşan ticaret ülkemizin cazibesini arttıracağı gibi
ekonomik göstergelerinde önemli ölçüde artışa sebep olacaktır.</p>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-64680378775897665752020-04-26T06:24:00.002-07:002022-12-25T22:00:58.563-08:00E Pur Si Muove <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<img alt="Galileo Galileis fordømte værk er nu udgivet på dansk" height="258" src="https://videnskab.dk/files/article_media/galileo_galilei_forbudte_vaerk_udgivet_paa_dansk.jpg" width="400" /></div>
<div style="text-align: justify;"><b>Galileo Galilei'yi ne kadar tanıyorsunuz? </b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Mesela 1633'de Engizisyon kararı ile mahkum edildikten sonra hapishane duvarına yazdığı iddia edilen ifadesi olan başlıktaki "E Pur Si Muove" sözünü hiç duymuş muydunuz? </b></div><div style="text-align: justify;"><b>Türkçesi şöyle; </b><b>"yine de hareket etmeye devam ediyor"... </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Açıklama çok anlamlı gelmedi değil mi? </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>O zaman detaya girelim... </b></div>
<br />
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><span style="text-align: justify;">Galileo'nun 1632 yılında "</span><i style="text-align: justify;">İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog</i><span style="text-align: justify;">" isimli eseri, (güya) papanın izni ile basılmış, bilimsel bir tezdi esasında. Ancak tezin savunduğu "Kabul edilenin aksine dünya güneş etrafında dönüyor" savı Hristiyanlığın kutsal kabul ettiği bir kurama ters duruyordu. </span></div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><span style="text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
İşte bu sav Engizisyon tarafından kutsal değerlere, Papa'ya, Cizvitlere karşı bir hareket içeriyor kararına vardı ve Galileo bilimsel bir görüşü nedeni ile hapse mahkum oldu. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Bunun üzerine hapisteki ilk günlerinde Galileo da gitti hapishanesinin duvarına bu yazıyı yazdı... Yani siz beni hapsettiniz ama dünya güneş etrafında dönmeye devam ediyor. Değişen bir şey yok...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyayı çepe çevre saran, milyarlarca kişiyi eve hapseden, milyonlarca kişiye sirayet eden, milyona varan insanın ölümüne sebep olan virüsün bir matematiği yapılmış. Matematiğe göre Corona tipi virüsün ağırlığı 0.85 attogram yani yaklaşık olarak gramın trilyonda birinin milyonda biri olarak ölçülüyor. Bir kişinin hasta olabilmesi için ise yaklaşık 70 milyar virüs vücuduna girmiş olmalı. Yani testi pozitif çıkan bir insan da aşağı yukarı 0,0000005 gram virüs var. Vaka sayısı 2 milyar dersek, bu müsibet nedeni ile evlerine kapanan milyarlarca insan toplamda 1000 gram ağırlığı olan virüsten saklanıyor... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Özetle dünyadaki tüm yeni tip corono virüslerin (Covid-19) hepsini bir yere toplasak 1 kilogram ancak edecek. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">Dünya üzerinde yaklaşık 250-300 kadar farklı tanrıya inanç var. Ve inancı güçlü tüm insanlar bu müsibetten kurtulmak için tanrılarına kendi inanışları vasıtasıyla yakarıyorlar, "<i>kurtar bizi ya rab</i>" diye... Ama hepsi bir yandan sağlık çalışanlarına ve bilim adamlarına da dua ediyorlar. Bir an önce ilacını ve aşısını bulsunlar diye... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ne büyük çelişki değil mi? 400 yıl önce bilimi destekleyen insanlar yakılıp, katledilirken, şimdi bilim adamlarına dualar ediliyor. Ama bir taraftan bilime muhtac olduğunu bilen ama kabullenemeyen ortaçağ zihniyetindeki bir grup var ki onların hali içler acısı. Hepi topu, aşayı 1 gram etmeyecek bir virüs 5 milyar insanı yani 350 milyar kiloluk bir kitleyi korkudan evlere hapsetmiş durumda. Ve hala bu durumda bile bilime değil, dine bel bağlayanlar olması can acıtıcı. Bugüne kadar dua ile ölen bir virüs tespit edilememiş olması da ayrı bir anektod.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşin komiği eğer tanrı böyle istedi, virüsü o musallat etti, O, işi bitince geri alır diyorsa, inanların hepsinin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerek, biz neyi yanlış yaptıkta tanrı bizi cezalandırıyor... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bunlara rağmen bir tarafta dünya görüşü ile halen ışığımız olmaya devam eden Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu? "Bir gün benim söylevimle, bilimin çeliştiğini görürseniz, bilimi seçiniz"... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
sözlerim bugünlük bu kadar... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sağlıkla kalın... </div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-46896641188947448082020-03-20T05:38:00.000-07:002020-03-20T05:58:51.697-07:00Dünyanın Yeni Derdi - Corona (Covid-19)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwDaS_AvRL1_qFizNkvmd9qeDk9HHj0usCr7x5SyrntmPpwiwf6RWrzc5BCmbn2QqYzjjfJmd_QHhE7AZnYk5GphnkbY6f1gma-10QL9nT2H8pSLkJrrEQz2lB46iKQRQUgnSTXXjznIMK/s1600/covid1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwDaS_AvRL1_qFizNkvmd9qeDk9HHj0usCr7x5SyrntmPpwiwf6RWrzc5BCmbn2QqYzjjfJmd_QHhE7AZnYk5GphnkbY6f1gma-10QL9nT2H8pSLkJrrEQz2lB46iKQRQUgnSTXXjznIMK/s320/covid1.jpg" width="320" /></a><b>2019'un son günlerinde Çin'in Wuhan kentinden başlayıp dünyayı etkisi altına alan Corona Virüsü, 2020 yılının ilk günlerinden beri neredeyse tüm ülkelere yayılarak binlerce cana mal oldu. An itibari ile ölüm sayısı tüm dünyada 10bine yaklaştı. Gelişen dünya bu salgına karşı çok da hazırlıklı yakalanmadı. Çin'den gelen haberler giderek yön değiştirdi ve artık ülkemizin de içinde olduğu 121 ülkede her geçen dakika yeni bir vakaya konu oluyor. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dünya Sağlık Örgütü WHO tarafından pandemi ilan edilmesine rağmen bazı ülkelerin ciddiye almayan tutumları, seyahatlerin ve sosyal hayatın devam etmesi ile 3 ay dolmadan tüm dünyayı etkisine aldı. </b><br />
<b><br /></b>
<b>Ülkemiz ilk günlerde oldukça ciddi yaklaştı konuya ve oldukça geç virüs ile tanıştı. Ama öyle bir tanıştı ki henüz 1 hafta geçmesine rağmen sayı 6. gün itibari ile 400'e yakın tespit edilebilen vaka ve 4 ölümle raporlanabildi. Görünüşe göre aynı istatistiki bilgilerle giderse zirve noktasına 15 gün sonra varacak. Ve bir müdahale olmazsa rakamlar oldukça vahim olacak. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 6 ilkesinden birisi olan Devletçilik, belki de bizim bu girdaptan daha az hasarla ayrılmamıza sebep olacak. Halen sağlık hizmetlerinin büyük çoğunluğu devlet kontrolünde gittiği ve gerektiğinde özelleşen sağlık hizmetlerinin de devlet imkanlarına dahil olabileceği gerçeği biraz fikir olarak rahatlatıyor. Öyle ki dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip Çin, virüsün ilk etkilediği ve en hazırlıksız ülkelerden birisi olmasına rağmen aldığı sert önlemlerle ve devletin tüm imkanları ile 2 ayda kontrol altına alabildi bu tatsız durumu. Çin'in bazı bölgelerinde hayat yavaş yavaş normale dönmeye başladı bile. Ama İtalya için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Liberal yönetim anlayışını benimseyerek tüm sağlık sistemini özelleştiren, pandemi uyarısına rağmen çok sevdiği sosyal yaşamdan vazgeçmeyen İtalyanlar, 1 ay içerisinde rakamlarda Çin'den daha fazla kayıpla karşılaştılar. En son 19 Mart itibari ile İtalyan Başbakan'ı Conte naçar olduklarını belirten açıklamalar yapmaya başladı. En talihsiz açıklama ise "Salgının Kontrolünü Kaybettik Ülkemizde Ve Dünyada Salgına Karşı Yapıcak Bişey kalmadı. Artık Tek Şansımız Gökyüzü" şeklinde oldu. Yıllarca tü kaka dedikleri Çin ve Küba ise İtalyan'ların yardımına koşan ilk ülkeler oldu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyanın devi Amerika'da ise durum çok iç açıcı değil. Ama onlar ilacı bulduk müjdesini vererek bu krizden de karla kalkmayı planlıyorlar. Ülkelerindeki rakamlar oldukça fazla olsa da ABD Başkanlık seçimi, ekonomik ambargolar daha fazla ön planda yer alıyor. Kendisi de batağa çekilebilecek riskte olan ABD yönetimi hala Çin, İran ve Küba'ya yapılan ambargoları bu pandemi için bile kaldırmış değil. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgup5f3FuW9U5xI1mHGZQzrX_gOdu_eZ9eXVtp4Me_vM7lWKbc-7aVoNEnCPVz0uTRYdAfDsWW_IK6FamQ_CGs7AbPaiLthDoDP5G4VnxBsaa33hqsY_HcM9E_d1qydbwZkWi-tzX_nZj_D/s1600/covid.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="701" data-original-width="1080" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgup5f3FuW9U5xI1mHGZQzrX_gOdu_eZ9eXVtp4Me_vM7lWKbc-7aVoNEnCPVz0uTRYdAfDsWW_IK6FamQ_CGs7AbPaiLthDoDP5G4VnxBsaa33hqsY_HcM9E_d1qydbwZkWi-tzX_nZj_D/s400/covid.jpg" width="400" /></a>Ülkemizde ise sosyal ortamlardan uzaklaşma fikri başta temkinli ilgi görse de son zamanlarda İtalya'nın yaşadıkları biraz panik havası ile bu fikrin uygulanmasını sağladı. Ama arada yapılan yanlışlar, o önlemlerin faydalarını bir günde yok etti geçti. Nasıl mı? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türk Hükümeti Mart'ın ilk haftasında toplu halde bir arada bulunmayı gerektiren, sportif müsabakalarını seyircisiz oynatmaya başladı. Özellikle riskli ülkelerle uçuşları yasakladı, halkı hijyen konusunda uyardı. Ama kimsenin aklına karantina önlemleri ve sarf ihtiyaclarını temin etmek gelmedi. Üstüne üstlük önlemler her geçen gün arttırılarak, toplantı organizasyon, kongre, kahvehane, düğün, eğlence merkezi, disko, bar, tiyatro, konser vb tüm aktivitelerin yasaklanması ve mekanların kapatılmasına rağmen Umre'den dönen ve virüs taşıma potansiyeli oldukça yüksek 21bin kişinin karantina altına alınmadan memleketlerine gönderilmesine göz yumdu. İşte kontrolün en büyük kaçırıldığı nokta buydu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Virüsün aritmetik olarak yayılması ile birlikte vaka sayıları bir anda artmaya başladı. Aslında içinde bulunduğumuz günlerde 400 gibi açıklanan rakamların, pozitif sonuc verecek rakamların neredeyse yarısından az olduğu tahmin ediliyor çünkü vakalara test yapılmakta geç kalınıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umre'den dönen son kafilelerin apar topar yurtlara yerleştirilmesi, o vatandaşların karantinadan kaçmak istemesi, karantinaya girmeden memleketine dönenlerin tabiri caiz ise kasabasının tamamına elini öptürmesi, Cuma namazının iptal olmasına rağmen camilerin kapılarının zorlanması vb gibi notlar da cabası... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu salgın neticesinde ülkemizin de binlere varan kayıp vereceği tahmin ediliyor. Ama güzel bir şey var aklı başında şirketler uzaktan çalışma prensibi ile ofis ortamlarını ev ofisine çevirmesi ile bir nebze büyükşehirlerde sakinlik söz konusu. Bu uzaklaştırmayı tatil sanmadan evlerinde oturması gereken vatandaşlar eğer İtalyan'ların yaptığı gibi aman yazlığa kaçalım orası sakindir yırtarız diye hicrete başlarsa o zaman ipin ucu hepten kaçar. Bodrum Belediye Başkanı'da bunu dile getiriyor zaten. Bodrum'un sağlık alt yapısı sizi karşılamaya yetmez gelmeyin diyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Göreceksiniz bu salgın sona erdiğinde yaraların sarılması yılları bulacaktır ama bir şey kesin olacak artık münferiden yaşamlar ve sosyallikten kopuk ortamlar artacak. Belki de yönetim sistemleri değişecek. Vaktimiz olursa onlarca yazı daha yazabiliriz. Ama görün binlerce kitap, film, belgesele konu olacak. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Herkesin sağlıkla ve güvende kalması dileği ile...<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img alt="Resim" height="640" src="https://pbs.twimg.com/media/ETjabRxWoAIWWZb?format=jpg&name=900x900" width="568" /><br />
<br />
<br />
<a href="https://www.worldometers.info/coronavirus/#countries">https://www.worldometers.info/coronavirus/#countries</a><br />
<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-22716243175935683372020-02-06T00:44:00.003-08:002020-02-06T00:45:46.671-08:00Bir Yolculuğa Bu Kadar Hikaye Fazla<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
<b>İstanbul - İzmir arasında yılda en az 20 uçuş yapıyorum. Türlü türlü hikayelere malzeme çıkacak done oluyor ama 5 Şubat 2020 tarihli İstanbul - İzmir seyahatim macera filmi gibiydi o yüzden yazılması vacip oldu. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Macera dolu bir uçuşa hazır mıyız? </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Hadi bakem...</b></div>
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İstanbul trafiği ile cebelleşerek zor bela kendimizi havalimanına attığımızı falan yazarak vakit çalmayım, buraları hızlı geçiyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2 haftadır dünya gündeminin ana konusu olan Corona Virüs tehlikesi altında uluslararası havaalanları gibi 7 düvelden insanların bulunduğu kamusal alanları kullanmak başlı başına bir gerginlik konusu. Bu tedirginlikle girdiğim havaalanında, güvenlik kontrollerinden geçene kadar etrafta uzakdoğulu yolcu var mı, varsa ne yapacağım soruları kafamı bulandırıyordu. Zira etrafta bir sürü maskeli insan dolanıyor ama neden maske takıyor belli değil. Hasta mı? Yoksa hastalık bulaşmasından korkan biri mi belli değil. Hal böyleyken etrafta bir de çekik gözlü bir uzakdoğulu görürmüyüm demeye kalmadan bir kaç tane menşei tespit edilemeyen çekik gözlü vatandaş, laapps diye transfer koridorundan önüme gelmesin mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eyvah ki ne eyvah...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Koridor, reklamlardaki deterjan görmüş yağ artıkları gibi kenarlara doğru açılmaya başladı. Herkesin aslında eli ayağına dolandı ama hem yiğitliğe bok sürdürmemek hem de her çekik gözlüyü virüslü ilan edip, linç edilmemek için ince ince bir kaçış oldu. Tedbiri elden bırakmamış anormal sayıda maskeli yolcu bile maskelerinin güvenilirliğini sorguladı. Maskesi olmayanlar da nereden maske bulurum paniği ile etrafı kesmeye başladı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O an, bu havaalanının insafsız büyüklükte olması hakkında bir kitap yazabilirdim. Kapıya giden yol bir ömür gibi geçti. Allahtan kapılar farklı çıktı yoksa bir de aynı uçak olsa direk karantina talep etmeli düşüncesi hasıl olmuştu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tehlikeyi savuşturduk sanarak kapıya gittim. Kalkışta bir sorun görünmüyor, yer hizmetleri yerlerini almış, uçaktan komut bekliyor. Ohhhh mis... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
StarAlliance uçuşları genelde SAS, LOT vs gibi kuzeylilerle olurdu, tesadüf bu ya bu sefer Indian Air, Asian Air gibi ne kadar tehlike anımsatan havayolu şirketi varsa onlarla gidiyoruz. Uçuşa 20 dk kala hala kapılar açılmayınca bir hareketlilik başladı yolcularda. 10 dk kala ise gecikmeyi artık kabullenmiş bekliyordum ki, kapıdaki görevlilerden birisi "<i>Izmir'deki hava koşulları nedeni ile uçuşunuz 1 saat ertelendi.</i>" anonsunu yapıştırdı. Hadeeee... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Telefon/whhatsapp her türlü iletişim kanalı ile <i>"İzmir'de nooluyor ülen?</i>" Sorusunun cevabı arandı. Meğerse fırtınalar kopmuş... Zaten günde 5 kez sallanan güzel kentimde bir de sel ve fırtına nefis olmuş... "<i>gitmesek mi acaba?</i>" Neyse bu tedirgin edici doğa olayını havada öğrenmekte olabilirdi. Geç gidelim, temiz gidelim fikri güzel teselli ediyormuş. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela yan kapıdaki Pegasus yolcuları bu tedirgin edici haberi yolda yaşayarak öğreneceklerdi. Çünkü onlarda İzmir'e gidiyordu ve son çağrıya kadar herhangi bir gecikme anons edilmeksizin uçağa alındılar. Ve hatta biz beklerken uçtular bile... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu arada yalnız İzmir uçuşları değil, THY'nin Bodrum, Dalaman, Antalya gibi güney illerinin tamamına uçuşları da gecikmeli olmaya başladı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1 saatin 30.dakikasında "<i>hadi buyrun gidelim artık</i>" dedi görevli. "<i>Bak bu kadar bekledik, poseidon arıza çıkarmasın, biraz daha bekleyelim</i>" diyesim geldi. Ama bu multinational terminalde de kalasim yoktu. Bindik uçağa...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Öyle etrafta Indıan ve Asian yolcusu varmış gibi görünmüyordu ama geldi kastını sevdiklerimden bir demet. Bir de istemediğim ot ya, benim sıraya çöktüler...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kulağım "<i>Boarding Completed</i>" anonsunda... Geldi çok şükür... Bir ferahlık geliyor sonunda... Iyi de motor niye çalışmadı? Amaaan kaptan da ağırdan alıyor işte 'hava iyice durulsun' anlasana...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tam o sıra whatsapp'tan bir mesaj "<i>Abi İyi akşamlar senin uçak değildir inşallah"</i></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O ne lan? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Mevzu sakat belli ki, du bakem bi twittere... Ahanda son dakika "<i>Sabiha Gökçen'de Izmir'den gelen Pegasus uçaği iniş sonrası pistten çıktı"</i>.. Havaalanı, havayolu, yön tutmuyor. "<i>Yok değil </i>" diye dönüyorum sabah beni havaalanına bırakan taksiciye. Taksici değil dost biriktirmişiz meğer.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İyi de bizde hareket etmiyoruz? Çok hızlı yayılıyor haberler, iki hintli arasında kalan ablaya da bir mesaj gelmiş olacak ki, abla hostes çağırdı. Beni burdan alın afakanlar bastı beni dedi. Almasalar bela olacak belli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaptan pilotumuz anons yapmayı akıl ettiğinde uçağa binişimizin 35., Pegasus uçağı düştü haberini alaşımızın 15. dakikası içindeydik. Biz hadi gidiyoruz diyecek beklerken adam "<i>Arıza var onu gidermek için kapıları açıyoruz</i>" demez mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yav kardeşim, karşıda fırtına var, deprem var, burda bir uçuş kaza ile sonlanmış, virüs kaygısı, Hintli kokusu derken acaba zorlamasak mi? Hazır açmışken kapıları inelim biz vazgeçelim bu sevdadan hı? Olma mı?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yok bir 30 dk da böyle geçiyor... Kolay geçmiyor tabii, kazayı haber alan ve benim yolda olduğumu bilen herkes arıyor. Ama olayda yön ters diyorum... Bir taraftan da gözüm twitterde haberlerde... Allahtan kayıp yok deniyor. "<i>Sabiha Gokcen Havaalanı uçuşlara kapatıldı</i>". Ahanda... O uçakların acil inisleri buraya yönlendirildi, tamirat bitince bir de pist başında bekleriz ohhhh nefis. Biz Izmir'e dönene kadar mevsim değişir böylelikle...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Normal uçuşumuzun üzerinden 2 saat 50 dakika geçtikten sonra bir anons daha "<i>Arıza giderildi, kapıları kapıyoz, ucuyoz, hadin bakalım</i>"</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Neyse zaten pist başına gidene kadar 30 dk geçiyor zaten, bir 30 dk da sıra bekleriz etti mi sana 4 saat rötar temizinden...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Havalandık ama sıkıntı var... Havada bir sıkıntı var...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizi sarsarak ayık tutmak isteyen bir hava hakim dışarıda... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sallama kardeş diyesim geliyor. Sonra da diyorum ki bir günde 2 ucak kazası olma olasılığı milyarda bir... O da gelip beni bulmaz. Teskin çabalarım takdire şayan degil mi? En fazla 1 saat sallanırız. Zaten 2 haftadır yerde de günde en az 3 kere sallanıyoruz. Orta kulak sıvısı fallafoş oldu zaten bunu da çekeriz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Derken ekrandaki online harita Turgutlu üzerinde olduğumuzu gösteriyor. Bak geldik bile...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yamanlar'a doğru seyirtiyor pilot abimiz... Non-stop sallantı devam ama güzel tarafı piste en kısa yoldan yönelecez. Online harita Körfez üzerinde olduğumuzu gösteriyor ama o irtifada bizim evleri seçiyor olmamız gerekmiyor mu? Yok kimse aşağıda? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hah tamam tam benim evin üzerinde açılıyor görüntü. Evimi de görüyorum. İniyoruz yihhuu</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sallana sallana indik. Piste teker değdi bir oh çektik. Hadi geçmiş olsun. Havaalanına hareketle birlikte eve varış 8 saat sürdü. Yeni otobandan gitseydik 3 saat önce uyku moduna geçecektim ya ona mı yanayım şimdi yoksa şükür mu edeyim bilemedim?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İstanbul trafiği, virüs, arıza, gecikme, fırtına, kaza vs derken binde bir ihtimali bir uçuşa sığdırdık ve bu sınavı başarı ile geçtik. Darısı yılın geri kalanına..</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-78626338950882794712020-02-02T22:29:00.000-08:002020-02-02T22:32:41.473-08:00Key Museum<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b>Çok uzun bir zamandır aklımızdaydı Torbalı'daki otomobil müzesini gezmek ama bir türlü yolumuzu bu yöne çevirememiştik. Bu defa planladık ve gittik. Gittiğimize de pişman olmadığımız zenginlikte bir müze ile karşılaştık. Torbalı'da Özgörkey ailesine ait Türkiye'nin en büyük otomobil müzesi ile ilgili görüşülerimizi paylaşacağımız bu yazıda çok sayıda fotoyu da paylaşıyoruz ancak bunun müzenin küçük bir kısmı olduğunu belirtmekte fayda var. </b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b>Hadi buyrun... </b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-is1UAvYcdTI/Xjezd0Q2PfI/AAAAAAAAMyY/OLMyNgo6OMkbq7mfqUiKV75CjsUkq_vEACKgBGAsYHg/s1600/20200201_131556.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-is1UAvYcdTI/Xjezd0Q2PfI/AAAAAAAAMyY/OLMyNgo6OMkbq7mfqUiKV75CjsUkq_vEACKgBGAsYHg/s640/20200201_131556.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
Key Museum'u kendi ifadeleri ile tanıtalım öncelikle</div>
<br />
<blockquote class="tr_bq" style="clear: both; text-align: center;">
<blockquote class="tr_bq" style="clear: both; text-align: justify;">
<i>Key Museum, E. Özgörkey Grubu İcra Kurulu Başkanı Murat Özgörkey ile İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Özgörkey’in </i><i>koleksiyonerlik ruhundan doğdu. 7.000 metrekare alana kurulu olan müzede, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından </i><i>2001 yılından beri titizlikle bir araya getirilen parçalarla oluşmuş farklı koleksiyonlar sergileniyor.</i></blockquote>
</blockquote>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggti_nlUphD6CgnodBCSkcyFjzeWZA173O1d7pBUDIg_HUwiblCJDKCaF6bC2zj3fAufPcYng-OZtjhbHJln4_Jj_d7h5QP7Xam5D_Q4CpOIwpOjAEe7i2roxQJ2w-nba214lVCI2oV4H1/s1600/20200201_131411.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggti_nlUphD6CgnodBCSkcyFjzeWZA173O1d7pBUDIg_HUwiblCJDKCaF6bC2zj3fAufPcYng-OZtjhbHJln4_Jj_d7h5QP7Xam5D_Q4CpOIwpOjAEe7i2roxQJ2w-nba214lVCI2oV4H1/s640/20200201_131411.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Müze İzmir'den Torbalı yönünde giderken, Kemalpaşa yol ayrımına çok yakın, Özgörkey Grubu'na ait işletmelerin hemen yanında. Torbalı merkeze girmenize gerek yok. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhko963qlRLKB9CZC4lS4Sn5G9VnzB9E1wpU8dtXBpKyF_ef6XL_N6gUPPsw3o1YRVVRuN4XfxQMIB5bUBYCZ92R5PiRmj7dAH_-n5cKjf4PO9iH4zVgriCYbBje5mclMUlYbXEgE2A5BVD/s1600/20200201_131459.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhko963qlRLKB9CZC4lS4Sn5G9VnzB9E1wpU8dtXBpKyF_ef6XL_N6gUPPsw3o1YRVVRuN4XfxQMIB5bUBYCZ92R5PiRmj7dAH_-n5cKjf4PO9iH4zVgriCYbBje5mclMUlYbXEgE2A5BVD/s640/20200201_131459.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Müze Pazartesi ve Salı günleri kapalı, diğer günlerde ise 10:00 - 17:00 arasında ziyaretçilerini kabul ediyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikG2nWb2aa77Q6oGI1NVa8z9XUWta0neeEzRqZCzOJTnNVYncmuKa_nkE5ueedoBK_YbEfK8BfDlKa7mc29PNJKZP4dB3yRp8nxaJCBPO1lzdzHEzMlS6vEqSrWnK5t5-cQ6CA9AJyqAqG/s1600/20200201_134510.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikG2nWb2aa77Q6oGI1NVa8z9XUWta0neeEzRqZCzOJTnNVYncmuKa_nkE5ueedoBK_YbEfK8BfDlKa7mc29PNJKZP4dB3yRp8nxaJCBPO1lzdzHEzMlS6vEqSrWnK5t5-cQ6CA9AJyqAqG/s640/20200201_134510.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Müzenin giriş ücretleri 30 TL, 6 yaşından büyük herkes için geçerli bu ücret. Öğrenci, Öğretmen ve 65+ yaş grubuna indirimli bilet uygulaması var 15 TL.<br />
<br />
20 kişi ve üzerinde grupla gelecekseniz 20TL kişi başı ücret ödüyorsunuz.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIIyAzXQOVRRgYNhgxgGveqAmFPJjl4Tx4FiE2j-ZZDWZL3FxBhyphenhyphenuCVy5FR05IrjDdRoaUVlB0k5UrokU6ghoFI3ISKIdn8O6F7_K7IP0P_9gh1gaMi8mb9kOQtatUBreJO7B6YpJOQMR1/s1600/20200201_134502.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIIyAzXQOVRRgYNhgxgGveqAmFPJjl4Tx4FiE2j-ZZDWZL3FxBhyphenhyphenuCVy5FR05IrjDdRoaUVlB0k5UrokU6ghoFI3ISKIdn8O6F7_K7IP0P_9gh1gaMi8mb9kOQtatUBreJO7B6YpJOQMR1/s640/20200201_134502.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Giriş ücretinin ödenmesi ile birlikte herhangi bir rehber/broşür vs verilmiyor. Sadece giriş ücreti..<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmrsg-ItmKI6g3TsFWN_9ynbUt2eefcJp8voyCdCQFRLDmJJ8y7w2Y69n-9n27GRrz4vBcm5wVR19FVZdTqwyQx0fM3Whzi9MchMgomIYfA9ky-NFrxHBx86QkuKU1cFwRhCf_wWf-9XKy/s1600/20200201_134450.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmrsg-ItmKI6g3TsFWN_9ynbUt2eefcJp8voyCdCQFRLDmJJ8y7w2Y69n-9n27GRrz4vBcm5wVR19FVZdTqwyQx0fM3Whzi9MchMgomIYfA9ky-NFrxHBx86QkuKU1cFwRhCf_wWf-9XKy/s640/20200201_134450.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
İçeride fotoğraf çekmek flaş kullanmamak koşulu ile serbest<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-SKt_WecbHTU/Xjeytd3VA0I/AAAAAAAAMyA/Ps_72XfZYcoSmZTIevTaVWPqIr50il1ZwCKgBGAsYHg/s1600/20200201_134436.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-SKt_WecbHTU/Xjeytd3VA0I/AAAAAAAAMyA/Ps_72XfZYcoSmZTIevTaVWPqIr50il1ZwCKgBGAsYHg/s640/20200201_134436.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Girişten itibaren araçlar dönemsel olarak sergileniyor. Örneğin 60'ların modelleri, ilk araba modelleri, savaş dönemleri vs vs...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiH67LGVIXvdOATh32-gqQ1rEHGI3Ajt0A1kJvGhBUI6TgfZAzdeT4-BBtVSYMXY5w_cvr1UgwX0tWMdke_90KDU9PDUoL1HF2OshDuwqrlO5EQxST6hMEMLVeHUA7STyq5xi3WbfCsz_op/s1600/20200201_134231.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiH67LGVIXvdOATh32-gqQ1rEHGI3Ajt0A1kJvGhBUI6TgfZAzdeT4-BBtVSYMXY5w_cvr1UgwX0tWMdke_90KDU9PDUoL1HF2OshDuwqrlO5EQxST6hMEMLVeHUA7STyq5xi3WbfCsz_op/s640/20200201_134231.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Dikkat çekici bir özellike yoğunluğun BMW üzerine olması, bunda Özgörkey Grubu'nun BMW distribütorü olmasının etkisi olduğunu düşünebiliriz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvdfXM9SZu-hA65vrZR5wUc_GTphxpjqWF5GqIdmX5-ghPb1OHz32udT88WKRyThCnOE70RruoIH7UJjyGi9P8kwAL6cMMAekdfIU5YtBY6ck45vNB9HHk5muL4O770vviL4ZbrRDwgKi2/s1600/20200201_134223.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvdfXM9SZu-hA65vrZR5wUc_GTphxpjqWF5GqIdmX5-ghPb1OHz32udT88WKRyThCnOE70RruoIH7UJjyGi9P8kwAL6cMMAekdfIU5YtBY6ck45vNB9HHk5muL4O770vviL4ZbrRDwgKi2/s640/20200201_134223.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Dikkat çeken başka bir detay; Japon arabaları hiç yok, Volkwagen, Audi, Skoda, Citroen, Anadol, gibi markalar yok. Renault, Fiat gibi markaların modelleri ise minimum düzeyde...<br />
<br />
Mesela keşke burada bir Devrim arabası da olsa...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmIspfURIQh2hZ8jw-hnNcZ9dvfjkCGuKmpIp9UKrXgUBjGAhW8GEOs8LT9Z36B-pyCzfTAHKkM1iXC0Bo16sS_gJz5k-xd4b0U9Wn3SK823i9CsR9cll97DurhEKeTb_uSMfDoRwHcLzG/s1600/20200201_134134.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmIspfURIQh2hZ8jw-hnNcZ9dvfjkCGuKmpIp9UKrXgUBjGAhW8GEOs8LT9Z36B-pyCzfTAHKkM1iXC0Bo16sS_gJz5k-xd4b0U9Wn3SK823i9CsR9cll97DurhEKeTb_uSMfDoRwHcLzG/s640/20200201_134134.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnmZANn3_t1surbglexui0ZnIKLfLF0xGfBh0jZMFLWbaYzJT8gmL5gDhK-7E1dUkCHfArdO5cHW_J7wX3M0TFOSDbDdBdvQSBcF9CDeqaR7iyHCglU634BtJsSCvGxAdrnBv_Z24Yw4sR/s1600/20200201_134118.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnmZANn3_t1surbglexui0ZnIKLfLF0xGfBh0jZMFLWbaYzJT8gmL5gDhK-7E1dUkCHfArdO5cHW_J7wX3M0TFOSDbDdBdvQSBcF9CDeqaR7iyHCglU634BtJsSCvGxAdrnBv_Z24Yw4sR/s640/20200201_134118.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Model arabalar bölümü oldukça zengin bir bölüm olsa da sergi alanının etrafının aynalarla donatılması ve ışıklandırma sisteminin bu aynalarla birlikte rahatsız edici yansımalara neden olması, bu bölümün ihtişamını gölgeliyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-LQXRosRDcFY/XjeytWDtjuI/AAAAAAAAMyA/PIY2w0KSIqUZ0PmC0JlEB8kYWtyg1DAngCKgBGAsYHg/s1600/20200201_134111.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-LQXRosRDcFY/XjeytWDtjuI/AAAAAAAAMyA/PIY2w0KSIqUZ0PmC0JlEB8kYWtyg1DAngCKgBGAsYHg/s640/20200201_134111.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gözlemlediğimiz bir başka eksiklik ise; her aracın tanıtımı yapılmış ama sanki oto galerisindeymişcesine tanıtılmış... Yani insan araba fuarına gelmiş gibi hissediyor kendini. Oysaki arabaların varsa hikayeleri paylaşılsa ne güzel olur. Mesela, <i>"Fiat 500, 1962 model arac İtalya'da üretildiği tarihten itibaren 1 milyonun üzerinde sattı, 1965 yapımı ..... filminde Sophie Lauren'in .... sahnesinden hatırlarsınız...</i>" veya "<i> bu aracın şöyle enteresan bir hikayesi var</i>" veya "<i>Bu aracın üretildiği fabrika şurdadır, üretim teknolojisi şöyledir...</i>" gibi örneklerle sergilenen arabaların cazibesi arttırılabilir. Bu cümleleri yazdıktan sonra gerçekten bir müze değil de bir fuar gezmiş izlenimi daha fazla hissettiğimizi söyleyebiliriz.</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirzI9J98PKcI-ppvmZ9xV5yXbxrcgZ_xvFwMgtrl-hzj7QuzKAEOActal1cFZlxfuLLx5r89-HQGCpv3MKPaRiiGVGpxn_z8a2OmufxbCW9Jb4YI1rlzZBrPrjWkFClWhRSzq5BvEMQw6z/s1600/20200201_133852.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirzI9J98PKcI-ppvmZ9xV5yXbxrcgZ_xvFwMgtrl-hzj7QuzKAEOActal1cFZlxfuLLx5r89-HQGCpv3MKPaRiiGVGpxn_z8a2OmufxbCW9Jb4YI1rlzZBrPrjWkFClWhRSzq5BvEMQw6z/s640/20200201_133852.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3GVc3QtaZYA5iU6uTeTPnp_wfueW1mzUYdiBpPMGnWfYG_Nech6BMWSFII47PkARZJG14E2dJsX79_X4cpNUkcxsL5qrvV61RJpegc5fPcSEJLLkoLPFEl_XeLhVHUCRCi40k4AUuuCyn/s1600/20200201_133830.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3GVc3QtaZYA5iU6uTeTPnp_wfueW1mzUYdiBpPMGnWfYG_Nech6BMWSFII47PkARZJG14E2dJsX79_X4cpNUkcxsL5qrvV61RJpegc5fPcSEJLLkoLPFEl_XeLhVHUCRCi40k4AUuuCyn/s640/20200201_133830.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Modellerin yanısıra otomobil sembolleri ile ilgili bölüm de oldukça dikkat çekici, iyi düşünülmüş, sıkı kolleksiyon hazırlanmış.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiACmkd1qakbDcwWcG4-uHl5hBVQueFkkzU6ID9N0N5k0wqnRDRsJOQl_V7-nuW1N7NeJgZQQSOokTxzPedf9OCR1kqihlu541bahuaCgCMoYF4jPJq3Lc1HAExSNTqwJ3ka0yf3oEf26y/s1600/20200201_133721.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiACmkd1qakbDcwWcG4-uHl5hBVQueFkkzU6ID9N0N5k0wqnRDRsJOQl_V7-nuW1N7NeJgZQQSOokTxzPedf9OCR1kqihlu541bahuaCgCMoYF4jPJq3Lc1HAExSNTqwJ3ka0yf3oEf26y/s640/20200201_133721.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguEes-c3H4I4P4VUC2CHvEhYgXS0juTehOnzqRfkdSJC7BSTi-UQZyf_xlDat2tPNP62TpWDVs1-otphQhrv8nvGXDKb25E7ziKWCEwcAPWTzBlTqobgOBTr8vOn_aot0IdqYf0hB-CdH9/s1600/20200201_133456.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguEes-c3H4I4P4VUC2CHvEhYgXS0juTehOnzqRfkdSJC7BSTi-UQZyf_xlDat2tPNP62TpWDVs1-otphQhrv8nvGXDKb25E7ziKWCEwcAPWTzBlTqobgOBTr8vOn_aot0IdqYf0hB-CdH9/s640/20200201_133456.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Araçların bakımı ve koleksiyona katılma işlemleri çok hassas bir şekilde yapılıyor. Tüm modeller elden geçerken tüm parçaları en orginal haliyle restore ediliyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-zapLMEr0MVM/XjeytVauYeI/AAAAAAAAMyA/bLfl78TvqusGq8kWusFN0SPu-Dif4U6ZQCKgBGAsYHg/s1600/20200201_133452.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-zapLMEr0MVM/XjeytVauYeI/AAAAAAAAMyA/bLfl78TvqusGq8kWusFN0SPu-Dif4U6ZQCKgBGAsYHg/s640/20200201_133452.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVt3nJp9iHAFLns5mCP2qO3tqvXFfFkE0IjY4mFUEJN9uV_xFmg4SVU95t6xvusZGI1FIf7SjCLvB1X9os1WDRQH4lLDFV5XPi18FU-zJUhyphenhyphenUbaMTKQsyNf_CDe4q6-Wz4-a_rvtNWwIpX/s1600/20200201_133423.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVt3nJp9iHAFLns5mCP2qO3tqvXFfFkE0IjY4mFUEJN9uV_xFmg4SVU95t6xvusZGI1FIf7SjCLvB1X9os1WDRQH4lLDFV5XPi18FU-zJUhyphenhyphenUbaMTKQsyNf_CDe4q6-Wz4-a_rvtNWwIpX/s640/20200201_133423.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCQTzD3QIucZLo0y4L7nZI4yCrmS-uXGz7QMAf_DhW_LHiqmvTEzwKZtdRLZPzfxIp2Icp0tMKhRHr48YpgwE4zfHiZ2SVizzp74q1r8p7gdun-bnYo4l-cwJEqGfAyle0l5-izDErRgER/s1600/20200201_133405.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCQTzD3QIucZLo0y4L7nZI4yCrmS-uXGz7QMAf_DhW_LHiqmvTEzwKZtdRLZPzfxIp2Icp0tMKhRHr48YpgwE4zfHiZ2SVizzp74q1r8p7gdun-bnYo4l-cwJEqGfAyle0l5-izDErRgER/s640/20200201_133405.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Ziyaretçi sayısının oldukça fazla olduğunu düşünüyoruz. Bu müzecilik adına güzel bir haber. Ayrıca müze inisiyatifi almak ve bu işe maddi manevi emek harcamak takdiri hakediyor. Elbetteki masrafları var ve bunun için giriş ücreti mutlaka uygulanmalı. Fiyatlar çok pahalı değil ama 6 yaş üzeri çocuklardan para istenmesi can sıkıcı. 8-9 yaşında 2 çocuğu ile gelen ailelere ekstra bir maliyet oluşturur ki o çocuklardan para alınsa ne olur alınmasa ne olur? Giriş ücretini 0-12 yaş ücretsiz yapmak ile Özgörkey ailesi ne kaybeder ki? </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-iev1gRb1jig/Xjeyte9sr7I/AAAAAAAAMyA/XmvEFDCESa0TNTguNaCCcJid1DXyux-ewCKgBGAsYHg/s1600/20200201_133402.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-iev1gRb1jig/Xjeyte9sr7I/AAAAAAAAMyA/XmvEFDCESa0TNTguNaCCcJid1DXyux-ewCKgBGAsYHg/s640/20200201_133402.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVgrHZkvEcvKXtE5sI4is3bV3Zi7FGU_rHWo0FRzaFGFNhS9Q_6BqiM1uiVsu-uUe8ZYPexA6vhmzqrltrRVEG6hmS5QpZG6JODHcywyHqr_ula3uKmtqp-Bu9EZXcHPiMkDcCLzEB4yPq/s1600/20200201_133344.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVgrHZkvEcvKXtE5sI4is3bV3Zi7FGU_rHWo0FRzaFGFNhS9Q_6BqiM1uiVsu-uUe8ZYPexA6vhmzqrltrRVEG6hmS5QpZG6JODHcywyHqr_ula3uKmtqp-Bu9EZXcHPiMkDcCLzEB4yPq/s640/20200201_133344.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Genel görüş olarak;<br />
Araba müzesi açmak fikri harika<br />
Bunun için koleksiyon yapmak muhteşem<br />
Sabır ve maliyeti üstlenmek harika<br />
Bunun için yatırım yapmak, tasarım yapmak muhteşem...<br />
Arabalar çok iyi<br />
Eşarp'tan model arabaya farklı kategoriler iyi düşünülmüş.<br />
Mutlaka gezmenizi öneririz<br />
<br />
Bunlar olumlu görüşler<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi09P-Hmvnc-fDvlSO568GNrTHGnDnS94qaS-CqbRb-yOuZFa5xTN0p8Ua6N_mFwn1G-Hptq_nzUdkZ-6GptvaduFbMlaZP6lQez36p4vlA3Y9BDpl7pcAgNuBr57kyiN7oCYEe5SVk9ztm/s1600/20200201_133334.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi09P-Hmvnc-fDvlSO568GNrTHGnDnS94qaS-CqbRb-yOuZFa5xTN0p8Ua6N_mFwn1G-Hptq_nzUdkZ-6GptvaduFbMlaZP6lQez36p4vlA3Y9BDpl7pcAgNuBr57kyiN7oCYEe5SVk9ztm/s640/20200201_133334.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh-IfBHUxUM96f24pKjJey0QhT_iQ6DjkhJTZqD42S0tsbx9eHRig8OYafv5Bzg1mjuND9rHRFjE4q3JNCSO8BIUwDuD4YpFbAUtcB1fawyDFVwePbDfQ8eckJut8FF_MfMy1mYAQzH2lh/s1600/20200201_133326.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh-IfBHUxUM96f24pKjJey0QhT_iQ6DjkhJTZqD42S0tsbx9eHRig8OYafv5Bzg1mjuND9rHRFjE4q3JNCSO8BIUwDuD4YpFbAUtcB1fawyDFVwePbDfQ8eckJut8FF_MfMy1mYAQzH2lh/s640/20200201_133326.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
ama eleştirilerimiz de var;<br />
<br />
Çocuklardan giriş ücreti almak rahatsız edici<br />
Giriş ücreti karşılığında bir guide/broşür olmaması eksiklik<br />
İçeride ki araç çeşitliliğinde bazı sembolik araçların ve yeni model araçların eklenmesi hoş olur<br />
Sergilenen modellerin teknik tanıtımından ziyade magazinel tanıtımı daha cezbedici olur<br />
Işıklandırma konusunda mutlaka uzman desteği alınmalı<br />
Müze otoparkı yetersiz<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-VzaQP1Wd9FM/XjeytfzlQqI/AAAAAAAAMyA/9JiV91sRU7UISGeFvApB0GNhwI1wAn4vwCKgBGAsYHg/s1600/20200201_133322.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-VzaQP1Wd9FM/XjeytfzlQqI/AAAAAAAAMyA/9JiV91sRU7UISGeFvApB0GNhwI1wAn4vwCKgBGAsYHg/s640/20200201_133322.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Toplamda 75 adet otomobil sergileniyor<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx334p21nViIQzeLBHZob4HNZ79V-nI7-SOWS_TovDKAN6Ss__UAsHDWTKEVZpBfPiCXsC_J1eevCJXhfq3-RoABBY1SqQVjz0qgbd24tmxC91QrZ4A8FvREjtb8vI4_bdjX6oubAgxGlb/s1600/20200201_133221.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjx334p21nViIQzeLBHZob4HNZ79V-nI7-SOWS_TovDKAN6Ss__UAsHDWTKEVZpBfPiCXsC_J1eevCJXhfq3-RoABBY1SqQVjz0qgbd24tmxC91QrZ4A8FvREjtb8vI4_bdjX6oubAgxGlb/s640/20200201_133221.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEize0zGfc1moTEf6Eob2H_UCm7HbDStD0ReUxSHE9YP6ILdr_wt1ZUbcfI1metqhXpSwon1gpImYx8kIcML4NKpnhOHH9cKaPbZSpHy4Mht8T3C-2lvLf8dxZn_2L9dMleOefQ6cujpjb52/s1600/20200201_133145.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEize0zGfc1moTEf6Eob2H_UCm7HbDStD0ReUxSHE9YP6ILdr_wt1ZUbcfI1metqhXpSwon1gpImYx8kIcML4NKpnhOHH9cKaPbZSpHy4Mht8T3C-2lvLf8dxZn_2L9dMleOefQ6cujpjb52/s640/20200201_133145.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
Fotoları biz çektik ama müzenin internet sitesinde daha detaylar mevcut..<br />
<a href="http://www.keymuseum.com/">http://www.keymuseum.com/</a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLDuRm9z38g32tGKm71x2FYv4uSpZXWNNLgRXVcs1kZIIm7p3KRgH2Of_SWLXaZb2VIDaQA9OWfcViaFKZHUIDx9PpbM8dyLCxCE_L-ypA5OG39SJXIsM2e-24fEqT_TONlJun1E7gucb7/s1600/20200201_133141.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLDuRm9z38g32tGKm71x2FYv4uSpZXWNNLgRXVcs1kZIIm7p3KRgH2Of_SWLXaZb2VIDaQA9OWfcViaFKZHUIDx9PpbM8dyLCxCE_L-ypA5OG39SJXIsM2e-24fEqT_TONlJun1E7gucb7/s640/20200201_133141.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirjFGLWqFbuODfWIQjUMlpe_AhG6f8KWfB-56dADXfUaYRvIMKKaxWYTtR2PKnDcrTwB3UzmkP-oMdckU7n05eLKgnx6Li_SpbzWvFFPtbTjwXMu_nNZHTnQXCV4_gEJm3H4rZjHykotzs/s1600/20200201_133128.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirjFGLWqFbuODfWIQjUMlpe_AhG6f8KWfB-56dADXfUaYRvIMKKaxWYTtR2PKnDcrTwB3UzmkP-oMdckU7n05eLKgnx6Li_SpbzWvFFPtbTjwXMu_nNZHTnQXCV4_gEJm3H4rZjHykotzs/s640/20200201_133128.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXS96WO-juVaBe_gdX2m5zfTsvRCn5mLOUlmJ8C7P-XPCDwIvfATN0o_AxUTP0I6YYt9QSQW0cCNLJbZ4NCcI2KoTGuA5C5j4qXIcRU9cPh3odwgMq92Z6i-wcwfhYV3U5W9m-ffYrMGAL/s1600/20200201_133041.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXS96WO-juVaBe_gdX2m5zfTsvRCn5mLOUlmJ8C7P-XPCDwIvfATN0o_AxUTP0I6YYt9QSQW0cCNLJbZ4NCcI2KoTGuA5C5j4qXIcRU9cPh3odwgMq92Z6i-wcwfhYV3U5W9m-ffYrMGAL/s640/20200201_133041.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjekIiQdNRNCfU7wFlf0-yQwKgct7CjqtHnAN1ki22z5Byw14GBMuU8lvrlIJq_qmue0-j9UBHv8YlJUpwup5cvo0aWJAZoY2pTCYEyHOS3O1kgsR8OXzRFqRcXhyphenhyphenUgjbSxjbBl8CjCVrz4/s1600/20200201_133031.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjekIiQdNRNCfU7wFlf0-yQwKgct7CjqtHnAN1ki22z5Byw14GBMuU8lvrlIJq_qmue0-j9UBHv8YlJUpwup5cvo0aWJAZoY2pTCYEyHOS3O1kgsR8OXzRFqRcXhyphenhyphenUgjbSxjbBl8CjCVrz4/s640/20200201_133031.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhq8dO_TR6u9-ARXHLk2fNOZqLE9G1HaODNuYmVSq3VHDK0A0L2fvCOGaTQE8_mopJBLim5JK2vVxQxa8wP9cl6vKLZMCiG14RMV65yl99ENXmOS7-p-Nf4-vwcODa3OAt5Zz2tZIPYPjUn/s1600/20200201_133027.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhq8dO_TR6u9-ARXHLk2fNOZqLE9G1HaODNuYmVSq3VHDK0A0L2fvCOGaTQE8_mopJBLim5JK2vVxQxa8wP9cl6vKLZMCiG14RMV65yl99ENXmOS7-p-Nf4-vwcODa3OAt5Zz2tZIPYPjUn/s640/20200201_133027.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikTjra4sLTKPwtHsiaLvEYE-0WDasnJYMv5_agR_aLiPAhz_SFZvyBd1tpeHHZS3i_BOUTKJ34e9yySI9NY4W1UDK6APXUPhgUmLxWU-aVrRRQbzeXfpXiahy9xLiuWY7SOechsMz4_S68/s1600/20200201_133015.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikTjra4sLTKPwtHsiaLvEYE-0WDasnJYMv5_agR_aLiPAhz_SFZvyBd1tpeHHZS3i_BOUTKJ34e9yySI9NY4W1UDK6APXUPhgUmLxWU-aVrRRQbzeXfpXiahy9xLiuWY7SOechsMz4_S68/s640/20200201_133015.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-L6kxu91XcgU/XjeytS-3YqI/AAAAAAAAMyA/w94VamBBZHoiY8rp7Jj0ygBBo_PzAXLDACKgBGAsYHg/s1600/20200201_132951.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-L6kxu91XcgU/XjeytS-3YqI/AAAAAAAAMyA/w94VamBBZHoiY8rp7Jj0ygBBo_PzAXLDACKgBGAsYHg/s640/20200201_132951.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggDhFrsq_8P2qpjIzjEisObWFHJEVCE3MzIVBFM7Qpp4erdyUCpR_YtU8yQDfWYF9pCsfKyKs2cVsN6_fbuuD1Omd_j6I_ekEqH4BO6-yQ7alJTaWCnXwVtjkgkQgnuamJPvdAs3OrXWqH/s1600/20200201_132942.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggDhFrsq_8P2qpjIzjEisObWFHJEVCE3MzIVBFM7Qpp4erdyUCpR_YtU8yQDfWYF9pCsfKyKs2cVsN6_fbuuD1Omd_j6I_ekEqH4BO6-yQ7alJTaWCnXwVtjkgkQgnuamJPvdAs3OrXWqH/s640/20200201_132942.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-llw-GwEUSoA/XjeytRBKdUI/AAAAAAAAMyA/TesAuiIyabYtV9H75HAWlayoEcXLEP56ACKgBGAsYHg/s1600/20200201_132911.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-llw-GwEUSoA/XjeytRBKdUI/AAAAAAAAMyA/TesAuiIyabYtV9H75HAWlayoEcXLEP56ACKgBGAsYHg/s640/20200201_132911.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD-zoD27HOB96UZCMxyxOWklV6KCItMO-EJsj4tKuQ11kvLHp8aXipP8DCqdwc204SNeQNQ332Kdb_wuc92Pq2lWPwJPLqh3_XdHbcNNzNNH7qC5XZWeFg9ysQHT5kEDRoAsMLIbAiXxoi/s1600/20200201_132859.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhD-zoD27HOB96UZCMxyxOWklV6KCItMO-EJsj4tKuQ11kvLHp8aXipP8DCqdwc204SNeQNQ332Kdb_wuc92Pq2lWPwJPLqh3_XdHbcNNzNNH7qC5XZWeFg9ysQHT5kEDRoAsMLIbAiXxoi/s640/20200201_132859.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-TDW3pmt4Tn7rJazTz1RthIXF9ys9nDFd4nIHX57-qRE6oubDQ1tLFpalxsd6EqiKOS9k9bKE9DCqrfVelym4QVXWYjnjRQsIYyv2NVvfxmt6zZ4ClD62keKeVnKvw0Yx-sbXhXytnmBt/s1600/20200201_132855.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-TDW3pmt4Tn7rJazTz1RthIXF9ys9nDFd4nIHX57-qRE6oubDQ1tLFpalxsd6EqiKOS9k9bKE9DCqrfVelym4QVXWYjnjRQsIYyv2NVvfxmt6zZ4ClD62keKeVnKvw0Yx-sbXhXytnmBt/s640/20200201_132855.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEje1U8RY_Ml45HT1LYB4anosQz6KAkhbH1qXr7DbkSOBiC0Dye4-mG1IPnV5kH2AWNkK4PGRUyWsnlWYgQ-u47YJ_TuDGxCGOBLMOjNMyLip283nESdAcf5xJ7UQvRofJIxKf5kRZ34I3CY/s1600/20200201_132850.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEje1U8RY_Ml45HT1LYB4anosQz6KAkhbH1qXr7DbkSOBiC0Dye4-mG1IPnV5kH2AWNkK4PGRUyWsnlWYgQ-u47YJ_TuDGxCGOBLMOjNMyLip283nESdAcf5xJ7UQvRofJIxKf5kRZ34I3CY/s640/20200201_132850.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNFXFcz473pjP2K0rvAtcxxLfHYoAWq2_NAq6ydnVIatCHRpm8GBPwqB6f6Y6ZhjEv665so6dXVCMpFFTJDvR325NidY098vgenPf8IuSOADdpHx_A4CM6jBketgDCLM5UankijINF2HH1/s1600/20200201_132842.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNFXFcz473pjP2K0rvAtcxxLfHYoAWq2_NAq6ydnVIatCHRpm8GBPwqB6f6Y6ZhjEv665so6dXVCMpFFTJDvR325NidY098vgenPf8IuSOADdpHx_A4CM6jBketgDCLM5UankijINF2HH1/s640/20200201_132842.jpg" width="480" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTjZ5mUSAhNTzgjrbyzmTbokDtrS6gXEKBMidmA6R79D84jXbliAhpaMJJrqpXJXFHU_B6QvpZGM6Ln67cRl8Kz4AnqiaJahZygLitfg2ZXjkNbVxn3OI_79cTPlNkrbXXtvSo0sTF_Kz0/s1600/20200201_131631.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTjZ5mUSAhNTzgjrbyzmTbokDtrS6gXEKBMidmA6R79D84jXbliAhpaMJJrqpXJXFHU_B6QvpZGM6Ln67cRl8Kz4AnqiaJahZygLitfg2ZXjkNbVxn3OI_79cTPlNkrbXXtvSo0sTF_Kz0/s640/20200201_131631.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiQiA4h6wrU3_1kd86ygC521dU1Ll0brCtC5fNlauxYOwFoCEBZ0z9seSSkWiNaCI6yIhCSOd38kFQVtlyHpsFc_PiM_O8B4NVSxukuU8q1adm5RBqMglqQs515XQHjWUELpqmd6haX1cW/s1600/20200201_131714.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiQiA4h6wrU3_1kd86ygC521dU1Ll0brCtC5fNlauxYOwFoCEBZ0z9seSSkWiNaCI6yIhCSOd38kFQVtlyHpsFc_PiM_O8B4NVSxukuU8q1adm5RBqMglqQs515XQHjWUELpqmd6haX1cW/s640/20200201_131714.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhckRPSjeR1CHh8evtywjrFbGP5QWLWGNBxP3JSH37dbmwnucL2ceDhJWJEfzmjSC0lvoO63ISz0dWsTaca6M4EIaWx0eoW8jwn3_N95ihaMQnVMzTTvHFb1UfruEWEjAynUrqup2t0cq-L/s1600/20200201_131549.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhckRPSjeR1CHh8evtywjrFbGP5QWLWGNBxP3JSH37dbmwnucL2ceDhJWJEfzmjSC0lvoO63ISz0dWsTaca6M4EIaWx0eoW8jwn3_N95ihaMQnVMzTTvHFb1UfruEWEjAynUrqup2t0cq-L/s640/20200201_131549.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzEuy_ry1y_0dtVyUALxeqyodhLT3exyvTBuIjg2BxbrvBYqkxq7qOCyvPStqyhnj4b-mM1IvdowHUTnBtqDDU8r8diFcJ4O1_7yl07XJ-SJVSSQld3YxHx0FbkxbKWjh4-itOJYKmmmB8/s1600/20200201_131542.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzEuy_ry1y_0dtVyUALxeqyodhLT3exyvTBuIjg2BxbrvBYqkxq7qOCyvPStqyhnj4b-mM1IvdowHUTnBtqDDU8r8diFcJ4O1_7yl07XJ-SJVSSQld3YxHx0FbkxbKWjh4-itOJYKmmmB8/s640/20200201_131542.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNO4BoGGaWaEk7mYoEUlJSAwscGxs9GrOBifvRz_TMmodcqhzYwUuifTHsyCjIgu9PyY1jP4Q-7QvWzveBL04HDfARczi1sR14IWOUauKlQumD_B_9NSVFco55pgKQtS7PaD9aBTsrbPAw/s1600/20200201_131535.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNO4BoGGaWaEk7mYoEUlJSAwscGxs9GrOBifvRz_TMmodcqhzYwUuifTHsyCjIgu9PyY1jP4Q-7QvWzveBL04HDfARczi1sR14IWOUauKlQumD_B_9NSVFco55pgKQtS7PaD9aBTsrbPAw/s640/20200201_131535.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigdFsC21gsI3eXHm2f0LVZF7G8AU3mEeqMJsePoDy-e7hUpHcsLNcYlqXvt6jonTUvER79-CLAagdMSqWwi3gvk83DmlVsPuBAGx4PyKC-r5XeAKZFCjIgUi1HJ2kUo09491JnAq2CWqSI/s1600/20200201_131658.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigdFsC21gsI3eXHm2f0LVZF7G8AU3mEeqMJsePoDy-e7hUpHcsLNcYlqXvt6jonTUvER79-CLAagdMSqWwi3gvk83DmlVsPuBAGx4PyKC-r5XeAKZFCjIgUi1HJ2kUo09491JnAq2CWqSI/s640/20200201_131658.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJlpphyphenhyphenVNFwZRCHQwkEkPNW2MN7G6vVBv4BZUyg5oZpDEm4bkieJBnVDYSs6f1Zgi7cFQId36Bucslsk3LJRLIzSXu98j5WHXFcslIZClduDJoalVHxlfCUct2cA99q83T41QZ2y1mMYc6/s1600/20200201_131855.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJlpphyphenhyphenVNFwZRCHQwkEkPNW2MN7G6vVBv4BZUyg5oZpDEm4bkieJBnVDYSs6f1Zgi7cFQId36Bucslsk3LJRLIzSXu98j5WHXFcslIZClduDJoalVHxlfCUct2cA99q83T41QZ2y1mMYc6/s640/20200201_131855.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Q6q5bNKKiV_uY4gpPsj8s-igej2SU8fk0Hm4apnJNqZagFd8uX1JNMEX7PMSz864oglPjfzx5gHkBF1D19g-wC05qYQRxnod9kUwK4yFVQGSERliRSyTezeu8b5TAPQ1ExC2Yc9iDtvm/s1600/20200201_131933.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Q6q5bNKKiV_uY4gpPsj8s-igej2SU8fk0Hm4apnJNqZagFd8uX1JNMEX7PMSz864oglPjfzx5gHkBF1D19g-wC05qYQRxnod9kUwK4yFVQGSERliRSyTezeu8b5TAPQ1ExC2Yc9iDtvm/s640/20200201_131933.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAC05ci69p0W3urmOrabtKDTathpByMZrHQZG8NDP5lPdhmsexBNY7qvGVQzb7E8RWTkuuP7krKyE_upWuO-3nNqcgCYmP-HA2Lwz3-R6ZzC5RAJ-6Tq39_nBg2MhPrwb9Dx1EofxHNIH1/s1600/20200201_131943.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAC05ci69p0W3urmOrabtKDTathpByMZrHQZG8NDP5lPdhmsexBNY7qvGVQzb7E8RWTkuuP7krKyE_upWuO-3nNqcgCYmP-HA2Lwz3-R6ZzC5RAJ-6Tq39_nBg2MhPrwb9Dx1EofxHNIH1/s640/20200201_131943.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJwe93A7N5JYNfgpuPc4f3Erq2vqc_4p8LJo7-yi6Cnim_r2cbn_GPD6yi23F8Qa-IGppY0JjyY_49l23rp4BATEZuiqSU0CFm-oh1QNXWATXzlt_SakOfo49uzjZ7mcAdxD5yHAy-GxG8/s1600/20200201_132025.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJwe93A7N5JYNfgpuPc4f3Erq2vqc_4p8LJo7-yi6Cnim_r2cbn_GPD6yi23F8Qa-IGppY0JjyY_49l23rp4BATEZuiqSU0CFm-oh1QNXWATXzlt_SakOfo49uzjZ7mcAdxD5yHAy-GxG8/s640/20200201_132025.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo05bMgqNeTTb4GlcmIQxKRN6j7XaOeK6NIM-YYryPeGqhyBiAr5YXU22KWilZPp3X027MRnrI_Kmx_lQBIQTjV2c6nIp3uKRVIM64iL0NKmU40gt-h8p8nPt3jpJJrKzJ29_ie93g3JFx/s1600/20200201_132019.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo05bMgqNeTTb4GlcmIQxKRN6j7XaOeK6NIM-YYryPeGqhyBiAr5YXU22KWilZPp3X027MRnrI_Kmx_lQBIQTjV2c6nIp3uKRVIM64iL0NKmU40gt-h8p8nPt3jpJJrKzJ29_ie93g3JFx/s640/20200201_132019.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-KMw4BgMKpy0/Xjezd7SmKwI/AAAAAAAAMyY/IJWgwdYcpnUFZl58_g_A_WZjVV3JXSCNwCKgBGAsYHg/s1600/20200201_132009.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-KMw4BgMKpy0/Xjezd7SmKwI/AAAAAAAAMyY/IJWgwdYcpnUFZl58_g_A_WZjVV3JXSCNwCKgBGAsYHg/s640/20200201_132009.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBkCaRLT6VL2hoNOXwAHXFCGwSRBjI8WmQOV4Ac5b2dve3MtQ8uBqQn4klFd6jv6f-3yTw2Yi6-fDW5XZEd9dFqV490aOw4uNKpV9vkJhouc7OvKyMw2EBNvxW12xNx4aJ7j5cehGzEipp/s1600/20200201_132208.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBkCaRLT6VL2hoNOXwAHXFCGwSRBjI8WmQOV4Ac5b2dve3MtQ8uBqQn4klFd6jv6f-3yTw2Yi6-fDW5XZEd9dFqV490aOw4uNKpV9vkJhouc7OvKyMw2EBNvxW12xNx4aJ7j5cehGzEipp/s640/20200201_132208.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEha-a5_B9IkByqoJxoBxzqXFTuFzajwh3Fig3jo6aH2bGkkTjhs2VCRR_UZ5zb7XUwa6HtqFT68axaEX2RBM1NOGmlMyBQRsrBQO68SJloLyMEoAymKhyphenhyphenwpFbgrcj0W7w2lkHgwcmuNXtR_/s1600/20200201_132217.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEha-a5_B9IkByqoJxoBxzqXFTuFzajwh3Fig3jo6aH2bGkkTjhs2VCRR_UZ5zb7XUwa6HtqFT68axaEX2RBM1NOGmlMyBQRsrBQO68SJloLyMEoAymKhyphenhyphenwpFbgrcj0W7w2lkHgwcmuNXtR_/s640/20200201_132217.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh97lTZdRXP5v0qDOP8od6ziQi3iPs1cEanoOfn0Ty67ITs1rUahPTFaqQvQZJfisL2NfzuxuUyyY_C0ozasb_yFjgZmrkJhnoM-Ci6yQ4e-9xQYdoUwy2YjFjQx7JLKfMiR75ZwOYMF6xe/s1600/20200201_132310.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh97lTZdRXP5v0qDOP8od6ziQi3iPs1cEanoOfn0Ty67ITs1rUahPTFaqQvQZJfisL2NfzuxuUyyY_C0ozasb_yFjgZmrkJhnoM-Ci6yQ4e-9xQYdoUwy2YjFjQx7JLKfMiR75ZwOYMF6xe/s640/20200201_132310.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOZJdwGCvEHGVDVshJfIRCcWGX1sx7LcTp2W4Ylr0NvXmsGum6VWzUkO5WZ7gzDosC_13mnAV4hzALLHCWI8PAp6r-DUXEdIxx-mTCnYkffNzVNyYdN104UA9TUhdEIOivuK2EbXbanR38/s1600/20200201_132251.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOZJdwGCvEHGVDVshJfIRCcWGX1sx7LcTp2W4Ylr0NvXmsGum6VWzUkO5WZ7gzDosC_13mnAV4hzALLHCWI8PAp6r-DUXEdIxx-mTCnYkffNzVNyYdN104UA9TUhdEIOivuK2EbXbanR38/s640/20200201_132251.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOrR1JGu88fJKneYmwgyGvNLPTbB1lsxp3v91kfRYteyABOZEY_D2IoTFfn9B6sKYvIEuKr30GSpZjvcGuQVZQgL_dK8tpwG_XP36BqMcitemorAPJy22e-wfwfUdLWxdafqbRvxsAFeYN/s1600/20200201_132340.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOrR1JGu88fJKneYmwgyGvNLPTbB1lsxp3v91kfRYteyABOZEY_D2IoTFfn9B6sKYvIEuKr30GSpZjvcGuQVZQgL_dK8tpwG_XP36BqMcitemorAPJy22e-wfwfUdLWxdafqbRvxsAFeYN/s640/20200201_132340.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinl1mRRYtdZNlEtONLcPCHKf2_zWKU_Dys0DnpareBxomXEyUghaQa0qi0v-D9r0aguQv-fcIwisECnN8h4e6U4PCz5BDkqFGav66nOYC9M9apiUrhpiry2ujAV49YZMDp890uo2xhVW6Q/s1600/20200201_132352.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinl1mRRYtdZNlEtONLcPCHKf2_zWKU_Dys0DnpareBxomXEyUghaQa0qi0v-D9r0aguQv-fcIwisECnN8h4e6U4PCz5BDkqFGav66nOYC9M9apiUrhpiry2ujAV49YZMDp890uo2xhVW6Q/s640/20200201_132352.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBL9d6NWPBsgNzEweb9HvdMt3kunyduz9xIW-0iGUXJwujuNHcZmJmymiRZ5BKVMTLFSNOxskaUcfNy7ydGGyzixEh53hT4mPSKLxbjQ8Gmjjc8o7MWf9p6FTiCbv3uKCmYA0aOZYorOcn/s1600/20200201_132444.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBL9d6NWPBsgNzEweb9HvdMt3kunyduz9xIW-0iGUXJwujuNHcZmJmymiRZ5BKVMTLFSNOxskaUcfNy7ydGGyzixEh53hT4mPSKLxbjQ8Gmjjc8o7MWf9p6FTiCbv3uKCmYA0aOZYorOcn/s640/20200201_132444.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimY-QGiDfH3fZDfsQDQHD3ZstxnpSCqVQMBIxtsHDcT0go5rZbOd-ZzB7_eN3JWIQ_ZYK2aUQI8n3tgplO9jNDVfw204Bhf__0kfnbbbpkSrqiJrTP9w6PVZpDe_ciFOe7RoHYNdKg5IYq/s1600/20200201_132546.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimY-QGiDfH3fZDfsQDQHD3ZstxnpSCqVQMBIxtsHDcT0go5rZbOd-ZzB7_eN3JWIQ_ZYK2aUQI8n3tgplO9jNDVfw204Bhf__0kfnbbbpkSrqiJrTP9w6PVZpDe_ciFOe7RoHYNdKg5IYq/s640/20200201_132546.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPb0exkq4iRWv57rGvnfnJMwaaAnkKqhAtyWgf4nHww0aZIl8cXWvBI_0jo_kFS2TqJldNoQ-UXMSiXyuBoE5-utnFrX3mx2buX7HXcbCZFt575PLu-BtH83aXqNir3-icrsFGPyj5ooqR/s1600/20200201_132513.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPb0exkq4iRWv57rGvnfnJMwaaAnkKqhAtyWgf4nHww0aZIl8cXWvBI_0jo_kFS2TqJldNoQ-UXMSiXyuBoE5-utnFrX3mx2buX7HXcbCZFt575PLu-BtH83aXqNir3-icrsFGPyj5ooqR/s640/20200201_132513.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiei1z7gqpjv34kTolHiG0juZ7wbwRQUB9HSRxBUKnqtCFiNQMACpwRNDtymehADLr75rTNzyMhq8W9D3FF6OpT7qsUO-8Yhm94TGql9Ytte3gVg74oW6QJ5p8sUgpeBp9ed5VGR1Hn2-tt/s1600/20200201_132632.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiei1z7gqpjv34kTolHiG0juZ7wbwRQUB9HSRxBUKnqtCFiNQMACpwRNDtymehADLr75rTNzyMhq8W9D3FF6OpT7qsUO-8Yhm94TGql9Ytte3gVg74oW6QJ5p8sUgpeBp9ed5VGR1Hn2-tt/s640/20200201_132632.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNDNSejT4Q_iE0uU2iZHD42QjqNJKww2mLGp9L98JUBhe64GSl9mG-WzyvA62f4oK608w99KiJdRKhGqxnpLnZjFZplSB5wzqEtGjGoD8pHfvdHeMRNxagw5aSdhnjBUNh0ScHyUlwCO5_/s1600/20200201_132718.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNDNSejT4Q_iE0uU2iZHD42QjqNJKww2mLGp9L98JUBhe64GSl9mG-WzyvA62f4oK608w99KiJdRKhGqxnpLnZjFZplSB5wzqEtGjGoD8pHfvdHeMRNxagw5aSdhnjBUNh0ScHyUlwCO5_/s640/20200201_132718.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-reCDVQAzOMA/Xjezd9Z2wgI/AAAAAAAAMyY/wJE0ZzLsn5YqDeyq-W6ySEQL6pVfq20FQCKgBGAsYHg/s1600/20200201_132724.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-reCDVQAzOMA/Xjezd9Z2wgI/AAAAAAAAMyY/wJE0ZzLsn5YqDeyq-W6ySEQL6pVfq20FQCKgBGAsYHg/s640/20200201_132724.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilP_agJAT-ju10VK6q0yIaht8MKUU9OJGeq4fkJaZkLVG9_n8_1YA4YHWBWbdpnBNNhRvaCjWBUA2GxMoczKh3iSarMGUzzGHFRAIw94BmQOucecyu9hNiZcoSEOjnEuByLbGzhQ0cKWzW/s1600/20200201_132654.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilP_agJAT-ju10VK6q0yIaht8MKUU9OJGeq4fkJaZkLVG9_n8_1YA4YHWBWbdpnBNNhRvaCjWBUA2GxMoczKh3iSarMGUzzGHFRAIw94BmQOucecyu9hNiZcoSEOjnEuByLbGzhQ0cKWzW/s640/20200201_132654.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3VGWz9eGhoHqNRYBEjFYrw5QZ3YVi8wvFOE1uapIgilbALDpgdudvxewobug1uaZEz1jLhq3l2iK6cKwvWMpIHh-aymOOW5O2r3wHArXOiSZZWboPQ7-9AsOLsZsjhItZpj73waep9nbs/s1600/20200201_132701.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3VGWz9eGhoHqNRYBEjFYrw5QZ3YVi8wvFOE1uapIgilbALDpgdudvxewobug1uaZEz1jLhq3l2iK6cKwvWMpIHh-aymOOW5O2r3wHArXOiSZZWboPQ7-9AsOLsZsjhItZpj73waep9nbs/s640/20200201_132701.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYfz3bZXhG1cDC3zaZ3P1rWzCwCxOekO-7HKPSM1uxgy0pkEGM7PH3BmaXAaHsYzWD36u8haEIPyPf-u877f0EG5LYLqtxwF2xA151SI5E_6hLOR4Op_WNoJkj3QPjWiuGGG_37FtVMGcd/s1600/20200201_132529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYfz3bZXhG1cDC3zaZ3P1rWzCwCxOekO-7HKPSM1uxgy0pkEGM7PH3BmaXAaHsYzWD36u8haEIPyPf-u877f0EG5LYLqtxwF2xA151SI5E_6hLOR4Op_WNoJkj3QPjWiuGGG_37FtVMGcd/s640/20200201_132529.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVVSDM_pLGdc59Jnd5ZabVsZWKyFce4bR4eOeZ0z2XTLoR3Kxa9tdkDtUWCIATRU2ATt05buLMZsSg6GE3Ct0QCwrsM8CgAuCAtwi0M3Cx5OYtyR4jXmzWVWzWQvByNUKpnhyphenhyphenjvdk4JyKf/s1600/20200201_132533.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVVSDM_pLGdc59Jnd5ZabVsZWKyFce4bR4eOeZ0z2XTLoR3Kxa9tdkDtUWCIATRU2ATt05buLMZsSg6GE3Ct0QCwrsM8CgAuCAtwi0M3Cx5OYtyR4jXmzWVWzWQvByNUKpnhyphenhyphenjvdk4JyKf/s640/20200201_132533.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrZcgQ07q-Fz2W4d-DrcVXc_szxzqavcIrQ3AK4hgkmff5HZc96Lb4wdlIduxxNJ2BikH4xASF7NkZIA9G4vvJ3DRTJEmRbUsWTQ1drAg1umUSk70XFoXNIBcqr3_MieSujU1rN3xMxZmE/s1600/20200201_132502.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrZcgQ07q-Fz2W4d-DrcVXc_szxzqavcIrQ3AK4hgkmff5HZc96Lb4wdlIduxxNJ2BikH4xASF7NkZIA9G4vvJ3DRTJEmRbUsWTQ1drAg1umUSk70XFoXNIBcqr3_MieSujU1rN3xMxZmE/s640/20200201_132502.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-BPOZsLo3UI_aun0YkgQGouthBfz6yJtCkAHN17MK4f7OPqYI03WupBYq-GbnAkA4gUnZvmjTY5E2owDIsCx2j2SydF1vq5_fJynCa3TeT7ZAX97zPE_N3uk7lkDNSTkMLqNpBZLF6XYk/s1600/20200201_132433.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-BPOZsLo3UI_aun0YkgQGouthBfz6yJtCkAHN17MK4f7OPqYI03WupBYq-GbnAkA4gUnZvmjTY5E2owDIsCx2j2SydF1vq5_fJynCa3TeT7ZAX97zPE_N3uk7lkDNSTkMLqNpBZLF6XYk/s640/20200201_132433.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAb668stNHuBQQlNuBPf4BGbxrwXMI6xgQP0aVjRQYVtosHf7oGqfQTFSos7V6bFcv08RJfGtDZB5LlPQnS5wYNezf2fqncV7htpsYHVBnOc0E8g8P-NP33uDAniPr1W0cXof40WtO6XVl/s1600/20200201_132237.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAb668stNHuBQQlNuBPf4BGbxrwXMI6xgQP0aVjRQYVtosHf7oGqfQTFSos7V6bFcv08RJfGtDZB5LlPQnS5wYNezf2fqncV7htpsYHVBnOc0E8g8P-NP33uDAniPr1W0cXof40WtO6XVl/s640/20200201_132237.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEintA-qO-3lrcTCdPank3ZJMLzrJ2xjKgWEuUr-LjW2lwgZVafyd2nz7ycoGP8yGkUayjYvyp5HkqDdH4Xf5DdvdM7nzDy_HQXqyqfcenZqf3y8Uf2O9Hw3i9qpboTqa5elNPi8-fO_BkkQ/s1600/20200201_132328.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEintA-qO-3lrcTCdPank3ZJMLzrJ2xjKgWEuUr-LjW2lwgZVafyd2nz7ycoGP8yGkUayjYvyp5HkqDdH4Xf5DdvdM7nzDy_HQXqyqfcenZqf3y8Uf2O9Hw3i9qpboTqa5elNPi8-fO_BkkQ/s640/20200201_132328.jpg" width="480" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEQknzs10So0MWS8gjql9ftci1siWKQ6d2o3oUe0fQwscuO_KGQlTaL-1RhmCMauBGAUmwnZfDYpfSarjzwEOGrl8C_zMZuJnEVbnDUW65CiePQLKekjwFAG0cAw2y319-U7IfIpCPkM04/s1600/20200201_131324.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEQknzs10So0MWS8gjql9ftci1siWKQ6d2o3oUe0fQwscuO_KGQlTaL-1RhmCMauBGAUmwnZfDYpfSarjzwEOGrl8C_zMZuJnEVbnDUW65CiePQLKekjwFAG0cAw2y319-U7IfIpCPkM04/s640/20200201_131324.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcn1B6YPD8OzodxaF3Ceo5oeMJ5RTdWgmTuHF6FbmGp_tsOq30bSQ6N8U7VvvtCxv9ggseGnGJ8pYPLa-n1VbDpUbp1GJC_5RwN_R-gxi05I8ZF2QnoMHyff-AU31amsDqsEk_jHSz7YFf/s1600/20200201_131333.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcn1B6YPD8OzodxaF3Ceo5oeMJ5RTdWgmTuHF6FbmGp_tsOq30bSQ6N8U7VvvtCxv9ggseGnGJ8pYPLa-n1VbDpUbp1GJC_5RwN_R-gxi05I8ZF2QnoMHyff-AU31amsDqsEk_jHSz7YFf/s640/20200201_131333.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-I6UKKEAlFf8/Xje0f2I5PvI/AAAAAAAAMys/wA4IRDgOrgs0ZkrDrPyMD2wIAFwAyEMDgCKgBGAsYHg/s1600/20200201_131455.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-I6UKKEAlFf8/Xje0f2I5PvI/AAAAAAAAMys/wA4IRDgOrgs0ZkrDrPyMD2wIAFwAyEMDgCKgBGAsYHg/s640/20200201_131455.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnjZ3dLId_l0uzmRZA54sutzhRVTH56rYRpABuzS6Or4kd9gCGubPuMnwE3axI0x3qtBm3DtuOE5oJsLMEWnyjOhO6x5MjSD4EvnAuXNS30jvKjTl-J8CC33Qjoz9j9n9YIMPboptlEw1Q/s1600/20200201_131448.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnjZ3dLId_l0uzmRZA54sutzhRVTH56rYRpABuzS6Or4kd9gCGubPuMnwE3axI0x3qtBm3DtuOE5oJsLMEWnyjOhO6x5MjSD4EvnAuXNS30jvKjTl-J8CC33Qjoz9j9n9YIMPboptlEw1Q/s640/20200201_131448.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3uBe4yACWYGhEhdg7I4lDF_hjh0VyL0ekzlmzekvOAsZbE_GfF8cvVzA_x-Tmy3NqVugBoz-aAO981lXLzjPanA3dVZnA5t3_7ew-ylQv7tGQwIQvTsWHW3kO30qdqFvzcqiI0s_BJVE6/s1600/20200201_131506.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3uBe4yACWYGhEhdg7I4lDF_hjh0VyL0ekzlmzekvOAsZbE_GfF8cvVzA_x-Tmy3NqVugBoz-aAO981lXLzjPanA3dVZnA5t3_7ew-ylQv7tGQwIQvTsWHW3kO30qdqFvzcqiI0s_BJVE6/s640/20200201_131506.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZg9kyOdNwzul-ThrorEeZ6ikzyCZ4sxh4Xooi2lo1Tjeyk-zWAp-_kS3ysxUW4tMGdinYrWaCSWJ9Z1VuChzAbNVatVRoh4zSDOKu-vQNsd7-H-RGWqXD0NgUlwYc8OhKWJ2akBFzqjna/s1600/20200201_131357.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZg9kyOdNwzul-ThrorEeZ6ikzyCZ4sxh4Xooi2lo1Tjeyk-zWAp-_kS3ysxUW4tMGdinYrWaCSWJ9Z1VuChzAbNVatVRoh4zSDOKu-vQNsd7-H-RGWqXD0NgUlwYc8OhKWJ2akBFzqjna/s640/20200201_131357.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-28936445299877866572019-09-01T23:26:00.000-07:002020-02-06T00:48:49.559-08:00Tour De Thrace | Day 4 | Kırkareli - Edirne - Keşan - Gelibolu<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbo7r0T4FQPZRYUVV8yGJIX5gtRUBVBIqNnjMQdnkSPhr1hZgtHmLiimjhLvUXWk66PNpSzlnJi-EJMKDjCHujKMUzLzALK5hpwfL-D2CRJjbjLJ2q9w2i8PPD-amduANvuQCvJXzUUutu/w1250-h937-no/" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbo7r0T4FQPZRYUVV8yGJIX5gtRUBVBIqNnjMQdnkSPhr1hZgtHmLiimjhLvUXWk66PNpSzlnJi-EJMKDjCHujKMUzLzALK5hpwfL-D2CRJjbjLJ2q9w2i8PPD-amduANvuQCvJXzUUutu/w1250-h937-no/" width="640" /></a><b>Kaynarca, Kırklareli ile Pınarhisar arasında, şehir merkezine 25 km uzakta olunca, sabah erken saatte yolu düşüp, Kırklareli ve Edirne'yi üstüste gezerek, bir sonraki konaklamayı Gelibolu'da yapmamıza bir engel yoktu. Planladığımız gibi sabahın erken saatlerinde güneş iyice yükselmeden Kırklareli'ye doğru yola çıktık. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Göz alabildiğince ayçiçek tarlaları etrafımızı sarmış bir şekilde bir film setinde yol alır gibi hafif dalgalanan yolda etrafı seyrede seyrede 20 dakikada Kırklareli'ne girdik.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Sanal alemin yönlendirmeleri ile kendimizi Atatürk Evi'nin önünde bulduk. Burası Kırklareli'nin yayla dediği hafif yüksek bir mahallesi. Atatürk Evi'nin hemen önündeki yemyeşil ve büyük bir park muhtemelen popüler vakit geçirme alanlarından birisi. Bu parkın etrafında rengarenk boyanmış ve neredeyse aslına uygun otantik görünümlü güzel güzel evler var. Fotoğraf çekmeden ilerlemeniz olası değil.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTg5v2SxaisZwEOvv7H78NgIqJ12WBXHd2ZnZPMFZyX5kror957HMkQMS2L8_q8x8VgLvOQxQ_lu2JFtAt6tV6eJi_NHpteCaikI1fsFewd1klWOERexfuMNklYN86aanPwzO2OcnjKg-d/w1250-h937-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Atatürk Evi'ne giriş ücretsiz ancak giriş yapan ziyaretçi sayısını tespit edebilmeleri için numaratörden size bir giriş numarası veriyorlar. Biz açık mı kapalı mı tereddütü yaşarken, bizden önce 10 kişinin girdiğini numaramızdan anladık. Bu ev 2018 yılında ziyaretçilerini ağırlamaya başlamış, Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin birebir kopyası. Mimari olarak birebir aynı olsa da iç mimarisinde Atatürk'ün tüm hayatından kesitler var. Çok güzel düşünülmüş, oldukça büyük ziyaretçi sayısı olan bir Müze. Detaylı bir şekilde gezmek maksimum 45 dakikanızı alır. Ayrıca yine aynı müzenin en alt katında hatıra olarak edinebileceğiniz hediyelik eşya satış mağazası var. Bu mağazanın gelirleri Kırklareli Belediyesi tarafından, ihtiyac sahibi öğrencilere burs olarak dağıtılıyormuş. Bunu duyduktan sonra düşünmeden bir kaç ürün alıyoruz. Ne paramız yabana gidiyor ne aldığımız üründe seçicilik gerekiyor ne de olsa üzerinde Atatürk var.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitOxSDPcDR7nxZ-8k6fzl3Rv2yfUMGFsjV6FY7YxMUVLM_dBGXJT9bNmIBkZtMlqYST-oF6ouay2L0wlDTyo6kbuDDAMEXyfIvBEJnICSsXa_i4QpvnYy6KgECGD9_yCZjaEoWlTJxROFa/w1250-h937-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Biz Kaynarca'dan kalkıp, Kırklareli'nde müze gezip işimizi bitirdiğimizde daha saat 10:00'du ve daha Kırklareli'nde hayat başlamamıştı. Ama kaydadeğer sayıda yabancı plaka arabanın kentin çeşitli sokaklarında, tarihi ve turistik mekanlarında olduğunu görebiliyorduk. Karayoluyla ülkemize giriş yapanların bir kısmı Bulgaristan ile Dereköy sınır kapısın kullandığı için Kırklareli merkeze girmeden geçiş yapmaları mümkün değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCZdT-lAMuPMkdqODOSsT-qKIj0_DAl20k5zoY7M8x8EbS2IaKFkBcwmccKv389cmiwkCSzSwVJjX8jpdtXVuDtlGWx56w-RYvJKDz6d7BnkxNlXmb391RHjfAdUl7tF9F0a0M-4pnJqlG/w1250-h937-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
59 km ötedeki Edirne'ye gidişimiz, Kırklareli'ne gelişimiz kadar zevkli değil. Yine etrafımıza sapsarı ayçiçek bahçeleri ama yoldaki yapım çalışmaları nedeni ile yol zevkli değil. Yolumuz yaklaşık 1,5 saat sürdü. Edirne'ye geldiğimizde saatler 11:30'u gösteriyordu. Tabelaları takip ederek kendimizi Selimiye Camii'nin hemen arkasında buluyoruz ve tesadüftür ki, hemen giriş kapısının ardında, gölge ve cadde üzerinde belediyeye ait bir otoparka aracımızı bıraktık. Otopark görevlisi city guide gibi hemen bize gezilecek görülecek yerleri anlattı ve saatlik otopark ücretini, siz Edirne'de işinizi 4 saatte bitirirsiniz diyerek kesti. İyi niyetine ve bilgisine dayanarak işaret ettiği yerleri gezmeye başladık. İlk durağımız Selimiye Camii..</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Selimiye Camii'ni; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün sitesinden yaptığımız alıntı ile anlatıp biz güzelliğin tadını çıkartmaya başladık.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<blockquote class="tr_bq" style="background-color: white; color: rgb(43, 43, 43) !important; font-family: "Source Sans Pro"; font-size: 15px; line-height: 23px; padding: 10px 0px 0px; text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana"; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px;">İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. </span></div>
</blockquote>
<blockquote class="tr_bq" style="background-color: white; color: rgb(43, 43, 43) !important; font-family: "Source Sans Pro"; font-size: 15px; line-height: 23px; padding: 10px 0px 0px; text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana"; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px;">İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli Camii, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef ve özellikle çini motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat türünün zirvesini temsil etmektedir.</span></div>
</blockquote>
<blockquote class="tr_bq" style="background-color: white; color: rgb(43, 43, 43) !important; font-family: "Source Sans Pro"; font-size: 15px; line-height: 23px; padding: 10px 0px 0px; text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana"; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px;">Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin 19-29.06.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 35. Dönem Toplantısında alınan 35 COM 8B.37 sayılı karar ile 1. ve 4. kriterler kapsamında kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.</span></div>
</blockquote>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<blockquote class="tr_bq" style="background-color: white; color: rgb(43, 43, 43) !important; font-family: "Source Sans Pro"; font-size: 15px; line-height: 23px; padding: 10px 0px 0px; text-align: center;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana"; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px;"><img alt="1" src="https://kvmgm.ktb.gov.tr/Resim/33399,selimiyeresjpg.png?0" style="border: 0px; height: 602px; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px; vertical-align: middle; width: 421px;" title="1" /></span></div>
</blockquote>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Selimiye Camisinin bahçesi sayılabilecek yakınlıkta Edirne Edirne Etnografya Müzesi, Osmanlı Mezartaşları Gezi Alanı, Edirne Kent Müzesi bulunuyor. Biz detaylı gezmedik ama yazalım ki gezmek isteyenlere rehber olsun. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Biz camiden çıktıktan sonra Rüstempaşa Kervansarayı, Eski Cami, Ali Paşa çarşısını gezmek ve oturup karnımızı doyurabileceğimiz bir ciğerci bulmak üzere gezmeye başladık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İlk dikkatimizi çeken şey, araçların yayalara gösterdiği saygı ve verdiği aşırı önem. Aynı bir çok medeni ülke/şehirde olduğu gibi yayaların geçiş üstünlüğü ve araçların yavaşlayarak yol vermeye çalışması. Kırklareli'nde dikkatimizi çekmişti ama Edirne'de uygulamanın kalitesi muazzam. Tüm Edirne halkını ülkemize örnek olması bakımından durdurup tebrik etmek geçiyor içimizden. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Önce biraz gezip sonra yemek yemeğe karar veriyoruz, kulağımıza fısıldanan Aydın Usta'nın yerini bulduk nasılsa... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Edirne'nin çarşıları (tarihi ve modern) birbiri ile içiçe ve dolayısı ile içerikleri de içiçe... Yani bir mistik hava solumanız çok olası değil ama hediyelik eşya alabilirsiniz. Bir de çok sayıda saray helvacısı etrafta sizi bekliyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İmparatorluğun İstanbul'dan önceki başkenti olan Edirne, imparatorluğun ilk yıllarındaki gibi mütevazi... İstanbul'daki gibi şafşata, şaaşa, gösteriş çabası gözünüze çarpmıyor. Ama tarihi bir kentte olduğunuzu ve sınırın dibinde olduğunuzu bir an unutmuyorsunuz. Çünkü etrafta Yunan ve Bulgar komşular günlük alışverişlerini yapmaya gelmiş, görüyorsunuz. Bir de çok miktarda gurbetci.. Ülkeye girdikleri ilk nokta da adeta yılların özlemini gidermeye çalışıyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Edirne'den yola çıkıp türkülere bırakıyoruz kendimizi... "Evreşe Yolları Dar", "Çıktım Şarköy'ün Yoluna", "Kızılcıklar Oldu mu?", "Bağa Girdim Bağ Budanmış", "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar" gibi nice eğlenceli türkünün yazılmasına ilham veren, neşeli topraklar... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Havsa, Uzunköprü, Keşan, Evreşe, Bolayır derken Gelibolu'ya varıyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzunköprü, Meriç Köprüsü, Keşan ve Evreşe'yi gezemedik, çünkü artık hem yorulmuştuk hem de bir an önce kendimizi Gelibolu'ya atmak istiyorduk. Ama Edirne - Gelibolu arası muhteşem manzaralı yoldan geçiyorsanız yukarıda saydığımız türküleri mutlaka açarak geçin. Zevk alın, eğlenin, bu topraklar eğlenceli topraklar.. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gelibolu'da Hamzakoy'da konaklayacağımız otele vardık. Girişimizi yaptıktan sonra, bir süre kendimizi dinlenmeye bıraktık çünkü bugün çok yol katettik. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSug8bQ97x_1KSY-_0_hYLbU4HJKaPCSqf3OkouJUcC8UffQoqwnbfIBta59mF2MavK4Zc7A3ezEBDs-QXybBhcg652ElmgswuXJbf1BHnme9LBUko9AlhlsrtgRiod8bPulQclyNOx_ff/w1250-h937-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hamzakoy muhteşem bir yer. Sahilinin önünden bütün dünya sizi selamlayarak geçiyor. Çanakkale Boğazı'nın Marmara Girişi'ni karşılayan bu koy, Gelibolu'nun hemen bir yan koyu. Her iki yanı askeri bölgelerle kapatılmış, yürüyerek Gelibolu Merkez'e 15 dk. sürüyor. Hamzakoy sahili bildiğiniz güney sahilleri gibi.Ama şezlong koymak yasak. Halk Plajı... Şemsiyeler var, kumsal var, arkada kafeler var... daha ne arayacaksınız ki. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://lh3.googleusercontent.com/iiQqqvFj0G34AYhOqPYJPPchOnGev5RpW-QwtJVsjsYEatnfmc-U9FKPAoWHy-o3uxPDsiEoJ0kd2egT66rO-AjN97oZeL4iaOte2nAe_uwTCFpbkGCxyIBdCbcFxlztZ5f8-dXhbXOGI2osdQ53IxCak_aD6jsBC4REmCZrwkJVJr7vM8PM-6YdvajfwvK0RLXRinr_M-z_J8LzX3YhxPK8Af_KTVHBI-sbvEoPYxAal0ThOwhH0fydPuffRhAIdQMvS-j6c_ZikIIKDwlIqPBs_vL1DeMkhWDPbQTJYTgedpuKtk10YMgMfmHmYB-NxVQgCAARYt1YmVvDSXZrAUcCZmtYZbBrmHbAsElrphcpb-ha2yX15dKhav6VeJ4dQ8ICnFL_xHF31dLoNB4FDNKL1LP7pYjtEw6p69iuixSkHm2wanXMZaSsNoNxkyMU3FoJCOq-OMacXCndlYRpwoBHZd8EUx8TSmcec-ggNa_hGKv_Yi1dyDTR4tEmPAEjE_Z6EcQA2oqxY2lVpaWOL1O4zy3TAQsxU-MSLo6wXSiIUq-z3yV89hoTQbdPHJ_DHDq6OVPiIBHBuRnNVJ702QMjMqoxUEl812N5By9dBcjFziFMn6Knkgoylnf59HeqItP538JoEaYamQbWQjdQI1VV8uM6VCQKeRZOJDaPYHoAxiwLCO6_iFU=w1250-h937-no" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Güneş öfkesini biraz söndürünce kendimizi sokağa attık. İlk hedefimiz, dedemin yaptırdığı ve şu an Gelibolu'nun en aktif turistik anıtlarından olan Bayraklı Baba Türbesi... O kadar yakınımızdaymış ki, yürüyerek gittik. Bayraklı Baba'nın hikayesi biraz enteresan hemen kısaca bahsedelim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSAfZDFoiYc7xbAT4cSShyk21QA0hhFhCa68COh6W1ivCwy-UcBd7f95qMDmr9Oixet6dwkSQw87h9JjzTPx8BqcK70gEuqQ4im0sorKHxOU7r2GO8oeZ9UbdB7aVLXsRcQgl6r1raKmBt/w1250-h937-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Osmanlı donanmasında bayraktarlık yapmış Karacabey oğlu diye bilinen bir Gelibolu'lu, Çanakkale Şavaşları zamanında şehit olursam beni Gelibolu'da gömün başıma da bir bayrak dikin diye bir vasiyeti varmış. Şehit düşünce Gelibolu'nun Hamzakoy sırtlarına gömmüşler ve mezar taşına da bayrakta Karabey yazmışlar. 1960 yılında Gelibolu Bando Bölüğü'nün komutanlığını yapmakta olan dedem, bando bölüğünün hemen üstünde yer alan bu mezarlığı gezerken, eski Türkçe bilen bir askeri yardımı ile bu mezarın taşını okur. Bunu kendine görev edinen dedem, gönüllü askerlerinin yardımı ile bu çalılık arasında kalmış mezarlığın etrafını mesire alanına çevirir ve adını da Bayraklı Baba olarak koyar. O günden bugüne her geçen gün popülaritesini arttıran Bayraklı Baba, maalesef şu an Türbe olarak adlandırılıyor ve adağı gerçekleşen, gelip bu mezarlığa bayrak dikti. Şimdilerde bayraktan görünmüyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gelibolu'nun sembollerinden birisi de Gelibolu Feneri... Fener, Gelibolu ile Hamzakoy'u birbirinden ayıran tepenin üzerinde boğaza hakim ucuna konumlanmış tarihi fener mutlaka görülmesi gereken mekanlar arasında. Etrafındaki park akşam saatlerinde mangalcıların işgaline uğruyor. Belediyenin burada inanılmaz bir duyarsızlığı var. Kente gelen tüm turistler Fener Manzarası'nı izleyip, oradan boğazın tadını çıkartmak istiyor ama mangal dumanı, çöp yığınları gerçekten tüm manzarayı ve güzelliği mafediyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="640" src="https://lh3.googleusercontent.com/XWHfGW3N_68rfZ702WDhN_PVkL0kbt3FatEfY-Yu-lGZadFZnFSHmOyJeZ3hTOZzIinR67cXGv6hgKD6yOKzjiEQknPLw98XpRIFn4zsLr0DJJNQYnLnWrPpHXwfsPSqKTIYPnEe3ZZ6l_BHckGts8DwTfB1NWSg92G4lJp9KBhCf-Z8DRDCqPOB7nSVXiUdITOrz_aD-IudBpYcSieXQJF_B5nwcpNbcRGNU26mCZZq4-Xf6K3owoEaaNbanYBMDwmxKQ9BCG4nHsuz2Po6Boo-aF2_XQc83CF-b3Syq5-ljDacHaJOqR2M37RSwuQJF_EozuSPFTqLcDyDiO1rSMepNVZzxywPUShgBOzxbIuqC8yJwLJloZ4luwwlCoWEIRvAxfoHCJS97rqmKNP8gYg4aWZ_5Mffw0Ii3AYPfrqT9NfJ-MCiHqjpbNOAqFHBKmqBJz2GzaQmJMvNaDI1EpO261Oo3cAO1rBSbdbWqosyeRnmmOquJNcz8xlQBmlcfm95i4e39XFBNDb_3hqe0ZgkQZdiNZCfQcgevZ_Cesk9n7q1pHZDpGBWBIN2F0PI_kpingzlCyGUM1W0abVhBqi_hIjBxW7QszUwmO8ZVgGuSL78C1tmrfbs803L-lS-ZLyXmGkHc7buraG06_3TbCDn4ztlhtUDJljAao8g1nc4_IrhgrFjaSE=w703-h937-no" width="480" /></div>
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-82983424932631833162019-08-04T05:11:00.002-07:002019-08-04T05:18:43.149-07:00Tour de Thrace | Day 3 | Kaynarca Stage<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJpCTZTWfvnkwJ8mhfvZm7pyWT_TVxLE9cqMgw-JkLOdLI5A6lu7EEgFG1urdiRquMzH5tUQzUCP9p7OMhMJjGQc1D-sG8wJiaH97zSdA200LuPmoqGhxYVQ6iSv_DERVN0S7rKYlGcukY/s1600/2019-07-27.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJpCTZTWfvnkwJ8mhfvZm7pyWT_TVxLE9cqMgw-JkLOdLI5A6lu7EEgFG1urdiRquMzH5tUQzUCP9p7OMhMJjGQc1D-sG8wJiaH97zSdA200LuPmoqGhxYVQ6iSv_DERVN0S7rKYlGcukY/s320/2019-07-27.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>İlk iki günün ardından İstanbul'dan Trakya'ya geçme zamanı gelmişti. Güne yine erken başlayıp öğleden önce direk Salacak'a inmeyi, Kız Kulesi'ni yakında görmeyi ve akabinde Beylerbeyi'ne geçip oradan da karşıya geçecek şekilde planlamıştık. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Planlarımıza uygun olarak güne başladık.</b> </div>
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Günün erken saatlerinde hazırlıklarımızı tamamlayıp, İstanbul'a veda etmeyi planladığımız gibi uygulamaya başladık. İlk durağımız Haydarpaşa Limanı ve Harem Otogarı üzerinden Salacak Sahiline indik. Burada Kız Kulesi'ne doğru yaklaştıkça kalabalık artmaya başladı. Sahil kenarında herhangi bir İspark veya otopark imkanı olmadığı için biraz mesafe bırakarak Kız Kulesi'ne yakın bir mesafede sahile aracımızı bırakarak sahil boyu yürümeye başladık. Kız Kulesi hizasına gelene kadar onlarca kare ile gezimizi kayıt altına aldık ama teknik bir yanlışlık nedeni ile çoğu karemiz silindi gitti. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNyVIHPt1Xr2ITGndqnq6BYMwyvI0hEwwFHr5oThtWxXTP9kBwqRYCjoQH1_kCjQuROnw6IsDQONvgJloJRf-jfSeC45e8b21RGL2K_BAJcyhC2lGhsOKD-ScYYqLAe-Hg7zzWOeT-MS15/s1600/salacak2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="960" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNyVIHPt1Xr2ITGndqnq6BYMwyvI0hEwwFHr5oThtWxXTP9kBwqRYCjoQH1_kCjQuROnw6IsDQONvgJloJRf-jfSeC45e8b21RGL2K_BAJcyhC2lGhsOKD-ScYYqLAe-Hg7zzWOeT-MS15/s640/salacak2.jpg" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Vakit darlığı nedeni ile Kız Kulesi'ne çıkmaktan vazgeçtik. Boğaz turlarına katılmak istedik ancak yine vakit sorunu engel oldu çünkü akşam üzeri Kırklareli Pınarhisar'da davetli olduğumuz bir düğün vardı. Bizde Kız Kulesi önünde <a href="http://filizler.com/">Filizler Köftecisi</a>'ne oturduk. Bilmeyenler için belirtelim, Salacak sahilinde bir kaç tane kahvaltı salonu ve kafeterya var. Filizler Köftecisi ise meşhur bir restaurant. Fiyatları oldukça makul. Köfte ve ızgara çeşitleri bulunuyor. Çocuklar için üst katta oyun odası ve seyir terasları bulunuyor. Kız Kulesi karşısında bir süre vakit geçirip, burada da hem seyre hem de karnımızı doyurmaya devam ettik. Sonrasında tekrar aracımıza atlayıp Üsküdar, Kuzguncuk sahil yolundan Beylerbeyi'ne doğru yol almaya devam ettik. Beylerbeyi'ne geçtikten sonra aracımızı Beylerbeyi Sarayı'nın otopark'ına bırakarak saraya doğru yöneldik. Beylerbeyi Sarayı'nın otoparkı 0-2 saati 12 TL olarak not düşelim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk-4CzUEUaWdxuN0BwqPZyIMdforyVy5lbfRpzm3BztCdmDgrmPkKg4GQR-LNn59E7lTn2TLS9moY6UWepHJOqyrsPeLbYsP8aNSYGtgzvcjVRatI06NWHJfZfHs5g2R7lB7h58tUXanhi/s1600/beylerbeyi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="960" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjk-4CzUEUaWdxuN0BwqPZyIMdforyVy5lbfRpzm3BztCdmDgrmPkKg4GQR-LNn59E7lTn2TLS9moY6UWepHJOqyrsPeLbYsP8aNSYGtgzvcjVRatI06NWHJfZfHs5g2R7lB7h58tUXanhi/s640/beylerbeyi.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Beylerbeyi Sarayı 2. Mahmut döneminde yapılan, yandığı için Abdülaziz tarafından tekrar inşa ettirilen, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli devlet konuklarını ağırladığı 2.Abdülhamid'in sürgün olarak son yıllarını yaşadığı önemli ve kıymetli bir sarayımız. Milli Saray'lara bağlı olarak misafirlerine kapılarını açan sarayın, giriş ücreti öğrenci 10, tam ziyaretçi 20 TL olarak belirlenmiş. Müze Kart burada geçerli değil. Girişte ödediğiniz ücret karşılığı size bir fiş veriliyor bu fiş ile elektronik rehber alabiliyorsunuz. Elektronik rehber sarayı gezdiğiniz müddetçe size nerede olduğunuzu hikayesi ve özellikleri ile birlikte anlatıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbAAQdhFdfZn77QO_iTk86RRnmQjBfzb2Z300o262JD3MxCmxIiMpgYsCQUwl5c-o2fkX0tKcMTWHG6bvmAGxKWd48kGFAUCVQwDvtUysakBQ6KR-1Z6z7k99m5dsXkgu-KC3joAilH2Tg/s1600/bo%25C4%259Fazi%25C3%25A7i.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="960" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbAAQdhFdfZn77QO_iTk86RRnmQjBfzb2Z300o262JD3MxCmxIiMpgYsCQUwl5c-o2fkX0tKcMTWHG6bvmAGxKWd48kGFAUCVQwDvtUysakBQ6KR-1Z6z7k99m5dsXkgu-KC3joAilH2Tg/s640/bo%25C4%259Fazi%25C3%25A7i.jpg" width="640" /></a></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Deniz kapıları, banyo binası, müştemilat, ana saray, bahçe düzenlemesi ile yaklaşık 2 saatte dolu dolu gezebileceğiniz saray pırıl pırıl yapısıyla dikkat çekiyor. İçeride foto çekilmesine çok sıcak bakılmıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Beylerbeyi Sarayı'nı gezdikten sonra dosdoğru hemen üzerinden geçen Boğaziçi Köprüsü'ne bağlanarak karşıya geçtik. Ve Hasdal yolu üzerinden TEM'e bağlandık. Amacımız hızlı bir şekilde Kaynarca köyüne varabilmekti. Tekstilkent civarına geldiğimizde sıkışık bir Cumartesi öğleden sonra trafiğinin ortasına düştük ve Mahmutbey gişelerini geçmemiz tam 1 saatimizi aldı. Bu vakit kaybı biraz hesaplarımızı altüst etti. Sonrasında Silivri üzerinde Lüleburgaz'a kadar akıcı ve yoğun bir trafik eşliğinde yol aldık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Lüleburgaz 140 bini geçen nüfusu ile adeta bir büyükşehir gibi karşıladı bizi. Yoğun bir trafik, kalabalık kasaba merkezi, aradığımız herşeyi bulabileceğimiz bir çarşısı vardı. Tabi dikkat çeken 2 özelliği kentin giriş ve merkezindeki askeri birlikle ile hatırı sayılır zirai müessese. Sokullu Mehmet Paşa Camisi ilçenin en önemli turistik mekanı. Bir kaç ihtiyacımızı giderip, kısa bir şehir turu attıktan sonra Lüleburgaz'ın ara sokaklarından kuzeyine doğru yol alarak istikametimizi Pınarhisar'a doğru yönelttik. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İstanbul'dan çıktığımızdan itibaren bizi sağlı sollu takip eden ayçiçeği tarlaları Lüleburgaz ve çevresinde de yoğun bir şekilde bizi takip ediyordu. Özellikle gün batımına doğru tüm tarlalar sarının ve yeşilin türlü tonları ile nefis bir görüntü oluşturuyordu. Pınarhisar ise Lüleburgaz'ın kuzeyinde yaklaşık 30 km uzağında başka bir Kırklareli ilçesi. Pınarhisar'a girmeden direk olarak Kaynarca köyüne güney girişinden giriyoruz. Düğün evini bulup, düğün yemeği tamamlanmadan ev sahipleri ile buluşuyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbencFaOZpOsrYfNaTJhvGas9mKLH6PBpUXx2OGN0CkwIVatdxe7BCdwAE7K1koAab6f8B3g0j-PVKuMBgAl2vcZcmCKb8FMhEc1C8P-gb4fpJaW8pdpaGYGJQ_y9ByIwQTCCLAGz68f3_/s1600/kaynarca.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="960" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbencFaOZpOsrYfNaTJhvGas9mKLH6PBpUXx2OGN0CkwIVatdxe7BCdwAE7K1koAab6f8B3g0j-PVKuMBgAl2vcZcmCKb8FMhEc1C8P-gb4fpJaW8pdpaGYGJQ_y9ByIwQTCCLAGz68f3_/s640/kaynarca.jpg" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Akşamına Kırklareli düğününe katılacak olmanın verdiği heyecanla hazırlık yaptık ve düğüne yerine doğru yol aldık. Düğün köyün meydanında yapılacaktı, meydandaki hazırlıklar, köy düğününden biraz hallice biraz daha masraflı olduğunu belli ediyordu. Meydan iyice dolduktan sonra düğün başladığında Trakya halkının sahnede neler yapacağını merak ediyorduk. Ama sahne kalabalık olmasına ve neşeli yöresel türküler çalınmasına rağmen pek heyecan göremedik. Ne zaman kına için ara verildi işte o zaman dönüşü çok değişik oldu. Önce hanımlara karşılama, sonra erkeklere Kabadayı - Gayda çalındı. İşte o saatten sonra eğlence başladı. Daha doğrusu düğün koptu diyebiliriz. Meğerse herkes bunları bekliyormuş sahneye atılmak için. Keşke düğüne böyle başlansaydı dedik. 7/8 lik karşılama ritimleri, 9/8'lik oyun havaları, klarnetçinin pardon gırnatacının kendinden geçen ve etrafındakileri coşturan soloları derken zaman su gibi akıp geçiyordu. Belli bir saate kadar düğünde kalabildik. Ama düğüne dair görüşlerimizi kısaca belirtelim; bir kere Trakya bölgesi insanı çok medeni ve modern, insanlar birbirine saygılı, kıyafetleri olabildiğince renkli, Anadolu'da olduğu gibi kadınlar erkekler bölgeleri ayrımı yok, alkol isteyene serbest ki onlar içmezse düğün düğün olmaz zaten. Kimse kimseye karışmıyor, olabildiğince güvenli olabildiğince eğlenceli... Düğünü bitirmeden ayrılmak zorunda kaldık, aklımızda kaldı ama bu düğünün gece yarısı 2'den önce bitmeyeceğini etraftaki misafiler de söyledi. Bu kadar dayanacak gücümüz olmadığı gibi sabah erken saatlerde tekrar yola çıkarak Edirne'ye geçecektik. Vakit bizim için kıymetliydi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaynarca hakkında biraz bilgi vermek gerekirse. Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesine bağlı bir belde aslında burası. Buraya köy demek biraz haksızlık çünkü 3 mahalleden oluşan ve 3 bine yakın nüfusu ile neredeyse bağlı olduğu ilçe büyüklüğünde. Adından da anlaşılacağı üzere suyu bol bir belde. İçinden geçen derenin üzerinde 4 ayrı restaurant bulunmakta. Ayrıca hemen belde merkezinin ardında çok yakın mesafede küçük bir şelaleleri ve şelalenin önünde değirmeni var. Beldenin restaurantları kadar, börekçisi, fırını, meydanları ve heryere işlenmiş Atatürk sevgisi dikkat çekiciydi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ertesi gün erkenden yola çıkacağımız için Pınarhisar'da bize tahsis edilmiş olan Konfor Otel'e yerleşerek dinlenmek üzere düğünden gece yarısından hemen önce ayrıldık. Otelimiz bildiğimiz 1 yıldızlı bir kasaba oteliydi. Çok temiz olduğunu söyleyemeyiz ama daha iyisini arayacak da bir konumumuz yok. Bu arada Pınarhisar'ı gezmedik ama Limak'ın ilçenin girişine açtığı Çimento fabrikası ilçeye ekonomik hareket kazandırmış belki ama kenti de hem kirletmiş hem şehirleştirmiş. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir sonraki yazımızda Kırklareli, Edirne ve Gelibolu'yu yazacağız...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-40918301323568669812019-08-03T00:21:00.000-07:002019-08-03T00:22:13.350-07:00Tour de Thrace | Day 2 | İstanbul Stage<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
<b>Turumuzun ikinci gününde planımız Akasya AVM'de bulunan Kidzania ve sonrasında vakit kalırsa Hababam Sınıfı Müzesi ve Barış Manço Müzesi idi.</b> </div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sabah yine arabasız ama bu defa metro ile Kartal'dan Ünalan'a geçtik. <a href="https://istanbul.kidzania.com/tr-tr/"><b>Kidzania</b></a> zaten turumuza İstanbul ayağını eklememizin ana sebebiydi. Kızımız uzun bir zamandır bu anı bekliyordu. Öyleki bir şekilde ele geçirdiği Kidzania haritasının üzerinde çalışmalar yapıp, hangi rotayı izleyeceğini bile belli etmişti. (Babasının kızı😃) </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://istanbul.kidzania.com/tr-tr/"><b>Kidzania</b></a> bir çocuk oyun alanı. Geniş ve kapalı bir alanda gerçek hayatta sokakta gördüğümüz dükkanların, işletmelerin hepsinin minyatürünün olduğu ama çocukların işlettiği ve bazılarında para kazanıp, kazandığı parayı bazı eğlencelerde harcadığı, görevlerin olduğu çok zekice hazırlanmış eğlenceli bir yer. Öyleki biz ebeveynler ilk 1 saati keşfederek ikinci 1 saati de strateji geliştirerek geçirdik. Düşünün çocukların içerdeki heyecan ve mutluluğunu. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://d1eilicilqktnj.cloudfront.net/hosted_files/binaries/2718/original/harita_folyolar%C4%B1-02.jpg?1519730273#ga_track_hosted_file=harita" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="520" data-original-width="800" height="416" src="https://d1eilicilqktnj.cloudfront.net/hosted_files/binaries/2718/original/harita_folyolar%C4%B1-02.jpg?1519730273#ga_track_hosted_file=harita" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu yazıdan referans alacaklar olabilir biraz detay vereyim. Kidzania'ya giriş 2-4 yaş ve 14 yaş üzeri 35 TL. Esas hedef kitle olan 4-14 yaş aralığının girişi ise 95 TL. Bu bedel karşılığında çocukara 50 Kidzmoney velilere de kişi başı 15 kidzmoney karşılığı çek veriliyor. (Veliler bu paraya içeride 2şer çay kahve içebiliyor veya çocuğuna parayı aktarabiliyor.) Zaten ilk görev bu çekleri bozdurmak. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İçeride bulunan Yapı Kredi Şubesi'ne gidip, çeki bozdurarak oyunlara başlanıyor. İçeride sokaklar, sokaklarda dükkanlar var. Elinizde bunların bir haritası bulunuyor. İtfaiyeci, Ambulans, Ebe, Polis, Kriminal İnceleme, Akkim'de Kimyagerlik, Acıbadem'de Doktorluk, Kargoculuk, Migros çalışanı gibi görevlerde yer alırsa 5bin ila 10bin arasında Kidzmoney kazanılıyor. Kazanılan paraları ise şeker yapımı, çikolata yapımı, mantı yapımı, gizli ajanlık, dağcılık alanları, dağ tırmanışı, pilotluk vs gibi deneyimlerde harcayabiliyorsunuz. Yani döngü şöyle oturtulmuş, ilk girdiğiniz parayla ancak bir kaç oyun deneyimi elde edebilirsiniz. Ama içeride görevi yerine getirirseniz kazanacağınız parayla yeni eğlencelere yelken açabilirsiniz. Sistem çok güzel. Mesela araba kullanmak istiyorsanız, önce optik mağazasına gidip gerçek göz muaynesi olup sertifika alıyorsunuz, sonra sürücü eğitim merkezine gidip simülasyon araçları kullanıp belge alıyorsunuz, sonra araba kullanabiliyorsunuz. İlk test sonunda da size araba ehliyeti veriyorlar. Biz ebeveynler bile çok eğlendik belli bölümlerde. Şunu eklemek gerek çok yorucuydu. İçeride en az 4 saat geçiriyorsunuz, 10000 adım atıyorsunuz hazırlıklı gidin. Karnınız tok, suyunuz yanınızda, ihtiyacınız giderilmiş, yedek kıyafetiniz çantanızda olsun. Eğer hijyen konusunda hassassanız ya sakinleştirici alın ya da önleminizi alarak gidin. Bu arada bahsetmeyi unuttuk, güvenlik konusunda oldukça ciddiler, veliler ve cocuklara bileklik takılıyor, o bileklik varken çocuğun tek başına oyun bölgesini terk etmesi mümkün değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwuk2c1a5yaY_H_FZhO-OU2yy86uEVqQmZvAFTYh8hqbSvzK8eEbJ7Sq_ZzM5n3GFzs9949N89ig0P5Y8Aryg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Günümüzün büyük bir çoğunluğunu burada harcadığımızı tahmin etmişsinizdir. 10:30 itibari ile girdiğimiz alandan 15:30 itibari ile kızımızın aklı içeride kalacak şekilde ayrıldık. Bir sonraki istikametimiz Koşuyolu Validebağ içerisinde bulunan <a href="http://adilesultankasriogretmenevi.meb.k12.tr/">Adile Sultan Kasrı</a> ve Hababam Sınıfı Müzesi... Ünalan'dan mesafe olarak yakın bir yer. İsterseniz Üsküdar dolmuşları ile isterseniz taksiyle ulaşabilirsiniz. Koşuyolu İstanbul'un en sevdiğimiz semtlerinden birisidir. Yıllardır gidip gelmemize rağmen Adile Sultan Kasrı'na hiç çıkmışlığımız yoktu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<img height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhF2ktNbsfHHc_cZqc4A7KLCJ9ig194GfqwSQHx0wQh1nfoA1yIo4i75XpQvikwd15pmbkDEzRC9HC1L51Z8y02sRuYsrRjFfoZtNtNjwZwD0OPyNE8Dt3_N-lpbSNO_zaN007VjDEu52e2/w1157-h867-no/" width="640" /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Adile Sultan Kasrı'na geldiğimde gördüğümüz manzara karşısında ne diyeceğimizi bilemedik. O kadar heybetli, tarih kokan, zevkli mimariye sahip kaliteli yapılara sahibiz ki daha içeri girmeden etrafını saran zevksiz binalara rağmen inci gibi duran Kasr bizi içeri çekti. Validebağ Korusu'nun içine girdiğimizde o inciye doğru yürüdükçe sinir kat sayımız arttı. 3. sınıf bile diyemeyeceğim kalitede, plastik sandalyelerden ve türlü türlü promosyon şemsiyelerden mütevellit çay ocaklarının Kasr'ın bahçesini istila etmişti. Buna nasıl tahammül ediliyor doğrusu şaştık kaldık. Paris'te Louvre Müzesinin bahçesine bunu yapsalar başta Cumhurbaşkanları istifaya zorlanır. Kasr'ın heybetli kapısında fotolar çekilip içeri girdiğimizde ise bambaşka bir rezaletle karşılaştık. Bu da güzelim yapıyı gezemeyecek olmamız ama bu mekanda isteyenin düğün yapabiliyor olması... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hababam Sınıfı filmlerinin çekildiği sınıf ve okul binası da burası zaten. Hababam Sınıfı'nın olduğu odayı müzeye çevirmişler, içeri girerken cüzi de olsa bir ücret ödedik. (*) "Bu temizlik masrafları için alınıyor dendi" helal olsun dedik. İçeriye girdiğimizde ise hüsranın bir başkası... Sınıf aynı sınıf ,nefis ama sıralarda öğrencilerin resimleri var. Hem de kartondan... Hem de korumasız, ziyaretciler sıralara oturup resimleri kucaklayıp fotolar çekiliyordu. Bu rahatsız edici durumla birlikte içeride çok kalamadan bir kaç foto çekip çıktık. Bu arada binanın tamamınını gezemiyorsunuz ama arka kısmına mutlaka dolaşın çünkü filmlerde Mahmut Hoca'nın beklediği meşhur okul kapısı aslında binanın arka kapısı.. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Müze ziyaretimiz bittikten sonra korunun içerisinde yürüyerek Koşuyolu'na doğru ilerledik. Zaten yürüyüş mesafesi 2-3 dakika sürdü. Koşuyolu, İstanbul'un cendere gibi üstüne gelen kalabalığından etkilenmeyen sakinlikte ve yeşillikte çok sempatik bir semt. Hele Ceviz Ağacı'ndan başlayıp E5 bağlantısına kadar inen Koşuyolu Caddesi'nin üzerinde çeşitli park, restaurant, cafe gibi alternatiflerin olması ama bunlara rağmen herhangi bir kalabalık olmaması çok etkileyici. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
E5'e kadar inip taksiye binip Moda'ya gitmek istedik ancak fark ettik ki saat 17:00. Yani Barış Manço Müzesi'de İstanbul'daki bir çok butik müze gibi kapandı. (**) Ziyareti yapamayacağımız için rotamızı doğru Dragos'a çevirdik. Yorulduğumuz bir günü anlamlı ve dingin kapatmak için Dragos Balıkçısı'na geçtik. Adalar manzası, deniz, yeşillik ve serinlik burayı eşsiz kılıyor. Burası çok ekonomik bir mekan değil ama bizde her gün İstanbul'da yaşamıyoruz ki. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yarın; Salacak, Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Boğaziçi Köprüsü, Mahmutbey gişeler, Silivri, Lüleburgaz, Kaynarca, Pınarhisar rotasındayız... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
(*) Kültür Bakanlığı'nın sağladığı müze kartımız var. Gezdiğimiz 10 müzenin en az 8'inde para ödemek zorunda kaldık. Para ödeyerek gezdiğimiz hiç bir müzenin temizliğinden ve özeninden de memnun kalmadık. Neden Kültür Bakanlığı müzeleri denetlemez? Neden Müze Kart diğer müzelerde geçmez? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
(**) Müzelerin ve özellikle şehir içlerinde yer alan özel butik müzelerin neden 17de kapandığını anlamak mümkün değil. En azından turizmin zirve ayları olan Mayıs-Ekim arasında kapanış saatlerini 20'ye çekseler olmaz mı? Daha fazla insana erişme gibi bir niyet varsa -ki zaten açılış amacıdır muhtemelen müzenin- düşünülmesi gereken bir konu. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0Koşuyolu, Kadıköy/İstanbul, Türkiye41.0090866 29.0387190999999840.9971041 29.01854909999998 41.021069100000005 29.05888909999998tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-9036526950158771732019-08-01T00:50:00.001-07:002019-08-02T00:00:52.535-07:00Tour de Thrace | Day 1 | İzmir - İstanbul Stage<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
Temmuz ayı boyunca Fransa Bisiklet Turu (Tour de France) izleyip ardından yola çıkarsanız, başlığın da Tour de Thrace olmasını istemek dayet doğal çünkü bu yazı dizisinde okuyacaklarınız aynı TDF'deki gibi birbirinden farklı etaplarda birbirinden farklı koşullarda yaşanmış bir gezi hikayesidir. Bu başlık açıklamasını yaptıktan sonra konumuza girebiliriz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yıllarca gezen ve gezilerinin çoğunu karayoluyla yapan, bu alışkanlığını eşiyle birlikte devam ettiren birisi olarak 6-7 senedir uzun metraj bir seyahat yapamamış olmanın verdiği özlem ve heyecanla, geçtiğimiz seneden, bu seneye ertelediğimiz Trakya turu için İzmir'de hazırlıklarımızı tamamlayıp, İstanbul, Kırklareli, Gelibolu için konaklama planlarımızı yaptıktan sonra yola çıktık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İlk rotamızı İzmir'den yola çıkıp İstanbul'a varmak üzere planlamıştık. Yol üzerinde bir gezi planımız yoktu. Sabah saatlerinde İzmir'den çıkıp eski yol üzerinden Manisa , Saruhanlı, Akhisar rotasını izleyecektik. Neden yeni açılan otobanı tercih etmediğimize gelince, eğer mesai giriş/çıkış saatlerine denk gelmiyorsa ve vakit sorununuz yoksa hiç bir avantajı olmayan bir yol otoban. Bana göre 38TL gibi fahiş bir fiyatla. Üstelik yolu da çok kısalttığı söylenemez, sadece basabildiğiniz ve ışığa yakalanmadığınız için daha seri oluyor o kadar. Oysaki Sabuncubeli tünelinin açılması ile Akhisar'a artık 50 dakika içerisinde varmanız olası. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Susurluk'ta mola vermeyi planlayarak nonstop ilerlemeye devam ettik. Yol üzerinde Akhisar Balıkesir arasında üzerinden geçtiğimiz İkizcetepe Baraj Gölü'nün eşsiz manzarası çok güzeldi. Eğer önceden bilgimiz olsaydı bu gölün etrafındaki imkanları araştırır burada biraz vakit geçirmek isteyebilirdik. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Balıkesir'i ve enteresan trafiğini de geride bıraktıktan sonra ilk molamızı Susurluk Yörsan Tesisleri'nde verdik. Susurluk ayranı ve çift kaşarlı tost geleneğini yerine getirmeden olmaz. Ama tesis biraz yenilenmiş sanki bir marka ile ortaklık oluşmuş, biraz fabrikasyona dönmüş gibi geldi bize. Kasadan yaptığınız alışverişle size bir kart veriliyor, oturduğunuz masadaki aparata o kartı takıyorsunuz ve siparişiniz gelip sizi buluyor. Böylesine modern bir sistem kurulmuş ama işleyişte yeterli kalitede değil. Çünkü sizin adisyonu üstlenen garson sadece ana siparişi getirip gerisini masada size soruyor. Yani şöyle yorumlayabiliriz, yarı otomatik bir sistem. Susurluk'ta Yörsan ve muadilleri Yasa ve Susurluk Belediye Tesisleri arasında fiyat olarak çok fark yok. Hepsi uygun fiyatlarda. Ritüeli yerine getirdikten sonra tekrar yola koyulduk. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yolumuzun üzerinde her geçişimizde görmekten dolayı bizi heyecanlandıran Karacabey At Çiftliği'ne doğru yola koyulduk. Muhteşem büyüklükte bir tesis bir gün ziyaret edip gezmek isteriz ama tesisler oldukça büyük umarız bir tur organizasyonu vardır içeride... Bence yoksa Tarım Bakanlığı acil olarak düşünmeli. Burası mükemmel bir turistik alan olabilir. Biraz kel tepelere sahip ama ağaçlandırılmamasının bir sebebi vardır mutlaka. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Karacabey'i geçtikten sonra zaten artık Bursa'ya gelmiş sayın kendinizi çünkü Ulubat Gölü'nü boyunca geçtikten sonra otoban başlıyor ve Bursa şehir merkezine girmeden direk olarak olarak Yalova'ya kadar gidebiliyorsunuz. Bizde öyle yaptık. Yalova - Pendik feribotu mu? Osman Gazi Köprüsü mü? tercihlerinden köprüyü zaman kaybetmemek adına tercih ettik. Çünkü Feribot'u 30 dk bekleyecektik ve geçişte çok büyük bir ekonomik kazanç yoktu. Bari vakitten kaybetmeyelim diye köprüye devam ettik. Zaten köprüden geçip karşıya geçtiğimizde daha hala feribot sırası bekliyor olacaktık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Rotamızı konaklayacağımız Kartal'daki evimize doğru çevirdik. Yaklaşık 6 saatte (içinde 1 saat molası da var) İstanbul'a girmiş olduk. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Akşam üzeri bir saat olduğundan hemen yerleşip, üzerimizi değiştirip kendimizi sokağa attık. İstanbul'da araba kullanmak için emekli olmanız, bol vakit ve paranızın olması ve bir o kadar da sabırlı olmanız gerek. Bizim gibi kısıtlı zamana sahipseniz mutlaka toplu ulaşım araçlarını tercih edin. Biz de öyle yaptık. Kartal Sahili'nden geçen Marmaray'a kendimizi attık. Biliyorsunuz bundan bir kaç sene evvel Haydarpaşa Garı'nın iptal edilmesi ile birlikte banliyö trenleri iptal olmuştu. Halkalı'dan kalkıp, boğazın altından geçerek Anadolu yakasına gelen Marmaray hattını bu banliyö hattına bağlayarak Halkalı - Gebze hattını oluşturdular. Henüz bir kaç aylık geçmişi var ama inanılmaz faydalı olmuş. Tek kusuru banliyö hattını kullandığı için biraz sık istasyonu var ve yavaş. Ama olsun yine de Kartal'dan Suadiye'ye 22 dakikada vardık. Akşam saati arabayla bunu yapmak neredeyse imkansız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://scontent.fosl1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/67412322_10157416850187748_5446948722460065792_n.jpg?_nc_cat=107&_nc_oc=AQl3-ac1hAwwVQnC_IY7_TLKMerEEOWdvbWpZq5xkqxaSB4oBSx-FJl0Ef1cq36b468&_nc_ht=scontent.fosl1-1.fna&oh=35303e9ff720980aa147875f43a90136&oe=5DE7EBB0" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="800" height="240" src="https://scontent.fosl1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/67412322_10157416850187748_5446948722460065792_n.jpg?_nc_cat=107&_nc_oc=AQl3-ac1hAwwVQnC_IY7_TLKMerEEOWdvbWpZq5xkqxaSB4oBSx-FJl0Ef1cq36b468&_nc_ht=scontent.fosl1-1.fna&oh=35303e9ff720980aa147875f43a90136&oe=5DE7EBB0" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Suadiye'de inip kendimizi Cadde'ye attık. Bağdat Caddesi her zamanki canlılığında diyemedim çünkü yaz ayı olmasının verdiği bir tenhalık söz konusuydu. Diğer yandan sanıyorum cadde üzerindeki fahiş konut kiraları işletmeleri kaçıran diğer bir unsur olmuş ki çok sayıda boş dükkan gözümüze çarptı. Suadiye, Şaşkınbakkal, Caddebostan boyunca yürüyüp acıktığımızı hissettik ve kendimizi tavsiye üzerine <a href="https://goo.gl/maps/q4FAP7b61kf3egtu6">Brasserie Polonez</a>'i tercih ettik. Cadde üzerinde bir masa bulup hemen konuşlandık. Menüyü incelediğimizde oldukça çeşitli bir menü olduğunu ve fiyatların da hiç o kadar abartılı olmadığını söyleyebiliriz. Gayet lezzetli yemekleri yedikten sonra mekan hakkında olumlu bir kaç şey söylemek isterdim ama zaten Google üzerinden baktığınızda 1800 kişinin yorum yaptığı mekanın 4.3/5 ortalama beğeni aldığını görebilirsiniz. Sadece tavsiye edeceğimiz az söyleyin çünkü servisleri büyük ve mutlaka Felafelli Salata'sını tadın... Lübnan mutfağı ile Ege mutfağı ancak bu kadar güzel entegre edilebilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir süre daha caddede vakit geçirdikten sonra yol yorgunluğunu da göze alarak direk olarak geri döndük. Konakladığımız manzaranın tadını çıkartmak için sabırsızlanıyorduk. Adalar manzaralı balkonda, Sabiha Gökçen'e inen uçakların kuğu gibi süzülüşünü izleyerek gecenin serinliğinin tadını çıkartarak ilk günü tamamladık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ertesi günü için planımız kızımızı Kidzania'ya götürmek sonrasında vakit kalırsa Adile Sultan Kasrı ve Barış Manço müzesini gezmekti. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu ve bir kaç yazımızı fotolarla süsleyemeyeceğiz çünkü Google Fotoğraflar'ın azizliğine uğradık ve çektiğimiz tüm resimler uçtu gitti. Anılarımızda bir parça olarak kaldı.</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0İstanbul, Türkiye41.0082376 28.97835889999998940.6247881 28.332911899999988 41.3916871 29.62380589999999tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-91943199266410269522019-07-31T22:54:00.003-07:002019-07-31T22:54:53.434-07:00Tour de Thrace <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY3zT3QbXHn36ew_2ahun6pxUAP4oVOsTLZja3q7gAFl4gDyRgxO2hdlWDE_l37kMJXEjf0doF-HhDyS-pb9IP-gQRXqv-cEzOqlm1WUt3hLMtaKWSBssxXJq2S3C1AqK5yB2OA1ln6VVe/s1600/Capture.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" data-original-height="840" data-original-width="869" height="309" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY3zT3QbXHn36ew_2ahun6pxUAP4oVOsTLZja3q7gAFl4gDyRgxO2hdlWDE_l37kMJXEjf0doF-HhDyS-pb9IP-gQRXqv-cEzOqlm1WUt3hLMtaKWSBssxXJq2S3C1AqK5yB2OA1ln6VVe/s320/Capture.JPG" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun zamandır gezi rotamızda bulunan ama bu yaza sakladığımız Trakya turumuzu önceki gün itibari ile tamamlamış bulunuyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6 gün süren 1600 km yol yaptığımız seyahatimize dair gözlemlerimizi yazmaya başlıyoruz hazır mısınız?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8 şehir ... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bursa, Balıkesir, Yalova, Istanbul, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Manisa </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çok güzel köyler kasabalar ... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gelibolu, Lüleburgaz, Kaynarca, Evreşe, Anafartalar, Eceabat, Kilitbahir, Keşan, Uzunköprü, Havsa, Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tarihi/Kültürel Yerler... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Selimiye Camii, KapalıÇarşı, Conkbayırı, Anzak Koyu, Bayraklı Baba, Gelibolu Feneri, Troia Antik Kenti, Çanakkale Deniz Müzesi, Truva Atı, Adile Sultan Kasrı, Hababam Sınıfı Müzesi, Kız Kulesi, Beylerbeyi Sarayı, Atatürk Evi </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Doğal güzellikler... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ergene Ovası, Meriç Nehri, Istanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Gelibolu Kordon, Hamzakoy, Arı Burnu, Kaz Dağları
... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Trakya daha bitmedi. Istranca, Longoz Ormanları, Saros, İğneada, Şarköy, Enez, Selanik, Üsküp, Radoviş, Kırcaali, Burgaz, Filibe, Kavala... bir dahaki sefere</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yazılar sırayla geliyor... </div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-22718087706585275022017-08-14T12:49:00.000-07:002017-08-14T12:49:03.034-07:00Otoban Kültürü<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
Çok kısa yazacağım...<br />
<br />
Sürücülerin gitmesi gereken öncelikli şerit sağ şerittir.<br />
<br />
Yavaş gidiyorum diye orta şeritte ömür boyu gitmeniz trafiğin allak bullak olmasına sebep olur.<br />
<br />
Hızlı gidiyorum diye sol şeridi işgal etmeniz de abesle iştigal etmektir.<br />
<br />
Hızlı da gitsen gitmen gereken maksimum bir hız sınırı var unutma... Ama gitmen gereken şerit sağ şerit.<br />
<br />
Eğer seni sağlayan birileri varsa yanlış giden bir şeyler vardır. </div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-13874078202860465752017-08-12T12:24:00.001-07:002017-08-12T12:24:57.770-07:00Günlüklü<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/120_3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: justify;"><img border="0" src="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/120_3.jpg" data-original-height="536" data-original-width="800" height="214" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Coğrafya derslerinden hatırlarsınız Ege Bölgesi konusu işlenirken dağların denize dik uzandığı ve bu nedenle kıyılarının bir dantel gibi girintili çıkıntılı olduğu anlatılırdı. Bu dantellerin İzmir'in kuzey ilçesi Bergama ile başlayıp, Muğla'nın son ilçesi Seydikemer'de bittiğini haritalara bakarak kolayca görebilirsiniz. Zaten Ege bölgesi de bu dantellerin başlayıp bittiği yerlerle sınırlı bir sahil şeridine bağlıdır. Bergama'nın kuzeyi Marmara, Seydikemer'in doğusu Akdeniz Bölgesine bağlıdır ve bu bölgeler artık daha düz sahil şeritlerine sahiptir...</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu yazımızda konu alacağımız Günlüklü ise Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı bir mahalle olan Kargı'nın Küçük Kargı Tabiat Parkı'nın da içerisinde bulunduğu Ege'deki binlerce koydan birisi. Bu koyun özelliği -aynı zamanda bir tabiat parkı olmasını da sağlayan- dünya üzerinde çok nadir rastlanan Sığla ağaçlarından oluşan bir ormanlık bölge olması. Zaten koy da adını Sığla'nın yerel ismi olan Günlük ağacından almış. Günlüklü Koyu, Göcek'i geçtikten 10 km sonra, Fethiye'ye 17 km uzaklıkta bulunuyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/128_IMG_3464%5B1%5D.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/128_IMG_3464%5B1%5D.png" data-original-height="599" data-original-width="800" height="239" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Çok uzun zamanlar bu koyun çadır kampı olarak kullanıldığı ve yaklaşık 10 yıl önce çeşitli sebeplerle bu kampın yasaklandığı bazı kaynaklarda belirtiliyor. Şimdilerde bizimde tanışmamıza sebep olan The Bay Beach Club oteline ev sahipliği yapıyor. Otelin resmi sitesinden öğrenebildiğimiz kadarı ile bu bölgenin sadece dörtte biri otel tarafından kullanılıyor, geri kalan bölümü ise tabiat parkına ait. Ancak görünüşe göre sahilin tamamı otel tarafından kullanılıyor. Hatta eskiden çadır kampına ev sahipliği yapan bölüm şimdilerde otelin günü birlikçilere ayırdığı bölüm. Ama işletme yine otelde. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Otel, 20 standart oda 26 adette çeşitli ölçek ve kalitede bungalov evlerden oluşuyor. Standart odalar da bungalovlar da ahşaptan yapılmış olması sebebi ile etrafta çok fazla betonlaşmaya sebep olmamış görünüyor. Ağaçlarda mümkün mertebe korunmaya devam ediyor. Ancak tesisin yapımı için herhangi bir bölümde kesim yapıldı mı bilmiyorum. Bence kesim yapılmadan tesis yapılması pek olası değil. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/836_havaresmi.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/836_havaresmi.jpg" data-original-height="704" data-original-width="800" height="281" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Tesisin güzel tarafları her şey dahil sistemini uygulamıyor olması, animasyon ve gürültülü beach partileri vermiyor olması, yabancı turiste yönelik şaklabanlıklar peşinde olmaması, nispeten doğaya duyduğu saygı olarak sayılabilir. Ancak bu %100 mükemmel olduklarını da sağlamıyor. İki sene önce kaldığımda odamın üzerindeki ağaçlarda onlarca sincap dolaşır, ördekler, tavuklar verandamızda gezerdi. Bu sene gittiğimizde iki kez sincap gördük bunun sebebini bilmiyorum ama sanırım otel doğal yaşam koşullarına aykırı bir şey yapmış olabilir. Ördeklerde artık insan içine çıkmıyorlar. Bu doğallığın yok olduğuna dair bir işaret. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Personeli güler yüzlü. Tesis artık eskimeye yüz tutmuş ve işletmeciler yukarıda da belirttiğim üzere artık doğallığa ve samimiyete değil sanırım biraz daha kapitalist kaygılara önem veriyor. Bu da ister istemez büyüyü bozuyor. Yalnız bir gerçeği belirtmeden geçemeyeceğim, siz ne yaparsanız yapın müşteri profiliniz saygıdan bihaber, aç gözlü, müsrif ve doğa düşmanı ise tamamen suçu işletmeye doğrultamam.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yemekler konusunda her şey dahil sistem olmamasına rağmen kalite çok yukarılarda değil. Konaklama ücretleri de ucuz değil. O halde yemek kalitesini biraz arttırmalarını salık vermek haddini kendimde bulabilirim. 5 yıldızlı bir tatil köyünde yeme içme konusunda ne kadar acı çekiyorsam burada da aynı zulmü çektim ama ödediğim fiyat aynıydı. Alkolsüz tüm içecekler self servis olması koşuluyla gün boyu ücretsiz. Ama Türk Kahvesi, Portakal suyu, Alkollü içecekler vb isterseniz ekstra. Örnek vermek gerekirse bir fincan kahve 8 TL. Ama hakkını vermem gerek bu sene menü de yer alan peynirler uzak ara ömrü hayatımda yediğim en iyi otel peynirleriydi. Hatta çok güzellerdi diyebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/708_gece.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/708_gece.jpg" data-original-height="535" data-original-width="800" height="213" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Doğa'nın sesini bozan tek şey eğlenen çocuklar ve vakitsiz öten horozlar ki bunlarda tatilin dinlencesini bozan değil arttıran şeyler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Denizi dümdüz girişi azıcık taşlık ama çok az bir kısım, gerisi kumsal, sığlık/derinklik oranı oldukça makul. Su sıcaklığı yaz dönemi boyunca ılık serin arası kıvamda. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tesis yemyeşil bir ortamda olduğundan ister sahilde kumsal üzerinde, ister bir adım gerisinde ağaç altında isterseniz de iki adım arkada çim alanda gününüzü geçirmeye müsait. Belirtmek gerek ki ağaç gölgesinde oturanlar gün içinde denize girmeyi unutacaklardır. Her gün bir kitap bitirecek, hiç terlemeyecek, arada bir ihtiyac gidermek üzere bulunduğu mekanı terk edecektir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/662_e.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.thebaybeachclub.com/uploads/662_e.jpg" data-original-height="535" data-original-width="800" height="213" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Çim alanda ise onlarca hamak ve oturma grubu rahat bir tatil geçirmeniz için sizi bekliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yok yok yukarıdaki cümlemi şöyle değiştirmek istiyorum. Otel yönetimi gelen misafirlerinin rahat edebilmesi için herşeyi düşünmüş hatta neredeyse oda başına bir tane düşecek kadar hamakta almış ama saygı, paylaşım nedir bilmeyen misafir profili, bütün gün denizde deve güreşi yapmasına rağmen sabah 5'te kalkıp bütün havlularıyla hamakları, yanlarındaki oturma gruplarını ve sahildeki en ön şezlongları işgal etmiş olabiliyor. Toplam 4 kişi olsalar da hamak, 4'lü oturma grubu, 4 şezlong işgal edip hiç birini 5 dk kullanmadan günü geçirebiliyorlar. Hiç üşenmedim bir hamak sülüğünü bütün gün takip ettim. Gün boyunca hamak kullandıkları süre sadece 12.5 dk. Ama sabah 5'te hamak onlar tarafından işgal edilmiş, akşam sahili terk ettiğim 18'de hamakta hala havluları vardı ve onlardan başka kimse faydalanamamıştı boş hamaktan. Bu ayıba otel yönetiminin çare olması gerekiyor. Bunu yazarken çözümün aile içi eğitimde olduğunu bilerek yazıyorum, otel yönetiminden bu kadarını beklemiyorum elbette. Gece yarısı sıcak su arayışımın çocuğumun rahatsızlığından olabileceğini düşünerek sabah halkla ilişkiler müdürünü bize yönlendirecek kadar ince bir yönetim anlayışı olmasına rağmen. Bu arada bu tecrübeyle bir şey daha öğrendim. Otel odalarından hızlı su ısıtıcılar toplatılmış bu sene çünkü amaç dışı kullanımlar görülmüş. Arkadaşlar, soruyorum size bir kettle amaç dışı nasıl kullanılmış olabilir de otel yönetimi bu önlemi almak zorunda kalmış olabilir? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yukarıda yazdıklarım konuyu çok saptırdı ama kabul edelim ülkemizin insan profili bu... 5 yıldızlı otel seviyesinde değil. Dolayısı ile otellerimizde yıldızları seviyesinde değil. Müşteri profili seviyesinde... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kısaca özet geçeyim.5 yıldızlı tatil köylerinde gürültüden ve aksiyondan dinlenemiyorsanız aynı fiyata burada ruhunuzun dinleneceğini söyleyebilirim. Ancak yemek ve hizmet kalitesinde daha iyi burası diyemem. Genelde çocuklu aileler için mükemmele yakın yorumunu yapabilirim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Otelin doğaya dönmesini ivedilikle tavsiye ederim. Boşverin para kazanma kaygısını, siz doğaya dönün, doğa zaten size vereceğini vermiş daha fazlasını tüketmeyin. Resmi sitesinde ve internet kaynaklarında otelin kime ait olduğunu göremedim. Bunu saklamak düşüncesinde olmadığınızı bir ihmalkarlık olabileceğini düşünüyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-11971328722268665052017-05-15T03:05:00.001-07:002017-08-12T02:51:54.249-07:00Yönetilemeyen Şehir - 1 / Tramway<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
Kentimiz kalabalıklaştıkça alternatif ulaşım yöntemleri bulma zorunluluğu da belediyelerimizi zorluyor. Çünkü kentin yapısal planları hiç bir zaman 50 yıl ötesini ön görerek yapılmadığı için bazı bölgelerin gelişimi mümkün olmuyor. Örneğin Alsancak, Hatay, Karşıyaka merkezi vb. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu geliştirme çabaları içerisinde Çakmur ve Özfatura'nın hayalini gerçekleştirmek Priştina'ya nasip olmuş ve 2000'li yıllarda metro ile tanışmıştık. Sonrasında metronun doğu-batı hattına alternatif, kuzey güney hatlarını TCDD ile birlikte ortak projede geliştirilip, kente kazandırılmıştı. Metro'ya son ekleme doğu-batı hattının Üçkuyular'a kadar uzatılması ile olmuştu. Şimdilerde doğu batı hattının Narlıdere'ye, kuzey-güney hatttının ise Selçuk ve Bergama'ya kadar uzatılması üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu arada yine raylı sistemin Ödemiş yönündeki ayağına da bir iyileştirme düşünülüyor. İlçelerimiz için çok güzel haberler değil mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Maalesef aynı haberi kent içindeki en yoğun bölgeleri için veremeyeceğim. <a href="http://web.archive.org/web/20120518093325/http://www.izmir.bel.tr/UploadedPics/File/Tram_Raporu.pdf">2009 </a>yılında ön taslağı yapılan İzmir'de tramvay hatları projesi, Aralık 2009'da yayınlandığında, tramvayın ilk etapta 4 hat olarak düşünüldüğü, hemen akabinde 5. hattında çalışmalarına başlanacağı belirtiliyordu. Bu hatlar Karşıyaka, Bornova, Buca ve Konak hatlarıydı. 5. hat ise Narlıdere Urla hattıydı. Bakıldığı zaman, belediyecilik kombine ulaştırma anlayışına müthiş katkı sağlayacak, bireysel trafiği toplu taşımaya dönüştürecek bir hamleydi. 4 etaplı proje tamamlandığında yaklaşık 600 bin kişi günlük olarak bu hatlardan faydalanacaktı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aklı selim herkesin projenin başlığını okumasıyla aklında canlandırdığı ilk şey şu olmuştur; Metro ve deniz hatlarına dik, şehrin iç bölgelerine kombinasyonu sağlayacak hatlar müthiş faydalı olur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Projeyi görenler, Karşıyaka ve Konak hatlarının tahmin edilenden çok uzak, denize paralel düşünüldüğünü görmüştü. Herkesin söylediği şuydu; "d<i>enize paralel tramvay yapılacağına, deniz ulaşımını arttırmak için iskele yapılsın</i>" ve görüşlerin dikkate alınacağını umuyordu. Keza Bornova ve Buca'da metro ve deniz ulaşımını destekleyecek proje çizilmişti. Zaman geçtikçe artık ne tür tasarılar yapıldıysa, Nisan 2015'te ilk kazması vurulunca anladık ki, hiç bir uyarı dikkate alınmamış, hatta daha fazla fayda sağlayacak Buca ve Bornova hatları önceliklerden çıkartılmıştı. Karşıyaka hattının 2017 yılının Ocak ayında hizmete gireceği belirtilmişti. Karşıyaka hattı projede AOSB'ye kadar gideceği düşünülse de Mavişehir AVM'lerin orada sona eriyordu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Proje, Belediyenin tüm itirazlara, uyarılara kulak tıkayarak son derece kararlılıkla devam ediyordu. Devam ettiği sürece tüm çalışmalar mesai saatleri dahilinde yapıldı. Ana arterlerin bu kadar iğfal edildiği bir projeyi 7/24 çalışıp bir an önce bitirmek yerine yağmurda çamurda ara verilen parklar ve bahçeler projesi gibi düşündüler herhalde. Sorulduğunda maliyet analizleri çıkartıldı. Oysaki belediyenin maliyet analizinde öngörülmeyen milli gelirin çarçur edilmesi yoktu. Yani binlerce araç ile yollarda zaman ve yakıt hiç öngörülmemişti. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İte kaka giden projede, 2017 Nisan ayında Karşıyaka hattı kademeli olarak testlere başladı. Daha inşaat halindeyken 2 kişinin canına mal olan ve sayısız kazaya ve maddi kayba sebep olan proje, yazıyı yazdığımız Mayıs 2017 itibari ile halen test sürüşlerine devam ediyor ancak kayıp sayısı ve kaza sayısı her geçen gün artıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu proje için önerilerim şuydu; Karşıyaka'da tramvay yapılacaksa Hergele Meydanı'ndan Soğukkuyu'ya ya da Yunuslar'dan Örnekköy'e diklemesine yapılması. Bostanlı'dan da Çiğli'ye gitmesiydi. Keza Konak hattı içinde, Üçkuyular İskelesi'nden, Balçova'ya ve İnciraltı'na yapılmasıydı. Aslen en çok fayda, Buca Şirinyer'den, Buca Tınaztepe'ye, Bayraklı Salhane'den, Doğanlar'a ve hatta Halkapınar'dan, Altındağ'a uzanan projeler olacaktı. Ne var ki artık planının kimin yaptığını bilmediğim bu proje sayesinde İzmir'de bir noktadan bir noktaya ulaşım 2014 senesinin 2 katı süresine çıktı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Korkum o dur ki; Metro hattının üzerinde işleyen otobüslerin, tramvaya paralel devam etmesidir. Bu sonuç hiç şaşırtmaz çünkü halen metro hattına paralel ve üzerinde işleyen otobüs hatları var. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ne diyeyim kenti yönetenler kentin fikrini almadan bu çılgınlığa kalkıştılar. Ha kenti yönetenleri atayanlar da kentin fikrini almadan aday önermişlerdi. Maalesef İzmir'in her daim iktidara muhalefet olma adetinin makus sonucu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım sonu hayırlı olur. </div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-55218892876422185842017-04-14T22:10:00.000-07:002017-04-14T22:10:29.383-07:00Referandum 2017 <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i.ahaber.com.tr/galeri/turkiye/iste-son-referandum-anketi-sonuclari/2_d.jpg?6622" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://i.ahaber.com.tr/galeri/turkiye/iste-son-referandum-anketi-sonuclari/2_d.jpg?6622" height="175" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2017 yılı Nisan ayı 15'i itibari ile düşüncelerimin tarihe not düşülmesi amacı ile...</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
15 Temmuz 2016'da yaşanan akla mantığa sığmayacak, başkaldırı, kalkışma, darbe teşebbüsü - veya her nasıl tabir ediliyorsa- önlendikten sonrasında birlik beraberlik görüntüsü çizen siyasi partiler el birliği ile kökünü kazıyacağına, başka mecralara savruldular. Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli tarafından anayasanın değiştirilmesi, gerekirse başkanlık sistemine geçilmesi önerildi. Bu öneri iktidardaki AKP tarafından yıllardır beklenen gollük pasın gelmesiydi belkide.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hemen kollar sıvandı bir anayasa paketi hazırlandı ve olması gerektiği gibi meclise getirildi. Bu arada bu meclise getirilen öneriyi iktidar partisi hazırlamıştı. Oysaki meclis çoğunluğunun önceliğini belirleyeceği 5-10 maddenin oy birliği ile kabul edilmesi, ardından da köklü bir değişimin hazırlanacağı bir komisyon kurulacağı bekleniyordu. Tahmin edildiği gibi maksadından şaşılmıştı. Anayasa değişikliği Türk Tipi Başkanlık sistemine indirgenmişti. Darbe girişimini önleyecek, devlet içinde mantık dışı yapılanma ve örgütlenmenin önüne geçecek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını sağlayacak hamleleri beklerken, alelacele bir sürü madde ile Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlık sistemini tartışır olmuştu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://ichef-1.bbci.co.uk/news/320/cpsprodpb/16533/production/_93534419_037223610-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://ichef-1.bbci.co.uk/news/320/cpsprodpb/16533/production/_93534419_037223610-1.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Anayasa görüşmelerinin başlamasından önce OHAL süresi bir kez daha uzatılacaktı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-38529200">Türk Tipi Başkanlık Sistemi </a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
330 milletvekili tarafından onaylanan madde Cumhurbaşkanı önüne referandum için götürülebilecekti. Eğer bir madde 367'yi geçen sayıda onay alırsa referanduma gerek kalmadan kabul edilmiş sayılacak ve anayasanın gerekli düzeltmesi yapılmış sayılacaktı. Bu koşullarda 18 maddelik tasarı oylamaya başlandı. Meclis'teki oylamalar bir sürü ayıp altında tamamlandı. Sürekli kavgalar, cepheleşmeler, vekillerin özgür iradelerine yapılan müdahaleler, henüz davası sonuçlanmayan tutuklu/gözaltında olan milletvekillerinin hak mahrumiyetleri, oy kullanmada yapılan usülsüzlükler gölgesinde 2'şer kez oylanan maddeler kabul edilerek Cumhurbaşkanı'na sunuldu. O da beklendiği gibi konuyu halkın onayına sundu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspx">Anayasa Değişiklik Teklifinin Karşılaştırmalı Analizi</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kanunlar gereği 60 gün dolar dolmaz ilk Pazar günü halkın huzuruna gidilmeliydi. Ne varki o tarih OHAL kapsamında kalıyordu. <a href="http://www.birgun.net/haber-detay/ohal-de-referandum-142025.html">OHAL döneminde referandum yapılması ne gibi sakıncalar doğurabilirdi? </a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
16 Nisan 2017 Pazar günü referandum tarihi olarak belirlendikten sonra tüm siyasi partiler ve sivil topum örgütleri çalışmalarına başladılar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
AKP ve MHP evetin öncü birlikleri olurken günler geçtikçe HüdaPar, BBP parçalı da olsa bu anayasa değişikliğine destek olacaktı. Diğer tarafta ise CHP, HDP, Saadet Partisi, Vatan Partisi, TKP, KP, HKP, Hepar Hayır grubunda bulunuyordu. Yani muhafazakar milliyetçilere karşı, liberaller, sosyalistler, sosyal demokratlar, ulusalcılar, milli görüşçüler, komünistler, yenilikçi milliyetçiler... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tüm partiler inmedi sahaya. AKP, CHP, MHP kısmen, MHP'nin ihrac edilmişleri, Vatan Partisi, HDP indi sadece. Tahmin edeceğiniz üzere her geçen gün seviye düştü. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
<a href="http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/styles/newsimagestyle_615x410/public/c78tjn-w4aea85s.jpg?itok=_IFXEyAr" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: justify;"><img border="0" src="http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/styles/newsimagestyle_615x410/public/c78tjn-w4aea85s.jpg?itok=_IFXEyAr" height="213" width="320" /></a><div style="text-align: justify;">
Devletin tüm imkanlarını kullanarak tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı bile... Tarafsızlık üzerine yemin etmiş, 15 yıldır iktidarı elinde bulunduran, bu süre zarfında herhangi bir yasama talebi reddedilmemiş olan, kısacası ülkenin mutlak iktidarını simgeleyen Cumhurbaşkanı, yetkilerinin daha da arttırılması ve üzerindeki kontrol mekanizmasının hafifletilmesi için bizden toplanan vergilerle yaptırdığı milyon liralar sarayını terk edip, yine bizden topladığı vergilerden oluşan bütçesiyle milyon liralar harcayarak <a href="http://t24.com.tr/haber/cumhurbaskani-hangi-butce-ile-referandum-kampanyasi-yurutecek,384693">sahaya indi</a>. Üstelik yıllardır muhalif olan sesi susturduğu ve güdümünde haber yapan kanallardan ibaret medyayı ayağına çağırarak taht dekorlu sahnelerde demeçler/söyleşiler/röportajlar yaptı. Yani sadece bu açıdan bakılacak olursa bile başkanlık sistemine geçilmesi halinde nelerle karşılaşılabileceğinin sinyalini veriyordu. Esas son günlerde bir bomba patlattı ki yenir yutulur tarafı yok. Kendisini Hz. Muhammed ile aynı kaderi paylaştığını söyleyerek peygamberlik yolunda bile adım attı.. </div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<iframe width="320" height="266" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/bJ-fbjj1jU8/0.jpg" src="https://www.youtube.com/embed/bJ-fbjj1jU8?feature=player_embedded" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Başbakan sanki cebinden mi harcıyordu masrafları... Hayır tabiki de... O da makamının tüm imkanlarını kullanarak halkın huzuruna inmişti. Ama onun durumu biraz daha zordu çünkü anlatmaya çalıştığı şey, şu an oturduğu ve forsunu kullandığı makamın aslında gereksiz olduğu ve ortadan kaldırılması gerektiğiydi. Sanıyorum ne kendisi inanıyor bu söyleme ne de karşısındakini inandırabiliyor. Söyleşilerinde zaten inanamadığını <a href="http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/717472/Basbakan_Yildirim_ve_ismail_Kucukkaya_arasinda_Davutoglu_tartismasi__Sen_nasil_boyle_dusunursun...html">onaylar gibi cümleler kuruyor</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Diğer bakanları saymayacağım bile. Hepsi sahadalar, halka hizmetle görevli bulundukları makamlarının verdiği güç ve imkanlarla sokak sokak dolaşıp taraf oluyorlar. Öyle ki devletin tüm kademesindeki personellerde aynı şekilde sahadalardı. <a href="http://www.birgun.net/haber-detay/denizli-valisinden-evet-mitingine-cagri-150878.html">Valiler bile bu dönemde bildiğiniz il teşkilatının yöneticisi gibiydi. </a> Kraldan çok kralcılar Hayırlı İşler, Hayırlı Günler gibi dillere pelesenk olmuş günlük iyi dilekleri bile yasaklamışlardı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yalnız eksik olan bir şeyler vardı. Evet tarafını savunan iktidar partisine MHP tarafı sahaya inerek destek olmuyordu yeterince. Ayrıca önlerine toplanan kalabalıklara oylanacak maddeleri ve gerekliliğini de anlatmıyorlardı. Varsa yoksa mağduriyet yaratacak konular, CHP zihniyeti ile uğraşan cümleler, bel altı vuruşlarla toplumu kutuplaştıracak söylemler vardı sahalarda. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Karşısındaki cephe ise tam donanımlıydı. Barolar Birliği bildiğiniz parti gibi çalışıp Anayasa teklifinin iyi bir şey olmadığını savunuyordu. CHP ise büyük mitingler yerine saha ziyaretleri ve toplantıları parti kimliğinden arınmış olarak yapmak istiyordu. Vatan Partisi ise sahalardaydı her zamanki gibi. Haziran Hareketi, Sol fraksiyonlar, HDP ve diğerleri ise çeşitli etkinliklerle neden anayasanın kabul edilemeyeceğini tane tane anlatıyorlardı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu kadar yetki kimseye verilmezdi ki bir başka düzenlemeyle kontrol ve teftiş hakkı da yoktu kimsede... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Anlatacak bir şeyleri olmadığı için Evet cephesinden gün geçmiyordu ki bir <a href="http://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2017/04/14/referandum-yarisinin-gaflari-ve-polemikleri/">gaf çıkmasın</a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Algı operasyonları da başka bir yapıydı. Referandumdan bir aydan fazla bir süre önce Avrupa'da çıkartılan olaylarda Hollanda ve Almanya'da miting yapmak isteyen bakanların izin alamamasına rağmen zorla adamların ülkesine gidip topluluğa konuşma yapmak istemesi çok aleniydi. Her ülkenin kendine has kuralları vardır ve bir başka ülkenin buna uyması için girilen ilişkiye diplomasi denir. Türkiye hiç bir diplomatik çapa sığmıyordu. O ülkenin bakanıymış gibi davranmak istiyordu bakanlarımız. Haliyle izin verilmedi. Haliyle bir mağduriyet oluştu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir başka algı operasyonu ise televizyonlarda ve gazetelerde yapılıyordu. Televizyon kanalları evet cephesinin hangi mitingini vereceğini seçemiyordu. Öyleki Cumhurbaşkanı ve Başbakan miting programlarını çakıştırmamak için çabalarken, bakanlara ancak gece saatlerindeki toplantılar kalıyordu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tüm imkanlara ve haksızlıklara rağmen bir türlü istediği sonuçtan emin olamayan evet cephesi algı operasyonundaki bir diğer enstrümanı anketleri devreye aldı. Ama anketler bile Evet tercihini önde gösterseler bile hiç birisi %5 fark bile koyamıyordu. Bu riskti... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Daha yazacak o kadar çok şey var ki kaldırmıyor bünye. Vaktiniz varsa aratın arşivleri. Siz bulun. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben kısaca özet geçeyim. Hiçte adil olmayan bir şekilde hiç te ihtiyacımız olmayan bir anayasa mücadelesi ile 4-5 ay kaybettik. Bu dönemde toplumsal olarak iyice kutuplaştırıldık. Hayır ve Evet gibi salt fikir özgürlüğü cevabına indirgendi vatan severliğimiz. Bu dönemde harcanan paralarla ne yatırımlar yapılırdı. Yine de madem halk verecek kararı saygımız sonsuz ama arada bu kadar büyük mentalite farkı varken, oyların kafa kafaya çıkması bir tarafın diğer tarafa haklı olduğunu ispatlamaya yetmez. Yani diyorum ki kafa olarak o kadar ayrıyız ki, %51,52,53 gibi rakamlarla ülkenin sistemini değiştirmek hiç te sağlıklı bir tercih değil. Gördüğünüz her 10 insandan 5'i artık sizden değil gelinen noktada... Bu da ülkenin parçalara ayrılması için ilk şartlardan birisi... </div>
<div style="text-align: justify;">
Acil olarak bu gündemi kapatıp, birlik olma gündemine geçmemiz gerekiyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hayır çıkarsa bu ülke bir şey kaybetmeyecek. Biraz daha fazla meclis çalıştırılarak istenilen mutabakatla anayasa yazımına gidilebilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ama Evet çıkarsa ülkenin yönetim mentalitesi ve yapısı tamamen değişecek. Yaşanmadan öğrenilme ihtimali yok. Yaşama riskini almaya değer mi? İçinde bulunduğumuz coğrafya ve siyasi konjonktür bu riski almaya değmez... Çok kritik bir dönemdeyiz. Birlik olmaktan başka çaremiz yok ama evet kararı bu birliğin bir engeli.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım ülkemiz için hayırlısı olur... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://odatv.com/images/2017_04/2017_04_13/karilari-ve-kizlari-ganimet-olarak-evetcilere-helaldir-1304171200_m2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="http://odatv.com/images/2017_04/2017_04_13/karilari-ve-kizlari-ganimet-olarak-evetcilere-helaldir-1304171200_m2.jpg" height="234" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div>
<div style="font-size: medium; text-align: left;">
http://odatv.com/karilari-ve-kizlari-ganimet-olarak-evetcilere-helaldir-1304171200.html</div>
</div>
<div>
<br /></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe width="320" height="266" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/hX2bYT8yaFk/0.jpg" src="https://www.youtube.com/embed/hX2bYT8yaFk?feature=player_embedded" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>
<div>
https://indigodergisi.com/2017/04/duzici-okkes-namli-hayir-tehdit/</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://foto.sondakika.com/haber/2017/01/30/pinar-altug-dan-cirkin-referandum-yorumu-evet-9213602_6791_m.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://foto.sondakika.com/haber/2017/01/30/pinar-altug-dan-cirkin-referandum-yorumu-evet-9213602_6791_m.jpg" height="132" width="320" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://pbs.twimg.com/media/C3gxPQ4WYAAb7ql.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="178" src="https://pbs.twimg.com/media/C3gxPQ4WYAAb7ql.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQsp346-ZkD29wSdc87NwwF5D_xyxTRJyoMTtZlL8CXhxAQh02J" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQsp346-ZkD29wSdc87NwwF5D_xyxTRJyoMTtZlL8CXhxAQh02J" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://odatv.com/images/resimler/murat%20%C3%BClker.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://odatv.com/images/resimler/murat%20%C3%BClker.jpg" height="153" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div>
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-76517154900810737172017-02-20T10:48:00.002-08:002017-02-20T10:48:50.156-08:00İzmir'in Gazeteleri<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.memurlar.net/common/news/images/401620/headline.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: justify;"><b><img border="0" src="http://www.memurlar.net/common/news/images/401620/headline.jpg" height="160" width="320" /></b></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Bizim çoçukluğumuzda Yeni Asır haricinde başlı başına yerel bir gazete yoktu. Sonraları, Hürriyet ve Milliyet'in başlattığı Ege ekleri bir Yeni Asır kadar olamasa da boşluğu dolduruyordu. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Şimdilerde kaç gazete var bilmiyorum ama 25 Kuruş'tan satılanlardan buldukça alıyorum. </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Örneğin Yenigün, Ege Telgraf, Haber Ekspres, İlkses, 9 Eylül, Yeni Asır aklıma gelen 6 tanesi.</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Hadi gelin biraz yerel gazete konuşalım.. </b> </div>
<br />
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Yeni Asır halen İzmir'in en yüksek tirajlı gazetesi konumunda ama eski 50-60 bin satış rakamlarını mumla arıyor olmalı, şu an 22-25 bin bandında satış rakamları. Yeni Asır bugünlere taşıyan Bilgin ailesi, 90 yılların sonlarında yaptıkları hataların bedelini ödeyip piyasadan çekildikten sonra, Yeni Asır'da basın dünyasına kazandırdığı onca değerli kaleme rağmen geriye doğru düşmeye başladı. Hele son yıllarda iyice taraf olması nedeni ile hiçte takip edilir yanı kalmadı sanırım. 4 milyonluk şehirde 22 bin rakamı komik çünkü. İzmir gibi muhalif kentte taraf olmanın bir bedeli olacaktı, onu ödüyorlar ama hiçte umurlarında olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Yeni Asır artık İzmir'in değil. Zaten küçük ilanlara da kimsenin ihtiyacı kalmadı. Satış fiyatı 75 kuruş. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Haber Ekspres, Bilgin ailesinin fertlerinden Aydın Bilgin'in yönetiminde 30 kuruştan satılıyor. Pek fazla bayilerde bulunmuyor ama 3000 civarı tirajı olduğu söyleniyor. Gazetenin adını söyleyince kocaman puntolu başlıklar, büyük yazılar, DHA, AA gibi ajanslardan kopyala yapıştır haberler ve kocaman kocaman resimlerden başka bir şey gelmiyor aklıma. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcR1OuCnpFB_ibh28NFbVZRAWrOLyHcDz6Xqk0e4PpWMXfi4vzo7" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="224" src="https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcR1OuCnpFB_ibh28NFbVZRAWrOLyHcDz6Xqk0e4PpWMXfi4vzo7" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yenigün Gazetesi ise Ömer Dinçer yönetiminde 25 kuruştan satılıyor. Raflarda en çok bulabileceğiniz yerel gazetelerden birisi. Okunabilecek haber sayısı oldukça çok. Kendi muhabirleri var. Özel haberleri var. Hatta internet televizyonları var. Kendilerince çaba sarfediyorlar. Ve diğerlerine göre en dolu gazetelerden birisi. Satış rakamları itibari ile 3000 civarı tirajı olduğu söyleniyor. Ne tarafta olduğunu söylemek zor. Etliye sütlüye karışmıyorlar. Ama iktidardan daha fazla etkileniyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<a href="http://gazetedokuzeylul.com/yenilogo.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" src="http://gazetedokuzeylul.com/yenilogo.png" height="83" width="640" /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
9 Eylül Gazetesi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin kente kazandırdığı en genç gazetelerden birisi. Arkasında mesleğinin duayenlerinin bulunduğu gazetenin yazarları ve yazıları gayet doyurucu. Satış fiyatı 50 kuruş. Kentin güncel hayatını yakından takip ediyor. Ulusal kalemleri bir çırpıda yazı yazmaya ikna edebiliyor. Cemiyetin gücüyle bazı haberlere ilk ulaşabiliyor. Bürokrasi içinde gayet kolay yer alabiliyor. Cumhuriyetçi muhalif kanaldan yayınlarına devam ediyor. </div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ege Telgraf, çok uzun yıllardır yayıncılık hayatında olsa da tanıyanı, bileni çok yok. Ama son yıllarda artık raflarda yerini almaya başladı. Onun da 3000 civarında satış rakamları olduğunu söyleyebiliriz. Ege Telgraf'ta kendine muhabir bulabilmiş cesur gazetelerden. Özel haberler yapabiliyor, Cesur bir şekilde muhalefetini yapabiliyorlar. 25 kuruştan satılıyor </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İlkses; neden ve ne şekilde İzmir'de yerel gazete yayınlama fikrine eriştiler bilmiyorum ama zengin gibi görünüp fukara olan gazetelerden. Haber Ekspres gibi büyük punto ve resimler, başka yayın organlarından alınmış yazılar, kocaman bulmacalarla yer doldurmaya çalışıyorlar. 25 kuruştan satılıyor. İktidar yanlısı demeye gerek yok, zira içinde başka bir yandan haber olmuyor. Yani yerel haber bile Ankara haberinden az. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Neden mi böyle anlattım gazeteleri ? Çünkü yerel gazetelere tahmin ettiğinizden çok daha fazla değer veriyorum da ondan. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sebeplerden birisi İzmir'in ülkenin diğer kentlerine benzemeyen yapısı. Hem ülke gündeminden bağımsız yaşayan, hem taraf olmuş gazetelere para ve itibar kazandırmak istemeyen yapısı, kentin kendi gazete ihtiyacını ortaya çıkarıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Diğeri ülkenin önemli devlet üniversitelerinden birisi olan, mesleğe çok fazla değerli insan yetiştirmiş olan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü. Bu kadar öğrenciyi meslek sahibi yapmaya çalışan kurum, öğrencilerin staj yapabilecekleri yerel gazetecilere ihtiyac duyuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Düşünsenize Yılmaz Özdil'de, Erol Yaraş'ta, Güngör Mengi'de, Deniz Sipahi'de yerel gazetelerden yetişen isimler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ayrıca hep demiyor muyuz bizim gözümüzden baksanız dünyaya işler çok daha kolay olacak diye. </div>
<div style="text-align: justify;">
O halde kendi gözümüzü neden yerel gazetelerden yansıtmıyoruz? Hep demiyormuyuz Galatasaray'a Fenere ayrılan sayfalar Göztepe'ye, Karşıyaka'ya ayrılsa dünyanın dengesi değişir diye...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eminim yerel gazetelerin tirajları yükseldikçe, kente daha çok inecekler, daha çok muhabir alacaklar, daha özgün haberler yapacaklar, haberler arttıkça esnafın dükkanına girecek, reklam geliri artacak, etki alanları artacak, vs vs vs</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çok düz mantıkla yazmış olabilirim ama inancım var yerel gazetelere. Çoğu zaman okumaya fırsatım olmasa da bir Hürriyet'e 1 TL verip sadece reklam ve taraflı gazeteci yorumu okuyacağıma 4 yerel gazeteye umut veririm. </div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-44775003383370806472016-12-10T22:24:00.004-08:002016-12-10T22:24:52.976-08:00Tesadüfen Yaşıyoruz<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
Dün akşam Beşiktaş - Bursaspor maçının hemen çıkışında Dolmabahçe'de bomba patladı ve ortalık savaş alanına döndü. Stattaki son taraftarında çıkmasından 15 dk sonra olması katliamın boyutunun artmasını önledi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2-3 senedir bu tip eylemlere alışmış bir Orta doğu ülkesi haline geldik. Bugüne kadar 30 civarı bombalama oldu, binlere yakın kaybımız var ama bir tane sorumlu göremedik henüz. Ne terörist yakalandı, ne de yakalayamayan bir yetkili istifa etti. İşin acı tarafı, şuursuzca rejimin değiştirilmemesi halinde bu tip kaoslar yaşanacağı mesajı verilerek adeta kan donduran açıklamalar yapıldı. Bu açıklama sahiplerine de bir şey olmadı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yapılan bir kaç şey, yayın yasağı, milli yas, ahlar vahlar... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Facebook artık "güvendeyiz" uygulamasını başlatıyor her olaydan sonra... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Özetleyeyim; güvende değiliz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bombayla ölebiliriz, kumpas ile hapse düşebiliriz, devletin silahlı kuvvetlerine sızmış darbeciler üzerimize bombalar atarak öldürebilir, esnaf tarafından sokakta dövülerek öldürülebiliriz, karılarımız/kızlarımız tecavüze uğrayıp öldürülebilir, çocuklarımıza cinsel taciz yapılabilir, yurtlarında yanarak ölebilirler ya da bu yazdıklarımız nedeni ile tutuklanabiliriz... Tesadüfen yaşıyoruz...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tarihe not düşülsün; bu yazıda belirtilen sebeplerden birisi nedeni ile de başımıza bir şey gelirse, yazdıklarımız çocuklarımızın bugünleri anlaması içindir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2002 yılından beri güvende değiliz. Bütün komşularımızla küsüz, AB artık bizi istemiyor, ABD'nin başına bir deli geldi bizimle ne boyutta işbirliği yapacağı malum, komşumuz bir ülkenin topraklarında fiilen savaşıyoruz, komşu bir başka ülke topraklarında bulunuyoruz, adalarımıza bir başka komşumuz el koyuyor, yavru vatan toprakları üzerinde gözü olanlar alenen istiyor, paramız değer yitirmeye devam ediyor, ekonomiyi canlandırmak üzere elimizde hiç bir enstrümanımız kalmadı çünkü tüm teşekkülleri satmıştık, ülkece travma halindeyiz, günlük acil ve önemli haber ortalamamız 15-20 artık 100 kişi ölmüş bomba patlamış dediğimizde rahatça sohbetimize devam edebiliyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sürekli yüksek tansiyon, sürekli katliam, sürekli kayıp... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanlıktan çıktık, Tesadüfen yaşıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Allah sonumuzu hayretsin. </div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-68171775811212906892016-07-03T11:59:00.001-07:002016-07-03T11:59:24.977-07:00Kemer - Bozdoğan<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
Aydın'ın Bozdoğan ilçesine bağlı Kemer Barajını belki daha önce duymuşsunuzdur. Akçay nehri üzerine kurulu, kente ve bölgeye hem hidrotermik santrali ile, hem sulama kanalları ile, hem de doğayı sellerden koruyarak katkıda bulunan çok amaçlı bir tesistir. Aydın-Denizli karayolundan Bozdoğan'a doğru saptıktan sonra, Bozdoğan şehir merkezine girmeden devam etmeniz halinde karşılaşacağınız baraj tesisleri takriben İzmir'den 2 saat, Aydın'dan 1 saat, Nazilli'den de 30 dk uzaklıkta ve yolları neredeyse otoyol kalitesinde. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Barajı niye anlatıyoruz çünkü görmeniz gereken 1-2 tesis ve manzara ve hatta ufak maceralı geziden bahsetmek istiyoruz. Burnumuzun dibindeki saklı cennetleri keşfetmeyi kendimize şiar edindiğimizden beri gördüğümüzü paylaşıyoruz ki dünyayı gezmeye açılmadan önce belki gezmek istersiniz diye.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Anlatacağımız ilk tesise ulaşım, barajdan önceki Sırma köyünü geçtikten sonra 2 kez yol çatala ayrılıyor. İlkinde barajın hangi yakasına gideceğinizi belirliyorsunuz. Burada sağ tarafı takip etmeniz gerekiyor. Yaklaşık 2 km sonra bir yol ayrımı daha önünüze çıkıyor. Burada da baraja ait resmi tesisler, lojmanlar vs gibi mahallenin bulunduğu yere gitmek için sağdan, dere kenarından baraja çıkmak için soldan inmeniz gerekiyor. Yaklaşık 2 km sonra bu iki farklı yol yeniden birleşse de bizim takip etmenizi önerdiğimiz yol soldan devam ediyor. Baraj tesislerinin altından devam eden bu yol üzerinde var olan bir tesis uğramanızı istediğimizi bir Alabalık çiftliği ve dinlenme tesisleri. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yol üzerinde göreceğiniz tabela ile dere yatağına doğru inecek ve saklı cenneti keşfedeceksiniz. Barajın devamında yer alan derenin kenarına kurulmuş, oldukça geniş bir alana yayılmış tesis tahmin ettiğiniz gibi gökyüzünü göremeyeceğiniz kadar sık ağaçlarla kaplı. Yanınızdan geçen derenin dinlendiren sesi, doğanın ev sahiplerinin misafirperver sesleri sizi bütün yorgunluğunuzdan uzaklaştırıyor.<br />
<br />
Burada kendin pişir kendin ye tarzında servis olduğu gibi köşk denilen tahta sofralarda da 4-5 kişilik ailelerce rahatlıkla kullanabileceğiniz yerlere garsonlar tarafından serviste yapılabiliyor. Mekan alabalık çifltiğine de ev sahipliği yaptığından çok taze alabalık yeme şansına sahip olacaksınız. Mekanın içinden geçen dere boyunca maceralı bir yürüyüş yapma şansınız bulunuyor.<br />
<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-29526464854565563462016-03-25T06:59:00.001-07:002016-03-25T06:59:46.176-07:00İskenderun<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh0mMyMgkDEwh8Y6sdR0ijXtlNpu4p-AuBRjWruR6N82h681eC8pzMQfswpxcTCWZmvWACUu1DgJ_6BKsl1-7TjoNPG_y_FhAXZkH-KPAzgBoabgVIo7L9YmXG4SKeA1WojRdQYAKFLfgI/s1600/yar%25C4%25B1kkaya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="432" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh0mMyMgkDEwh8Y6sdR0ijXtlNpu4p-AuBRjWruR6N82h681eC8pzMQfswpxcTCWZmvWACUu1DgJ_6BKsl1-7TjoNPG_y_FhAXZkH-KPAzgBoabgVIo7L9YmXG4SKeA1WojRdQYAKFLfgI/s640/yar%25C4%25B1kkaya.jpg" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<strong>İskenderun en az Mersin kadar enteresan bir kent. Kent diyorum çünkü Türkiye'deki bir çok şehirden daha kalabalık.mesela bağlı olduğu Antakya'dan kalabalık değilse bile kıl payıyla kaçırıyordur kalabalık olmayı. Tabi bunda en büyük etken Türkiye'nin en doğusundaki liman kenti olması, tren yolunun oraya kadar gitmesi ve demir çelik endüstirisi. Sadece bu kadar mı İskenderun elbetteki hayır.</strong> </div>
<div style="text-align: justify;">
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;">
İş icabı gezip öğrenmeye çalıştığım bir kent. Daha önce defalarca Antakya'ya gidip bütün ilçelerini gezmiştim. İskenderun hariç. Son zamanlarda ise sadece İskenderun'a gidip geri dönüyorum. Açıkça söyleyim İskenderun'da yaşamam için bir neden yok. Yani yaşadığım güzel Ege'yi bırakıp gidebileceğim tek sebep geri çevrilemeyecek bir iş teklifi olabilir. O da olmadığına göre oralara kadar gitmemin bir anlamı olmaması da gayet normal. Antakya'da yaşamayı göze alırdım oysaki. Eğer karışmasaydı ortalık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sanayi ve liman şehri olmanın vermiş olduğu bir ciddiyet bir soğukluk, bir kirlilik var sürekli burada. </div>
<div style="text-align: justify;">
Sürekli kamyonlar, koşuşturan çantalı/motorlu kuryeler, bir de plazadan fışkırmış iş adamları (ama belli ki günü birlik gelmişler oralı değiller). </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İskenderun'un şehir merkezi biraz büyük kent gibi dedim. Çarşısı, pazarı, semtleri, caddeleri olan. Deniz kıyısı da var ama bir İzmir, Mersin gibi değil. Bakımsız ve rüzgarlı. Belkide coğrafik yapısı nedeni ile doğa ile baş edemiyordur da ondan yapılmıyordur sahil bandı. Günahlarını almak istemem. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türkiye'nin karides yatağı olduğunu defalarca okuduğum İskenderun'da adam akıllı bir balıkçının olmaması, karidesi ise gazete/dergilerden gördüklerini hissetiren bir yabancılıkları var deniz mahsüllerine. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şehir merkezindeki herkesin tavsiye ettiği mekanları Petek. Restaurant, Cafe, Pastane vs vs hepsi var. Ama bize göre kır kahvesi. Lezzetlerine gelince çok iyi diyebilirim. Esas boğazına düşkünlerin yeri şehrin dışında. Antakya yolu üzerinde Belen geçidinde yer alan restaurantlar belli ki bazı seviyeleri aşmışlar. Kebap konusunda Antep ve Antakya arasında olmanın verdiği avantajı da kullanmışlar, asimilasyonu da yaşamışlar. Kağıda kebapları Antakya kadar güzel, ara sıcaklar Antep'teki kadar original. Manzara derseniz İskenderun'da bulamayacağınız kadar güzel. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Diğer bir taraftan Arsuz yoluna giderseniz de o bölgenin Çeşme'sine gitmiş oluyorsunuz. Hayat orada başka türlü akıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İskenderun'a gitmişken Yarıkkaya'yı görün mutlaka. Zaten görmemenize imkan yok ama yine de dikkatlice bir bakın etrafınıza. Ama yılda bir kere genelde Cemre zamanı ortalığı yerinden oynatır bu yarıktan gelen fırtına. Ne çatı bırakır ne sağlam temeli olmayan eşyayı. Yazın buz, kışın ılıman bir havası vardır. Yarıkkaya ile ilgili bir çok efsane de duyulur elbette kimi Hz. Ali'ye bağlar, kimisi Aman Osman diye inleyen yarine bağlar. Hangisi doğrudur bilmiyorum ama Yarıkkaya'ya karşıdan baktığınızda bile enteresan görüntüsü ile sizi başka efsaneler üretmeye yöneltebilir. </div>
<br /><br />
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-41986309641432340862016-01-30T13:09:00.000-08:002016-01-30T13:09:23.464-08:00Yönetilemeyen Şehir<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
Doğduğumdan bu yana en fazla 30 gün ayrı kaldım bu şehirden. Onlarca belki de yüzlerce şehir gezdim, gezdiğim yerlerde hep etrafı gözlemledim. Mesleğim şehir planlama veya yerel yönetimler değil ama yaşadığım şehrin nasıl yönetildiğini, oylarımızın nasıl değerlendirildiğini kıyaslama ihtiyacı hissettiğim için gözlemledim. Maalesef yaşadığım şehrin iyi yönetilemediği fikri çok uzun yıllardır var bende. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İhsan Alyanak, Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur, Ahmet Piriştina, Aziz Kocaoğlu derken 5 farklı belediye başkanı ve 2 farklı siyasi görüş tarafından yönetildim. Sosyal Demokratlar ve Liberal Demokratlar... Açıkça söyleyim kente en çok faydası dokunan başkan Yüksel Çakmur'du. Şehir içindeki dolmuş hatlarını ve işportacıların yasaklanması gerçekten takdir edilesi cesur hamlelerdi. Ulaştırma koordinasyon ve planlama üzerine gerçek projeler yaptı. Körfezin temizlenmesi, metro ve feribot onun hayaliydi. Piriştina da kentin vizyonuydu ve hatırı sayılır hamleleri vardı. Belki de çok daha faydası dokunacaktı ama ömrü yetmedi. Kordon ve Universiade gibi projeleri tam istediği gibi olmasa da kente kazandırıldı. Aziz Kocaoğlu ise maalesef iyi, hatta çok iyi bir mirasa konmasına rağmen bu fırsatı iyi değerlendiremedi. Ancak partisinin merkez yönetimi ısrarla ve inatla değiştirmeyi düşünmedi ve halen başkanlığını sürdürüyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xal1/v/t1.0-9/10311736_1021856007856484_9068438817013879502_n.jpg?oh=6803cbdf07a6798393baa334c4d3c30b&oe=5737706D" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="211" src="https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xal1/v/t1.0-9/10311736_1021856007856484_9068438817013879502_n.jpg?oh=6803cbdf07a6798393baa334c4d3c30b&oe=5737706D" width="320" /></a></div>
Açıkçası çevremdeki yüzlerce hatta binlerce hemşehrimle fikir teatisi yapmışlığım vardır Bunların %90'ı Aziz Bey'e kerhen oy verdiklerini dile getiriyorlar. Hal böyleyken bunu hiç bir parti yöneticisinin genel merkeze iletmemiş olmaması muhtemel değil. Hele son seçimlerde Konak Belediye Başkanlığı için partisine başvuran bir adayın, son dakika da Karşıyaka'ya aday yapılıp seçtirilmesi ise parti yönetiminde gerçekten bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor. İlçelere geçmeden önce bir konuya açıklık getirmek gerek. İzmir CHP'nin kalesi falan değildir. Öyle olsa her seçimde %60'ların altına inmezdi. Bunun diğer partiler için diğer kentlerde örnekleri mevcut. Eğer gerçek bir kale olsaydı 80'den sonra CHP/SHP/DSP çizgisi 7-8 seçimin hepsini kazanması gerekirdi.<br />
<br />
Neticede kentin ne ihtiyacı olduğunu değil, partinin neye ihtiyacı olduğunu düşünen CHP yönetiminin kentin sorunlarına eğileceğini de düşünmek sanırım biraz hayalperestlik olacak.<br />
<br />
Halbuki yıllardır Türkiye genelinde %26'lık oy oranını bir türlü aşamayan muhalefet partisinin en büyük hamlesi, belediyelerini yönettiği şehirlerde yaratacağı harikalarla bakın biz iktidarda bunu tüm ülkede yapabiliriz mesajı vermek olabilirdi. Nereleri var Aydın, Muğla, İzmir, Çanakkale, Mersin, Antalya, Edirne, Tekirdağ... Hangisinde bir belediyecilik örneği görebiliyorsunuz?<br />
<br />
Neyse çok açılmayalım. Neden hala Kocaoğlu aday gösteriliyor? Kocaoğlu bu kente ne yaptı? Kocaoğlu bu kente ne yapamadı? Neler yapılabilirdi?<br />
<br />
çok sayıda yazı yazacağımın işaretleri bunlar... <br />
<br />
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-7758955697403124152015-06-19T22:23:00.001-07:002016-01-18T03:03:06.008-08:0028 Yıl Sonra Aynı Duyguyla <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div style="text-align: justify;">
İlkokuldaydım... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O zamanlar Anadolu Liseleri kolejlerden daha revaçtaydı... Hem 8 sene, hem ücretsiz, hem Milli Eğitim Sisteminin içine edilmemiş hem de 2 yabancı dil öğretiliyordu. Üniversite kazanmak garanti, kariyer cabasıydı... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşte o dönemde İzmir'de 3-4 tane yeni Anadolu Lisesi aynı anda açıldı... Sadece Bornova ve Güzelbahçe yetmemiş, Karşıyaka, Buca ve Evka'da 3 tane yeni açılmıştı. Bu gelecek kaygısıyla beni ilkokul çağında dershaneye yazdırdılar. Ama butik dershane... İzmir'in işgalini görmüş eski bir konağı restore edip 3-5 sınıflı bir dershaneye çevirmişler. O zaman paralel yapı, cemaat vs kaygısı yok... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yine bir gün dershanedeyim. Fen hocamız Hababam'dan fırlamış gibi. Emekli olalı 30-40 sene olmuş tonton bir Paşa... Derslerim çok iyi özellikle fen ve matematikte coşuyorum... Paşa içimizi kıyarak anlatıyor dersi... Uyudum uyuyacağım... Daha 2. ders henüz. Gün böyle bitmez derken sınıfın kapısı çalındı. Sekreterya'dan bir teyze kapıdan içeri kafasını uzattı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
- <i>Hocam bir dakikanızı rica edebilir miyim?</i></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hoca kalktı sınıfın dışına çıktı. Bir dakika dolmadan geri uzattı kafasını ve bana doğru bakarak;</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
- <i>Oğlum, eşyalarını topla gel. </i></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben kendimden emin olamadım 5-6 kişilik sınıfta gözlerimle etrafı taradım ben miyim diye.. Evet beni işaret ediyordu. Sınıftan niye atıldım acaba diye düşüne düşüne eşyalarımı topladım. Tam kapıdan çıkarken, Hocam başımı sıvazladı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
- <i>"Çok üzülme oğlum, bu, dünyanın tek gerçeği, bu haftanın derslerini haftaya ben sana tekrar anlatırım..."</i> dedi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Allah allah bu adam beni dersten çıkartıyor bu dünyanın tek gerçeği diyor başımı sıvazlıyor.. Nooluyoru üleen... ???</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tahta merdivenleri gacırdata gacırtada aşağı inerken sekreter teyze de bana usturuplu bir şekilde izah etmeye çalışıyor. Abin geldi, kötü bir şey yok sanırım babannen biraz rahatsızlanmış, telaş etme vs vs vs... Aşağıya indim. Kapıda kuzenim Uluğ Abim. Başı öne eğik, ağlamaklı... Gel dedi bana sarıldı. <i>"Gitmemiz gerek"</i> dedi. Teşekkür etti ve ayrıldık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ulen ağlamam gerekiyor sanki bu sahnede diye düşünüyorum içimden. Konağın havalı merdivenlerini şaşkınlıkla indim. Kapının önünde en acı kahve haliyle bekleyen 80'li yılların efsanesi hatta Passat'ın kardeşi Volkswagen Santana'ya attık kendimizi. Daha ne oluyor dememe kalmadan abim gaza bastı. İnönü Parkının etrafında bir dönüşümüz var sanki film seti herşey. Sağa dönersek Mithatpaşa'ya, sola dönersek İnönü Caddesi'ne çıkacağımız ayrımda direksiyonu sağa kırıp köşeyi dönünce başlıyor bağırmaya... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaf Kaf Kaf Sin Sin Sin Kaf Sin Kaf Sin Kaf.... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Nooluyoru ulen 2 ????</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.oocities.org/colosseum/dome/2245/Image27.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.oocities.org/colosseum/dome/2245/Image27.gif" height="231" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Meğerse beni maça götürebilmek için rahmetli babaannemi -ki o zaman sağdı- mefta etmiş... Ben yine şoku kolay atlatamıyorum. Şaka mı gerçek mi muğlak henüz. Bakıyorum gayet neşeli... Benim babaannem, onun da anneannesi... Hepimizin albayı... Biz onun goca coğurlarıyız... Bir şey olsa bu kadar neşeli olmazdı diye düşünüp rahatlıyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://i2.wp.com/ayaktakileroturanlar.com/wp-content/uploads/2015/01/ksk_basket_86_87.jpg?fit=1024%2C1024" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://i2.wp.com/ayaktakileroturanlar.com/wp-content/uploads/2015/01/ksk_basket_86_87.jpg?fit=1024%2C1024" height="217" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Alsancak'a gidiyor, arabayı Kapalı Spor Salonu'nun önüne park ediyoruz. İnce bir kalabalık var. Gişelere yaklaşıyoruz bir bilet alıyor abim ve salona sırtını dönüp başlıyoruz uzaklaşmaya. Yönümüzü Tekel'in önünden Gar'a oradan da Alsancak Stadı'na veriyoruz. Köşeyi döner dönmez mahşeri-i bir kalabalık. Daracık demir turnike koridorlarında hiç bir yere değmeden stada giriş kaygısı. Kalabalık, uğultu, Kaf Kaf, yeşil kırmızı, şampiyonluk vs vs derken Altobelli'nin efsane kafası ve Recep'in golleri ile gelen net galibiyet sonrası neredeyse tüm stadın Atatürk Spor Salonu'na koşturması...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hepsi hayal gibiydi... O gün yanlış hatırlamıyorsam futbolda Petrol Ofisi'ni, baskette de Nasaş'ı yendik. Keyfimiz yerindeydi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sezonun sonuna yaklaşınca dershanedeki hocalarım bana yaşlı gözlerle bakıyor ne bahtsız çocuk acaba evlat mı edinsek diye düşünüyorlardı. Babaanne, anneanne, hala, dayı, baba, anne, kardeş sülalede sağ adam kalmamıştı... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-VminqxS1EwM/TyfZFqyfO0I/AAAAAAAABFc/zeu89RSXFO4/s1600/418968_319913478052665_109597445750937_942754_714108482_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://3.bp.blogspot.com/-VminqxS1EwM/TyfZFqyfO0I/AAAAAAAABFc/zeu89RSXFO4/s320/418968_319913478052665_109597445750937_942754_714108482_n.jpg" width="320" /></a>Ah be Karşıyaka adama neler yaptırıyorsun diyemeyeceğim. Çocuktum çift şampiyonluk yaşadım. Ortaokul ve lise de birer kez daha Futbolda şampiyonluk yaşadım. Bugün 28 sene sonra Basketbolda yine şampiyonluk yaşayınca aklıma geldi karalayım dedim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bilinmesini isterim ki 14 aydır hiç bir basketbol maçına gidemiyorum. Çünkü çok final kaybettikten sonra bir kez final maçı kaçırdım onda da Türkiye Kupasını kazandık. Bu totem çok tuttu. 14 ay da 3 kupa aldık. Artık totem bitmiştir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yeni sezonda, yeni bir Karşıyakalıyla maaile gideriz maçlara... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tebrikler Kaf Kaf, bizler çocuktuk ilk şampiyonluğumuzda artık çocuklarımız var... Bir kez daha arayı bu kadar açma....</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8680560826039823127.post-81498568905127086072015-05-16T13:07:00.002-07:002015-05-16T13:07:44.476-07:00Koyverme Oy ver...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
Seçimlere katılmayan protestocular, üşengeçler, kararsızlar ve adı her neyselere ithafen;<br />
<br />
Yüzdeler üzerinden anlatacağım. <br />
<br />
2011'de yapılan genel seçim sonuçlarına göre; <br />
<br />
52.8 milyon seçmen oy kullanabilirdi. Siz gitmediniz, kaç kişiydiniz biliyor musunuz? 9 milyon... yani %17... Bu hesapla bile meclise girersiniz ya daha nelere etki ettiğinizi düşünün. <br />
<br />
Neyse rakamlara mana verelim. <br />
<br />
İktidara gelen parti 21.4 milyon oy aldı. Yani seçmenin hepsi katılsaydı %40.5 ediyordular. Ama siz seçime tenezzül etmediğiniz için o oran katılım sağlayanların içinden hesaplandığı için 43.9'un %49'una tekabül etti. Çok daha basit bir ifade ile hiç bir şey yapmadan iktidara %6 oy vermiş oldunuz.<br />
<br />
Gelin bir de İzmir özeline bakalım;<br />
<br />
2.9 milyon seçmenin 2.5 milyonu oy kullandı. İzmir'deki oranınız %12 civarında.. Yine barajı aşıyorsunuz.<br />
<br />
1.1 milyonu CHP'ye, 0.92 milyon AKP'ye, 0.28 milyon MHP'ye 0.12 milyon bağımsızlara oy verdi sırasıyla seçmen sayısına göre oranları şöyle olmalıydı;<br />
CHP %38, AKP % 31, MHP %9.6 ve bağımsızlar %4.3<br />
peki siz oy kullanmayarak onların kaç almalarını sağladınız. <br />
CHP %43.7, AKP %36.7, MHP %11.3 ve bağımsızlar %4.8 <br />
<br />
istemeden yaptığınız katkı ortada... <br />
<br />
Lütfen gidip vatandaşlık görevinizi kullanın. Hangi parti olursa olsun geleceğiniz hakkındaki görüşlerinizi belirtin. Ne kadar büyük güç olduğunuzu görün... Yön değiştirebilirsiniz... <br />
<br />
<br />
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0